(bkz:dertten başka bir şey değildir. hala osmanlı şöyle osmanlı böyle diye yüceltenler osmanlınında yıkıldığını kabullenmek istemeyenler için bir kaç alıntı paylaşayım. ne kadar zorluklarla nerden nereye gelmiş herşey.
--spoiler--
* osmanlıdan bize kalan sadece dört önemli fabrika var: hereke ipek dokuma, feshane yün iplik, bakırköy bez ve beykoz deri fabrikaları...
* nüfusun % 80i kırsal bölgede yaşıyor. bunun önemli bir bölümü yerleşik değil göçebe. 40 bin köyün 37 bininde ne okul var, ne postahane, ne de dükkan. 40 bin köyde yaklaşık 11 milyon insan yaşıyor. bu insanların ancak % 2si okur-yazar. 37.000 köyde okul yok. 1922 istatistiklerine göre 1950 köyde sığır vebası var.
* düşmanların tümüyle yaktığı köy sayısı 830. yanan bina sayısı 114.408. ülkeyi neredeyse yeniden kurmak gerekiyor.
* 4.000 km kadar demiryolu var anadoluda. bir metresi bile bizim değil.
* denizciliğimiz acınacak durumda. donanma, ii. abdülhamit döneminde haliçte çürütülmüş.
* köylü topraksız. sabanı ve öküzü bile yok. doğuda, cumhuriyetle de insanlıkla da bağdaşmayan aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni var.
* çok az tarım mühendisi var. güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getiriyoruz. sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor.
* tüm türkiyede sadece 337 doktor var. 150 kadar ilçede doktor yok. doktor başına 30.000 kişi düşüyor. sağlık memuru sayısı 434. pek az şehirde eczane var. türkiyedeki toplam eczacı sayısı 60.
* salgın hastalıklar insanımızı kırıyor. üç milyon insanımız trahomlu. sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. bit ciddi sorun. nüfusumuzun yarısı hasta denebilir. bebek ölüm oranı % 60ı geçiyor. ebe sayısı çok az. 40 bin köye karşılık diplomalı ebe sayımız 136.
* telefon, motor ve makine yok denecek kadar az. teknolojiden yoksun bir ülkeyiz. radyo ve sinema sadece büyük kentler de var
* bütün sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. şeker, un ve hatta kiremiti bile ithal etmek durumundayız. avrupanın her çeşit malı için açık pazar halindeyiz.
* elektrik yalnız istanbul ve izmirin bazı kentlerde var.
* yunanistandan gelen göçmen sayısı 400.000i geçmiş. göçmenlere ordunun yiyecek stoklarından yardım ediliyor.
* zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz. halkın eğitimi ise hiç çözülmemiş bir sorun olarak duruyor. erkeklerin % 7si, kadınların %04ü okuma yazma biliyor. kürtler arasında okuma yazma oranı %01 bile değil.
* halk kitap okumuyor. 1729dan 1830 yılına kadar 100 yıl içinde osmanlıda basılan toplam kitap sayısı sadece 180. aynı sürede batıda basılan kitap sayısı ise 90.000. basının toplam tirajı 100.000i geçmiyor. gazeteler ve dergiler, sadece istanbul ve izmir gibi büyük kentlerde az sayıda okuyucu bulabiliyor.
* kitap yok, kütüphane yok, müze yok, tiyatro yok, sinema yok, radyo yok; halkı aydınlatacak, bilinçlendirecek, eğitecek kurumlar yok. halk adeta kendi kaderine ve cami imamının, tarikat şeyhinin, medrese ehlinin bilgisine ve insafına terk edilmiş durumda.
--spoiler--
hoşgörü, misafirperverlik, güvenilirlik, liderlik, asalet, liyakat, adalet, cesaret diye uzar gider. gerçi son yüz yıl içinde çoğunu kaybettik ama olsun miras bırakılmadı da diyemeyiz biz reddettik diyebiliriz.
osmanlıdan kalan kitap yok kütüphane yok diyen cahil kesimlerin, süleymaniye kütüphanesine şöyle uzaktan baksalar ne kadar yanıldıklarını anlayacaklar. dünyanın en büyük yazma eser kütüphanesi lan süleymaniye. gerçi hatasını anlayacak kapasiteleri olsa böyle cahilce konuşmaları yapmadan önce bir ufak araştırma yaparlar. ayrıca osmanlının son 300 yılını bir varoluş mücadelesi şeklinde geçirdiğini düşünürsek verilen rakamların aslında çok iyi olduğunu görebiliriz. zira osmanlı bu varoluş mücadelesini 300 yıl gibi uzun bir zamana yaymasaydı bugün değil anadoluda dünyanın hiç biryerinde ne türk ne de müslüman olurdu. türkiye cumhhuriyetine, osmanlıdan kalan;
-anayasal yönetim anlayışı(demokrasiye ilk adımlar)
-polis teşkilatı,
-itfaiye teşkilatı,
-zabıta teşkilatı,
-kızılay,
-milli istihbarat teşkilatı,
-türk silahlı kuvvetleri,
-tapu kadastro kayıtları,
-sayısız vakıflar,
ve daha bir sürü şey
en önemlisi geliyor işte;
-mustafa kemal atatürk.
evet yanlış yazmadım. atatürk osmanlının mirasıdır bize. kendisi osmanlı eğitimi görmüş, osmanlı askeri okullarından mezun olmuş, osmanlı ekmeği yemiş, osmanlı devletinin bütün imkanlarından yararlanmış bir osmanlı subayıdır. şimdi cahilliğin dibine vurmuş ağızları buram buram cahillik kokan, geçmişinden nefret eden, kendini bilmez haysiyetsizler bu söylediklerimi kabul etmek istemeyecek. güneşi balçıkla sıvayamazsın yavrum, gerçek budur. sen bu milletin evladı değilsin. bu ülkede yaşamayı dahi haketmiyorsun. geçmişinden utanan kendinden utanır. kendini kabul etmeyen insandan her türlü iftira beklenir.
osmanlı'yı veya yönetim yapısını kötülemeyen yazıdır. ya arkadaş ya kıçınızdan okuyorsunuz yazıyı yada anlama güçlüğünüz var. olayın osmanlının geçmiş yapısıyla uzaktan yakından alakası mı var? yazılan yazı tamamen osmanlı'nın bitiş zamanı ve yeni türkiye cumhuriyetinin kuruluş zamanına rast gelen vakitte türkiye'nin durumunu gösteriyor. osmanlı büyüktü, dünyanın çeyreğine hükmetti ama bitti ve bitiş noktasında türkiye cumhuriyeti kuruldu. bu ülke tekrar kurulurken vatanın ne durumda olduğunu anlatan bir şey bu. hemen siktiriboktan osmanlıcılığınız dışa vurmuş. yok biri demiş hoşgörü biri demiş atatürk'ün mal varlığı. mk hoşgörü bize osmanlıdan mı miras? güvenilirlik denmiş türk güvenilirliği diye bir tabir varda biz mi bilmiyoruz? ben bu ülkenin evladıyım ve senin kadar bu ülkede yaşamayı hakediyorum. osmanlı osmanlı yediniz kendinizi. biri de gelmiş özelden bana diyor ki padişah fransa'da bir tiyatro oynatılmayacak demişte oynatılmamış, posta koymuş işte osmanlının gücüymüş. la bi siktirin gidin ya sizin tarih bilginiz yok ya da taşşak geçiyorsunuz herhalde. kurtuluş savaşı zamanına karşı neredeyse kanuni zamanını koyacaksınız ortaya, bak biz viyana'ya kadar gitmişiz diye. hayır ayrıca bu ülkede itfaiye osmanlı zamanında kuruldu denmiş, ne zaman kurulacaktı ayıptır sorması? zorunlu devlet hizmetleriyle ne alakası var mk konunun? cımbızla sözcük çekip almaya işinize gelen yerden konuya girmeye luzum yok. 1 tane kütüphane varmış onu anlatıp ülkenin okur-yazarlığı hakkında konuşmamak nasıl oluyor?
dunya'nin turk korkusu, topkapi sarayi'nda ki eserler... kisacasi provakasyon icin gundeme getirilen bu konuyu Osmanli'nin dizilerden ogrenilemeyecegi gercegi ile bitirecegi eserlerdir.