padişahın cariyelerden peydahladığı çocuklar saraylarda, köşklerde, gondollarda gönül eğlendirirken anadolu ahvali 6 asır boyunca tarlaya çukur kazıp hacet giderecek,
bir çuval darıyla hayatta kalmaya çalışacak,
ateşle ısınıp aydınlanmak için mücadele edecek ölçüde yoksul, ve sersefildi.
osmanoğulları, tıpkı diğer kral ve hanedanlar gibi, dini keyfi menfaatleri doğrultusunda kullanmış,
yoksul ve isyankar halka köle ordularıyla korku salıp, gerekli gördüğünde binlerce aç köylüyü katletmiş zavallı bir tiran soyuydu.
osmanlı yönetiminde, su, doğal gaz, elektrik, kanalizasyon şebekesi namına hiçbir şey yoktu.
halkın faydalanabileceği tek bir kütüphane bile yoktu.
ilim yoktu.
irfan yoktu.
her şey padişah ve üç beş toprak ağası godoman içindi.
sokullu mehmet paşa' nın ölümüne kadar bizi gururulandıran bir tarih yazmış, sonrasındaysa moralimizi bozup üzmüş, artık mutlak surette geçmişte kalmaya ve bırakılmaya devam edilmesi gereken hanedan.
zaferlerini okudukça, hatırladıkça mutlu oluyoruz ancak osmanlı tarihi ve muhafazakar anlayışın baskın olmaması gerekecek kadar derin, uzun bir kültür ve tarihe sahip olduğumuz da tartışılamaz. bazı döngülerden uzaklaşmalıyız.
mısır, yunanistan, bulgaristan, gürcistan gibi ülkelerden kestiği haraçların hiçbirini halka hibe etmemiş, üstelik sefil köle ordusuyla her cephede kaybettiği dönemde türkleri öne sürerek, bugün bile nefretle anılmamıza yol açmış sefil bir aile.
şu an yaşadığımız her bir santimetre kareyi atatürk ve arkadaşlarının ittihatçı davasına borçluyuz.
atatürkün türk milliyetçiliği etrafında bir araya getirdiği ve kahırı ekserisi türkçe konuşan anadolu köylüsü olmasa, muhtemelen türkiye diye bir devlet de hiç var olmayacaktı!
bir devletin değil, tüm ülkeyi, taşı, toprağı, üzerinde yaşayan kanlı canlı insanlarla kendi malı sayan, mısırdan halifelik makamına ait eşyaları kaçırmış talan düşkünü hanedanın adıdır.
sıradan biri için ben, osmanlıyım demek,
ben osmanlının gayri meşru çocuğuyum anlamına gelir ki allaha şükür anamız babamız belli!
adı zeyd, ve zeynep (ebussuud efendi fetvalarında hep bu isimleri kullanıyor, mühtedi köleler hep aynı, benzer isimlere sahipti ) olan şeceresiz cariye ve esir değiller!
ideolojik sebeplerden dolayı asla bir objektiflik içinde ele alınamayan tarih konusu, hanedan.
inişleriyle ve çıkışlarıyla, altı asır boyunca varlığını devam ettirmiş bir hanedandan (bakın devlet kelimesini kullanmıyorum. zira Türkiye selçuklularından günümüze dek Anadolu'da mevcudiyetini aynı türk devleti sürdürmektedir.) bahsediyoruz. gücünün zirvesinde olduğu dönemde arap çöllerinden macar düzlüklerine kadar uzanan sahayı aynı politik çerçevenin içerisine alabilmiş.
fakat ne yazık ki, politika ruhumuza o kadar derinden işlemiş ki, tarihin belki de en heyecanlı ve girift alanlarından birisi olan osmanlı'yı yıkıldığı günden beri ideolojilerimize, politik duruşumuza meze ediyoruz. tüm dünyadaki akademik tarih camialarının büyük bir ciddiyetle üzerine eğildiği bu hanedan, bizim ülkemizde pozitif ya da negatif yaklaşımlarla, ideolojik mücadeleleri sürdürme aracı olarak kullanılıyor. ne yazık ki sosyal bilimlerde sınıfta kaldık.
Halkın kendi Hizmetinde olan Şişman bir beygir görülemezdi. Sağlıklı olanları harplerde çok can verirdi. Istanbulda Hizmet esnasında bitkin düşen hasta beygir beddular eşliğinde deniz kenarına sürüklenir, ölüsünü denize atarlardı. Anılırda bunlar yazılıdır.