osmanlı zamanında vakıflar

entry4 galeri0
    1.
  1. ŞAKA GiBi GELiYOR AMA iNANIN BUNLARIN HEPSi GERÇEK

    DÜŞÜNÜN;

    Hava buz gibi.
    Camiye gittiniz.

    Şadırvan da abdest alacaksınız ama buz gibi su içinizi titretiyor.

    Tam o anda elinde ibrik yanınızda bir genç bitiyor.

    “Buyurun Beyefendi” diyor.

    “Abdestinizi sıcak suyla alın”

    Şaşırıyorsunuz.

    Sonra gencin yakasındaki karta ilişiyor gözünüz:

    “Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı Görevlisi!” yazıyor.

    Ya da tam tersi.

    Ağustos sıcağı, dilinizi damağınıza yapıştırmış.

    “Şöyle buz gibi bir su olsaydı” diye içinizden geçirirken, bir bardak uzanıyor elinize.

    Suyu kana kana içiyorsunuz, içiniz ferahlıyor.

    Teşekkür etmek ve eline üç-beş kuruş tutuşturmak için bardağı uzatan gence dönüyorsunuz.

    Ama o parayı kabul etmiyor.

    Daha da şaşırıyor ve “Sen de kimsin?” diyorsunuz.

    “Ben, Yaz Günleri Soğuk Su Dağıtma Vakfı Görevlisiyim” diyor genç.

    Bitmedi, çok fakirsiniz.

    Evlilik çağına gelmiş bir kızınız var.

    Ama çeyizi bile yok.

    Bir gün akşam karanlığı çökmek üzereyken, kapınız çalıyor.

    Kapıda iki bayan; ellerinde paket paket danteller, el işlemeleri, çeyizlik havlular, saten örtüler.

    Gözünüz yaşlı, sesiniz titrek soruyorsunuz; “Siz de kimsiniz?”

    “Biz” diyorlar. “Fakir Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı‘ndan geliyoruz”

    Şaka gibi geliyor ama inanın bunların hepsi gerçek.

    Hem de bundan 500 yıl önce bu topraklarda yaşanıyordu.

    Nereden mi biliyorum?

    Vakıflar Genel Müdürlüğü, harika bir çalışma yapmış.

    Osmanlı‘da kurulan vakıfların listesini çıkarmış.

    insan okudukça çarpılıyor, tüyleri diken diken oluyor.

    “Yarabbi bu nasıl büyük bir medeniyettir, nasıl üstün bir meziyettir” demekten kendini alamıyor insan.

    Kimisi 15. yüzyılda kurulmuş, kimisi 16. yüzyılda

    işte Osmanlı’da kurulan vakıflar:

    1. Güzel Yazı Öğretme Vakfı,
    2. Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı,
    3. Hastalara Evinde Bakma Vakfı,
    4. Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı,
    5. Duvar Yazılarını Silme Vakfı,
    6. Kadın Sığınma Evi Vakfı,
    7. Sıcak Pide Dağıtma Vakfı,
    8. Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı,
    9. Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı,
    10.Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı,
    11.Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı,
    12.Helalleşme Vakfı,
    13.Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı,
    14.ilkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı,
    15.Yoksul Mahkumlara Harçlık Verme Vakfı,
    16.Güvercin hane Yaptırma Vakfı,
    17.Leylekleri Koruma Vakfı,
    18.Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı,
    19.iflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı,
    20.ilmi Kitapları Bağışlama Vakfı,
    21.Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı,
    22.Şehir Estetiğini Koruma Vakfı,
    23.Hayvanlara Mera Açma Vakfı.

    Daha onlarcası var.

    Ama hepsini yazmaya imkan yok.

    Ancak şimdi siz karar verin;

    500 yıl önceki Osmanlı mı ileri, yoksa bugün çağdaşım diye kan ve gözyaşı ile beslenenler mi?

    Umudumuz ve temennimiz bu tür vakıfların ülkemizde çoğalmasıdır. O zaman bu vatan maddi ve manevi saadetler içinde gül ve güli stana dönecektir, inşallah.

    Prof. Dr. Sıtkı Göksu

    Kaynak: ilginç Vakıflar / Vakıflar Gen. Müdürlüğü Yayını
    2 ...
  2. 2.
  3. Bu gün olduğu gibi o zamanda vergiden kaçmanın en kıyak yöntemiydi. Bu kadar saçma sapan vakıf olmamasının sebebini kimse bana hayır severlik olarak anlatmasın. Anadolu açlık ve sefaletten kırılırken saçma sapan vakıflar kuruluyordu. Ne tesadüftür ki bu gün de ensesi en kalın iş adamları nedense vergi rekortmenleri listelerinde isimleri görünmüyorlar. Çünkü okçular ve türgev gibi vakıflara bağış yapıyorlar bu arkadaşlar. Ama tabi ki bu gün olduğu gibi o demende de işini düzgün yapan vakıflar vardı.
    0 ...
  4. 3.
  5. Herşey Osmanlı zamanında güzeldi zaten.
    1 ...
  6. 4.
  7. işin bir de ahlaki boyutu var ki, vakif görevlileri, vakıf yöneticiler, sorumluları bu vakıflara ait tek kuruşa dahi tenezzül etmezlerdi osmanlı'nın son dönemine kadar, ama 18. yüzyıldan sonra çakallıklar çukallıklar başladı, sonunu bugünden biliyorsunuz zaten.

    bu topraklarda öyle insanlar yaşadı ki haram olan, kendi hakkı olmayan tek kuruşa yan gözle bile bakmadı, osmanlı vakıflarını yöneten insanlar da böyle insanlardı işte, ama bizim hamurumuzu bozdular, mayamızı bozdular.

    ve bugün geldiğimiz noktada ok atacağız, ecdadı yaşatacağız diye milyonlarca yetimin hakkını yediler, ceplediler...

    bursa'da bir vakıf var, gurabahane-i laklakan derler.

    görenler gülüyor bunun tabelasını.
    yaralı leyleklere, kuşlara, hayvanlara bakan bir vakıfmış burası oysa ki.

    şimdi gurabahane-i laklakan lafını duyunca gülen hanzolar avlanması yasak, nesli tükenmek üzere olan hayvanları avlamaktan çekinmiyorlar...

    ok atıp ecdadı yaşatmaya çalışacağınıza, vakıfları ayağa kaldırıp ecdadın güzel ahlakını yaşatın...
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük