eski metinlerin derse girmesiyle birlikte okumakta zorlanmaya başladığım, mustafa nuri paşa'nın, netayicü'l vukuat *'ından ahval-i umur-ı maliyye'sini, katib çelebi'nin mizanül hakk fi ihtiyari'l e-hakk'ından bir bölüm ve daha nicelerini okukuyup, anlamaya çalıştığım, bir de bunu kanıtlamak zorunda olduğum ders.
ama ne olursa olsun osmanlı türkçesi okumayı seviyorum; fakat yazmayı daha çok seviyorum. ***
yunus emre nin şiirlerini okuyunca güncel dille arasında pek fark olmadığı anlaşabilir. edebiyat derslerinde okutulan şiirlere bakılarak yapılan değerlendirmeler yanlıştır çünkü onların çoğu "sanat sanat içindir" anlayışına yönelik olarak ortaya atılmıştır. bunu gericilikle vs alakası yoktur ellerimizi vicdamıza koyup düşünmek gerekir.
derhal okullarda öğretilmesi gereken köklü dildir. estetik ve ilmi açıdan yüksek bir kültürün belirtisi olabilir. bu türde yazılmış şiirler muhteşemdir.
"her aydın" şeklinde genelleme yapamam belki, fakat tarih, edebiyat alanlarına meraklı olan her kişinin *, şehrindeki bir osmanlı eserinin önünden geçerken "kitabede ne yazıyor acaba" diye aklına düşen herkesin öğrenmesi gerektiğine inanıyorum.
genel yapısını kavradığınızda anlatıldığı kadar zor olmadığını görürsünüz. (bkz: #20041356) bu entrymde bazı kişilerin abartılarına gereken cevabı vermiştim. zorluğu el yazısında, fantastik yazı tiplerindedir ancak gözünüz alıştıktan sonra o da zor gelmez. he insanlıktan çıkmış şekilde yazanlar var elbette onlara bir şey diyemem.
bazıları çok fazla karşı çıkıyor öğrenilmesine, gereksiz buluyor. aslında genel olarak osmanlıya karşı çıkıyor. bunlar yanlıştır. bu bizim tarihimizdir. göktürk türkçesi nasıl bizim ise osmanlı türkçesi de bizimdir.
bazı akl-ı evveller gibi osmanlı türkçesi dediğimiz kavrama sadece alfabe olarak karşı çıkılması da son derece saçma. bu kişilerin önüne atatürk'ün bir konuşmasını sırasıyla bir türkçeleştirilmiş latin harfleriyle bir arap-fars harfleriyle koysak, birinciye türkçe ikinciye "osmanlıca" diyecektir. halbuki ikisi de osmanlı türkçesidir, ikisinde de arapça farsça kelimeler yoğundur, tek fark alfabe.
dediği gibi ne oluşturduğu kültürü ne kurduğu dil düzeni, ne de devletin kendisi olarak osmanlı reddedilmemeli. bunu hem atatürkçü olduğunu iddia eden cahiller hem de bazı milliyetçi olduğunu iddia eden cahiller yapıyor ***. birincisinin örneğini yukarıda verdim. ikincisi de açıp belgelere dayanan bir göktürk tarihi * okusun, bazı kağanları okurken öyle bir hayal kırıklığına uğrayacak ki. türk'e gereken önemi vermedi dediği osmanlı'nın yaptığını bazı kağanların da yaptığını görmek çok ağır gelecek.
tarihimizin hiç bir parçasını reddetmemeli. zaferiyle mağlubiyetiyle, hatasıyla doğrusuyla bizimdir.
iyi bir eğitimden sonra okunması ve yazılması kolaydır ve iyi bir eğitimle kısa sürede öğrenilebilir. işin zor tarafı arapça ve farsça kelime dağarcığının dar olmasından kaynaklanır. bu nedenle de insanlar osmanlı türkçesi için okuması yazması zor diye bir bahaneye yeltenirler. örnek verecek olursak, "lede-l-iktiza" diye bir kelimeyi haytında duymamış biri haliyle bu kelimeyi okumakta zorlanır. buna mukabil bu kişi "baba" kelimesini rahatlıkla okuyacaktır.
yazı dilidir. edebi dildir, resmi yazışmalarda kullanılmıştır.o yüzden osmanlıca demek yanlıştır. arapça farsça türkçe kelimelerden ve gramer unsurlarından mürekkeptir. ilk dönemde bir metnin içerdiği türkçe kelime sayısı daha fazlayken klasik dönemde metinlerde nerdeyse sadece fiillerin türkçe olduğu görülmektedir. çünkü arapçada fiil olan kelimeler bile osmanlı türkçesinde isim görevinde kullanılır. tabi ki türkçe etkisinde kalmış fars arapçası değildir. japoncanın çince etkisinde kalmış korece olması kadar doğru bir ifade. uzun uzun anlatasım yok.
bu arada sözlükse redhouse iyidir. devellioğlu sadece arapça farsça kökenli sözcükleri içerir ve geliştirilmeye ihtiyacı vardır. kamus-i türki de iyi bir başvuru kaynağıdır. ismail parlatır'ın sözlüğü de madde başı arap harfli dizin içermesi bakımından yararlıdır.
edit: -ca/-ce/-ça/-çe kavim ve millet adlarına gelip o milletin, kavmin konuştuğu dil adını oluşturur. osmanlı türkçesi konuşulan bir değildi. yazı diliydi. osmanlı tebası oğuz türkçesi konuşmaktaydı. osmanlı türkçesinin öncesinde eski anadolu türkçesini görüyoruz. oğuz lehçesinin yazı dili olarak ilk teşekkülüdür. sontra bir yazı dili olarak osmanlı türkçesine bırakıyor yerini. 15 yy diyelim.
edit: ilber ortaylı'yı severiz, hürmet ederiz, ama neticede tarihçidir, dil uzmanı değildir. her sözü de harfine dokunulmaz kutsal beyanat değildir.
üniversitede okurken korkutucu olduğundan dolayı hep kaçtığım ama artık son senemde öğrenmek zorunda kaldığım lehçe. aslında bakarsanız öğrenmesi çok eğlenceli. bulmaca gibi bir şey.
siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, maliye gibi sosyal bilim alanlarında/dallarında akademik kariyer düşünüyorsanız el yazması okuyana kadar kursuna gidin önerisinde bulunulacak dil. bildiğin türkçe ama tam da öyle değil. bulmaca gibi...
hocası cins olunca bir başka güzel, işkence tadında derstir.
Halktan kopukdur çünkü halk okuyup yazamaz, il ve ilçelerde çoğu zaman ferman okuyacak adam bulunmazmış. Orası ayrı bir de ortak sesli harfler yüzünden her okuyan farklı okuyabilirmiş.
Halen öyle. Bir beyiti on farklı şekilde okursun üstelik vezine de uyar kafiyeye de.
Ama öğrenmek gerek. Zira eski edebiyatta harika sanat eserleri var bu dil ve alfabeyle yazılmış.