Murat bardakçı'dan birçoğunun içkili alemler yaptığını ve sağlam içtiklerini duyduğumda şaşırdığım tek başına başbakan + cumhurbaşkanı + genelkurmay başkanı olan 3'ü bir arada şahsiyetler.
alayı oğuz han soyundan gelirler. son padişah vahdettin ve geçenlerde ölen payitaht osmanoğlu gibi. kan bağı ve genetik olarak oğuz han ın soyundan gelmektedir. tıpkı tüm selçuklu sultanları gibi. turanlı türk kavminin oğuz boyu ndan insanlardır bugünkü türkiye topraklarını fethedenler. (bkz: moğolların gizli tarihi)
türklükleri sanırsam orhan bey'in bizans tekfurunun kızıyla evlenmesinden sonra bozulan dünyaya bir dönem boyunca yön vermiş, hristiyanların yaşadığı orta çağı çok iyi değerlendirmiş ancak islamın getirdiği teknolojilere gavur icadı şeklinde bakmak sonlarını hazırlamıştır. ayrıca kaliteleri kanuniden sonra düşen padişahlardır.
Osmanlı devletinin kurucusu, askerlerinin silah arkadaşı, yepyeni bir Türk-islam sentezinin sahibi Sultan Osman Gazi Han,
Harp alanında son nefesini verirken "Attan inmeyesüz!" gibi kitaplık çapta bir sözü söyleyen şehit sultan Murat Hüdâvendigâr Han,
Yedi dili fevkalade konuşabilen, büyük kuşatmadaki muazzam topların mühendisliğini kendisi yapmış, ukalâ Bizans elçisine "Bizim elimizin ulaştığı yerlere senin komutanının hayalleri bile ulaşamaz!" sözünü söyleyen, Peygamber Efendimizin mübarek sözlerindeki komutan olma payesine erişmiş, istanbul'u fethetmiş, şehri değişik kültürler ve dinler için bir barış diyarı haline getirmiş yüce hakan Fatih Sultan Mehmet Han,
Seferlerine 2 deve yükü kitapla çıkan, günde 2 saatten fazla uyumayan, sekiz yıllık padişahlığı zamanında, 280 gün sarayda kalmış, 3 devlete son vermiş, cihanda Türk-islam birliğini sağlamış, harama bulaşmamış bir ordunun komutanı, Sina Çölünü Efendimizin ardında yürüyerek geçen Yavuz Sultan Selim Han,
Ordusuyla orta ve doğu Avrupa'da dolaştığı halde, karşısına ordu çıkmadığı için savaşmadan, hiçbir yeri yağmalamadan geri dönen, 46 yıllık saltanatında sayısız savaş kazanmış, muhteşem padişah Kanuni Sultan Süleyman Han,
Vatan toprağından bir parçasının kaybedildiği, bir kalenin düştüğü haberini getirdiklerinde kalp sektesinden ölen, olduğu yere yığılıp kalan Sultan I. Abdülhamid Han,
Hiç bir devlet evrakına abdestsiz imza atmamış, 33 yıllık padişahlığında bir karış toprak kaybetmemiş, Osmanlının en zayıf zamanında muhteşem zekasıyla tüm dünyaya diplomasi dersleri veren, vefat ettiği zaman Ünlü Alman imparatoru Otto von Bismarck'ın kendisi için, "Siyaseti, Sultan ikinci Abdülhamid'den öğrendim!", Hatta Abdülhamid Hanın yüksek siyaseti için; "Dünyada on gram akıl olsa, bunun bir gramı bende, bir gramı diğer dünya devlet adamlarında, sekiz gramı Sultan ikinci Abdülhamid'dedir." dediği, daima istibdat iftirasıyla karalanmak istenmiş, tahttan indirildikten sonra dünyadaki tüm dengeler bozulmuş, ard arda savaşlar çıkıvermiş (Balkan savaşları, Trablusgarp savaşı, I. Dünya savaşı, Kurtuluş savaşı), dedikleri bir bir çıktığı için onu azlettirip ülkenin başına geçen ittihatçılar'ın birçoğunun hatalarını anlayıp kendisinden özür dilediği (meselâ Rıza Tevfik), ulu hakan Sultan II. Abdülhamid Han
gibi yüksek şahsiyetlerin de aralarında bulunduğu, islam'a sıkı sıkıya bağlı, Türk-islam idealinden sapmamak için 600 yıl mücadele vermiş, Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra islam'ın Halifesi (bir kısım cühelânın söylediği gibi "Allah'ın Halifesi" değil!!) olma payesine erişmiş, büyük ve asil ailenin, Devlet-i Âl-i Osman'ı yönetme vazifesini omuzlarına yüklenmiş efradıdır.
aslında 38 kişidirler, ancak nedense tarihi yazanlar fetret devrinde hükümdarlık yapmış olan iki padişahı yani süleyman çelebi ve mustafa çelebi'yi saymazlar. kimse de durup "ulan koca devlet 12 sene başıboş nasıl ayakta kalmış" demez.
bu noktada daha en başta çelebi mehmet ve 2.murat'ın tarihçiler üzerinde baskı kurduğunu ve sözü geçen mustafa çelebi ile düzmece mustafa'nın aynı kişiler olmadığını bilmek gerekir...
bütün dünya için "seyir değiştirici" olan işleri en fazla yapmış Türk kişilerdir. Çağ değiştirmek, üç kıtada ülkeler fethetmek, birden çok devletin yeryüzündeki varlığına kesin olarak son vermek, milliyetçiliğin çok geliştiği zamanlarda bile adaletle hükmederek değişik dil, din ve ırka mensup insanları bir arada tutabilmek, kendine has mükemmel bir kültür, sanat (hat, tezhip, ebrû, mimari, şiir, musıki, minyatür vs) ve medeniyet oluşturmak, milletlerarası protokolü ayarlama gücüne sahip bulunmak (avusturya kralının osmanlı sadrazamına denk sayılması) gibi millete şeref veren işler Osmanlı'nın icraatlarıdır.
Osmanlı'nın Türk olmadığını söyleyen veya imâ eden zavalılara gelince; onlar kemikten evini inkâr eden kaplumbağaya benziyorlar. Köksüzlüğe mahkûm edilmişler.
Soyuyla sorunu olan, aslını inkâr eden, köksüzlüğü benimsemiş insanların,
islam'ı bilmeyen, sevmeyen, anlamamış, anlamaya da çalışmayan insanların,
Tehcir yasasından kurtulmak için, müslüman ve türk rolü yapan, Alevi görünümlü ermenilerin,
Mustafa Kemal'in de bir Osmanlı Zabiti olduğunu, onu da Osmanlıların yetiştirdiğini unutan, Gazi'nin resmini paradan ve resmi dairelerden kaldırtan zihniyete alkış tutan, sözde "Atatürksever" Kemalistlerin,
Osmanlı'nın Türk olmadığını söyleyebilen, kendi Türklüğünden asla emin olamadığımız, Ermeni, Rum, dönme tohumu nesebi gayri sarih insancıkların,
Burun yapılarının bozulmamasıyla bile Osmanlı Hanedanının soylarının bozulmamış olduğunu kavrayamayanların,
Bütün dünya tarihinde hanedan olgusu, monarşi yönetimi nedir, nasıldır bilmeyenlerin,
Osmanlıların emperyalist olmadıklarını, bu yüzden "imparator" veya "imparatorluk" kelimelerini kullanmadıklarını, kendilerine Devlet-i Âl-i Osman dediklerini bilmeyenlerin,
Osmanlıların, reklam tabelalarında bile yabancı kelimeler bulunan, gençlerin kurbağa dilinden bile daha dar ifade gücüne sahip, türkçeden başka herşeye benzeyen, renksiz, tadsız bir dille konuşan günümüz Türkiye Türklerinden daha iyi, kuşatıcı, ifade gücü yüksek bir Türkçe'yle konuştuklarını, bu dille büyük bir edebiyat oluşturduklarını kavrayamayan, fikri kıt, vicdanı kıt, insafı kıt, güzellik namına her şeye zıt insanların,
insanlığa, islâmiyete, milletimize, ülkemize, tarihimize, edebiyatımıza, ilmimize, irfanımıza, kültürümüze, sanatımıza Osmanlı kadar katkı yapmamış, yiyip içip uyuyan gübre makinelerinin,
haklarında konuşmaya, yorum yapmaya, onları eleştirmeye hele de onlara hakaret etmeye asla hakkının olmadığı, çok iyi terbiye ve eğitim almış, en kötüsü bile 5 vakit namazı cemaatle kılan, harama helâle dikkat eden, herbirinde farklı sıradışı vasıflar bulunan, bazıları veli, bazıları dahi, birçoğu şair, kimisi sanatkâr, kimisi zanaatkâr, ama hepsi vatansever devlet başkanlarıdır.
(Edith: Nesini eksiliyorsun, soysuz kanına neresi dokundu, merak ediyorum.)
(II. Edith: Ey beni eksileyen soysuz bu uzun cümle senin soysuzluğuna kapak olsun!)
osman (3), orhan, murad(5), bayezid (2), mehmed (6), süleyman (2), selim (3), ahmed(3), mahmud (2), mustafa (4), ibrahim, abdülmecid, abdülhamid (2), abdülaziz'den
ibaret olup 36 kişidirler.
Aralarında şu isim neden yok, bu isim niçin çok demek öküz altında buzağı aramaktır. Saltanat hanedanı böyle olur. Gene de bayağı bir isim çeşidi var. Fransız hanedanında 16. Henry olduğunu düşünürsek, sanırım daha anlaşılır olur.
Tam liste için:
01-Sultan Osman Gazi Han
02-Sultan Orhan Gazi Han
03-Sultan Murad Hüdâvendigâr Han
04-Sultan Yıldırım Bayezid Han
05-Sultan Çelebi Mehmed Han
06-Sultan ikinci Murad Han
07-Fatih Sultan Mehmed Han
08-Sultan ikinci Bayezid Han
09-Yavuz Sultan Selim Han
10-Kanuni Sultan Süleyman Han
11-Sultan ikinci Selim Han
12-Sultan Üçüncü Murad Han
13-Sultan Üçüncü Mehmed Han
14-Sultan Birinci Ahmed Han
15-Sultan Birinci Mustafa Han
16-Sultan ikinci Osman Han
17-Sultan Dördüncü Murad Han
18-Sultan ibrahim Han
19-Sultan Dördüncü Mehmed Han
20-Sultan ikinci Süleyman Han
21-Sultan ikinci Ahmed Han
22-Sultan ikinci Mustafa Han
23-Sultan Üçüncü Ahmed Han
24-Sultan Birinci Mahmud Han
25-Sultan Üçüncü Osman Han
26-Sultan Üçüncü Mustafa Han
27-Sultan Birinci Abdülhamid Han
28-Sultan Üçüncü Selim Han
29-Sultan Dördüncü Mustafa Han
30-Sultan ikinci Mahmud Han
31-Sultan Abdülmecid Han
32-Sultan Abdülaziz Han
33-Sultan Beşinci Murad Han
34-Sultan ikinci Abdülhamid Han
35-Sultan Mehmet Reşad Han
36-Sultan Mehmet Vahdeddin Han
yavuz sultan selim den sonraki tüm padişahlar halife-i rûy-u zemin yani yeryüzünü adaletle yönetmede allahın temsilcisi olarak isimlendirilirdi.
şirkin de ta bu kadarı.
iyi ki yıkılmış lan osmanlı.
edit: allah bilir bunu eksileyenler hani şu neo-osmanlıcı götümün yobazlarıdır.
kardeeeeeş, şirk diyorum alooo. neyine basıyorsun eksiyi?!
osmanli padisahlari cok iyi egitilmis insanlardi. dünya görüsleri de bugünkü her liderden cok daha ileriydi. bircok ´dil bilirlerdi. bellini fatih sultan mehmet´le italyanca konustugunu yazmistir (bellini fatih´in portresini yapmis olan ressamdir)
birkac saptama ;
-)kanuni sultan süleyman dünya tarihindeki gelmis gecmis en kudretli 3 hükümdardan birisidir.
-) yavuz sultan selim in en büyük hobilerinden birisi satranc tahtasi olmadan "körleme" satranc oynamaktir. hocasiyla mercidabik savasina giderlerken vakit gecsin diye at sirtinda satranc oynarlarmis.
horasan'dan at sırtında kızıl serpuşlarıyla, bursa dolaylarına gelip beylik kurmuş has türk diyebileceğimiz osman bey ile orhan bey'in * tarih kitaplarında koca sarıklar içindeki portreleri ilgi çekicidir, hele bunların padişah olarak sıfatlandırılması da ayrı bir hoş. *
dönem dönem "derin"lere dalmışlardır. sefaya dalıp görevi siktir eden de mevcuttur "kişisel sefanın amuğa goyim, topraklarımda refah olsun genişlesin" diyen de...
bilinenin aksine türklüğü aşağılayan *, yeniçeri ocağı kaldırılırken alevilere ve onların destekçisi yahudi sarraflara * katliam yapmış * ve eskiden türkmenlerin çoğunlukta olduğu doğu anadolu'nun kürtleşmesinde önemli rol oynamış hanedan. alevi değilim ama bilirim ki aleviler osmanlı hanedanından yeniçeri ocağı'nı kaldıran 2. mahmut'un türbesine tükürecek kadar nefret eder. bunun nedeni de 16. yüzyılın ilk çeyreğinden başlayarak binlerce alevinin öldürülmesi ve kalanların 2. meşrutiyete kadar nakşi örtüsü altında yaşamaya zorlanmasıdır. ilginçtir 1. selim'e kadarki bütün osmanlı padişahları aleviydi.
edit: eksileyen arkadaşlara sözüm. lütfen tarihe nesnel açıdan bakın. osmanlı döneminde yörükler onlar için ne demiş:
neredeyse hepsi yabancı kadınlarla evlenmişlerdir, bugün yaşayan bir padişah soyu ile osman bey'in genetik özellikleri arasında dağlar kadar fark vardır ancak burunları hiç değişmemiştir. nasıl bir burun genidir anlaşılmaz.
pers soyundan gelen, i. osmanın eşleri, mâl hatun ve bala hatun dışında -ki kardeştirler bunlar- saraya türk kadın sokmayan, ve nesiller geçtikçe oluşan kan çorbasından dolayı kemerli büyük burunlu, kambur, çarpık bacaklı, çirkin insanların oluşturduğu hanedan.
isyanlarda kanı akıtılmayacak şekilde öldürülen padişahtır. sanırım osmanlı soyundan geldikleri için kan kutsal sayılırdı. genellikle de padişahlar boğularak öldürülmüşttür zaten.
soyları bir taraftan hz. muhammed'e (s.a.v) (bkz: şeyh edebali), diğer taraftan da hz. ibrahim'e dayanmaktadır. iki taraftan da kutsal soylu oldukları için, Osmanlı Devleti'nin en kötü dönemlerinde bile bu soydan kişiler öldürüleceği zaman kanları akıtılmamış, boğularak öldürülmüşlerdir. hatta derler ki ne zaman 2. osman öldürüldü, o mubarek kan yere düştü, o günden sonra Osmanlı'nın çöküşünün önüne geçilemedi, yıkıldı gitti.
not: bu öldürülen padişahı 2. osman diye hatırlıyorum. yanlış olabilir, uyarınız.
masonların oyuncagı olanlarını hariç tutarsak, devrin en büyük alimleri tarafından yetiştirilmiş yüce zatlardır.
aldıkları terbiye, egitim ve diger hususları günümüz türkiyesi kosullarında hiçbir insan evladının alması mümkün degildir. saka mısnız siz ya? bizim tarih kitaplarından okumuş oldugumuz üstad insanlardan direkt olarak egitim almış bir zat'a hangi haysiyetsiz diyebilir ki "sen le benle aynı seviyede" diye?
varsa cektigi yayla kalkan delen bir hukumdar daha veyahut lalasını tek eliyle kaldırıp tüm sarayı bas asagi gezdiren bir hukumdar koyulsun, gösterilsin.
hepsi insandır. bildiğin insan... senden benden farkları yoktur. tanrısal sıfatlar, han, hazretleri gibi ünvanlar ekleme ihtiyacı duyulmayası insanlardır.
merhumların hepsinin veliyullah, yani evliya olduğunu iddia eden parodi oyuncuları da vardır. ikinci abdülhamid'in torunu ertuğrul osmanoğlu bir belgeselde; "küçükken, dedem beni kucağına oturtup alkol ihtiva eden portakallı bir içeceği dudaklarıma sürüp 'şifadır yavrum, şifa' dediğini hatırlıyorum." demişti. bunu anlattığımda, artık nasıl bir taassup ağındaysa; "yok yok, gök sultan içki içmez. " dediydi eleman. lan pezevenk, herifin yaşadığını heriften iyi mi bileceksin? herifin dedesini heriften iyi mi bileceksin? götürüyormuş işte merhum duble duble votka portakalı, sağane. *
