az bilinen doğrulardandır. yahudileri, ermenileri, rumları el üstünde tutan osmanlı yoksul türk köylüsünü ise cephelerden cephelere sürecek bir asker deposu olarak görmüştür. hıristiyan ve yahudi azınlıklar osmanlı sayesinde zenginleşirken türk köylüsü savaşlarda tel tel dökülmüş, imparatorluk topraklarını büyütmüştür.
osmanlı imparatorluğunun akdeniz üzerindeki iddiası ne bir ulus devleti ne de bir islam devletidir. sadece fatih sultan mehmed'in kendinden bahsederken kullandığı ünvanlara bakarak bunu kolaylıkla anlayabiliriz. fatih kendinden Kaiser olarak bahsetmiştir. osmanlı'nın klasik dönemdeki en önemli iddiası imparatorluktur. ayrıca bu imparatorluk iddiası 18. ve 19. yylardaki imparatorlukların iddiası gibi değildir bilakis osmanlı roma imparatorluğu nun varisidir.
osmanlılar kendine rum derlerdi ve rum'un anlamı yunan değil romalıdır. osmanlı imparatorluğu hem romalıdır hem de müslümandır. romanın imparatorluk geleneğini korumuş ancak buna islamiyet kılıfı giydirmiştir. kökeni de oğuzların kayı boyu değildir. bu iddia 18.yy da ortaya atılmıştır. osmanlı 16. yy kadar nüfusu büyük bir oranla sırp, bulgar ve boşnaklardan oluşan bir devlettir. ancak bürokrasiyi oluşturan en önemli unsur türkmenlerdir. ta ki; kapıkulu sınıfı oluşana kadar 15.yy ile 17.yy arasında bürokrasiyi de devşirmeler oluşturmaya başlamıştır. bu sınıf köken bilmez. bu sınıf yapay bir sınıftır. sadece devlete hizmet vermek ve merkezi imparatorluğu avamlardan ayrı tutmak onların üstünlüğü göstermek için varlardır.
ancak bu durum 2 yüzyıla yakın bir dönem sürmüştür. 17. yy'dan sonra bürokrasi yerini tekrar türkmen üstünlüğüne bırakmıştır. yani osmanlı imparatorluğunu oluşturan türklük gerçeği göz ardı edilemez. ancak imparatorluk olduğu için de sadece türk kimliğiyle anılamaz.
osmanlı devleti, bir imparatorluktur. bir devletin imparatorluk olması için çok geniş topraklara yayılmasından önce çok uluslu olması gerekir, bu yüzden şu milletin devletidir denemez. çoğu yerde osmanlı nın türkler tarafından kurulduğu geçse de bu iddia 200-300 yıl kadar önce ortaya atılmıştır ve kanıtlanmamıştır. çok uluslu devletlerin sonu olan milliyetçilik akımlarıyla birlikte osmanlı nın parçalanmasını engellemeye çalışan ittihatçılar da milliyetçilik üstüne yoğunlaşmaya çalışmışlar, araştırmalar yapmışlardır. aynı şeyi mustafa kemal atatürk türkiye cumhuriyeti devleti ni kurduktan sonra osmanlı ya bir köken vermek için türk milliyetçiliğini ülkeye benimsetmeye çalışmıştır. bunlar bir yana, osmanlı devleti bizans a karşı yapılan cihat sayesinde kazandığı türkmenler in gücünü bir süre sonra kontrol altına alamadığı için onları kazanılan yeni topraklara göç etmeye zorlamışlardır. bunun bir türkleştirme polikası mı yoksa 6 ayda bir yer değiştiren türkmenler i kontrol altında tutma çalışması mı olduğu ise bir başka tartışma konusudur.
osmanliyi kuran unsurlar türk'tür. ama osmanli devleti kesinlikle bir türk devleti değildir. teokratik nitelikleri ön planda olan bir imparatorluktur. zaten o zamanlarda türklük diye bir kavram yoktu siyasal yaşamda. bu fransız ihtilalinden sonra ortaya çıktı ve bilindiği gibi osmanlı'nın sonunu hazırladı.
kuruluşları Oğuz türkçülüğü ile olmuştur. çok keskin ve belirgin türk gelenekleri ve kuralları vardır. şamanistlik kalıntıları kültürlerinde çok belirgindir. osman gaziden sonra devşirmeler * ve fetih nedeniyle islamcılığa kaymış, hristiyanlar çoğaldıkça osmanlıcılık başlamış. devlet yıkılmaya yüz tutuncada türkçülük ve turancılık başlamıştır. türkiye cumhuriyetini kuran liderlerin hemem hemem hepsi türkçü ve turancıdır.
isimlere bakarsanız görürsünüz.
kuruluş yıllarında, gündüz alp, savcı, gök alp, sarkuk alp, akçakoca, ertuğrul, gündüzalp, korkut, sungur alp, turgut, kutalmış, orhan,
son yıllarında , abdülhamit, abdüllaziz, abdülmecid, , mehmed reşad, mehmed vahideddin
dünyadaki tüm ulus devletlerin 1789 yılından sonra ortaya çıkmış olup, kendi köklerinin coğrafi veya dini olarak ilişkili olduğu devletleri kendi ulus devleti saymasıyla ortaya çıkan yanlış anlama.
osmanlıyı türkler kurmuştur. ancak osmanlı bir türk devleti değil, çok uluslu bir islam devletidir.
roma germen devletini almanlar kurmuştur. ancak roma germen bir alman devleti değil, çok uluslu bir hristiyan devletidir.
iranı farslılar kurmuştur. ancak iran bir farslı devleti değildir. çok uluslu bir islam cumhuriyetidir.
cümle açıklamalarıyla anlaşılacak durumdur.
*ayrıca türkler, kürtlerden sonra en az sadrazam yetiştiren toplumdur.
doğru bir önermedir. nitekim imparatorluğun anlamına bakarsak şöyle bir tanım görürüz: Kendi topraklarında oturan çeşitli milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimi. yani çok milletli. dolayısıyla evet değildir. osmanlıosmanlı'dır. bugün amerika'nın amerika olduğu gibi.
zaten anadolu'lu olup da beş kuşak ötesini bilemeyenler ben türküm diyebilirler tabi ki. ama bu onların türk olduğunu göstermez. belki hititsin, belki lidyalı, belki rum... ama önemli olan hissettiğindir. o yüzden atam ne demiş: ne mutlu türküm diyene!
osmanlı ya türk değil demek yanlıştır zira osmanlıda türk teba kurucu olmasına karşın zaman içerisinde saraydan kopmuş ve yönetici vasfısını kaybetmişdir. Osmanlı impartorluğu idari teşkilatı türk kimliğini yerme ve aşşağılama yoluna gitmesi "osmanlı aslında turk değildi" gibi guduk saplamalara neden olmaktadır. Osmanlı turk teba icerisindeki yogun alevi nufusdan dolayı turkleri ellerinden geldigince idari teskılat dısında tutmuslardır. Osmanlıda ki bu türk dusmanlıgı gerileme devrinde hat safhaya cıkmıs hatta alevilere karsı uzun zamandan beri yogun olarak yapılan baskı ve zulumlerle yetinilmemis "turk" kelimesi hakaret anlamında dahi kullanılmıstır.
Nitekim onca asırda sadaret makamına gelen Türklerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.
Fuzuli: "Gökten insen sana yer yok/ Yürü var gel, ya Arap tan ya Acem den.." diye boşuna yakınmamıstır.
Ahmet Vefik Paşa Bursa valiliği sırasında esnafı geziyormuş. Bursa malum, fazlasıyla göç alan bir kent. Kime sorduysa Rum, Ermeni, Arap, Arnavut, Çerkes, Gürcü çıkıyor. ilerde süklüm püklüm duran birine yaklaşıp:
"Sen?" diye sormuş paşa; Adam utana sıkıla "Ben Türküm" deyince sevinmiş, "Öyle mi bak ben de Türküm" demiş.. Muhatabının eğilip bükülmesinin devam ettiğini görünce cesaretlendirmek için, "Yahu ne var bunda utanacak, padişah da Türk" deyince dayanamamış adam:
"Estağfurullah Paşam."
Osmanlıda ki bu türk duşmanlıgının evveli de var tabiki.
Hem de şimdiki gibi Türklüğü aşağılamak falan ne kelime, hem tek siyasi otorite hem halife olan 4. Murad'ın saltanat yıllarında yaşamış olan şair Nefi'nin Siham-ı Kaza; adıyla çıkardığı hiciv mecmuasında (bunun elle çoğaltıldığını söylememe gerek yok sanırım) dillendirdiği eleştirilerin ve kullandığı üslubun değil aynısının zerresinin dahi bugünün şair ve yazarlarınca kaleme alınabileceğini sanmam.
Katline sebep olan 4. Muradı doğrudan hedef alan son şiiri şudur:
"Sahibi hilafet
Oldu dev afet
Kuzgun kıyafet
Anlar da bunda
Nefi vefadır
Şiiriyle nadir
Ol puşt-ı kâfir
Onlar da bunda;"
Osmanlı da varolan bu turk ve turkluk kavramlarına olan dusmanlıgı gunumuz osmanlı dalkavukları, gecmısın yalakalarını dikkatle inceleyerekte gozlemleyebilirsiniz.