saçmasapan uydurmalardır. işin komik yanı bazı yazarların, söylendiği iddia edilen vasiyetnameler, dualarla bu iddianın aksini ispat etmeye çalışmalarıdır. doğru tabii, "bu sözleri diyen biri eşcinsel olamaz abi" dememiz gerekir değil mi?
ulan koskoca rock hudson bile o biçimmiş, adamın kalıbına baksan anlayamazın, vasiyetnamesine bakıp mı cinsel tercihini anlaşılacak, edep ya hu!....
Sultan II Murad, oğlu şehzâde Mehmed'e, onu Fâtihliğe hazırlayacak keyfiyetteki, derin manalar içeren şu nasihatlerde bulunmuştur;
"Ey benim sevgili oğlum! Bütün varlıkların kulluk eylediği yüce Rabbim, sana verdiği üstün meziyetleri artırsın Ey oğlum! Ben, hayatlarını doğruluk üzere geçirenlerin ahiret Âleminin sonsuz nimetlerine kavuşacaklarına inanıyorum Bunun için Rabbim'e karşı yaptığım ibadetleri, samimi bir şekilde can-ı gönülden yaparım Ben çektiğim sıkıntıların karşılıklarının, ALLAH tarafından verileceğine inanıyor ve bu hususta O'na ilticâ ediyorum Ayrıca O'nun takdirinin benim için büyük bir safâ olduğunu düşünüyorum Ey oğlum! Her söylenene inanıp aldanmaktan uzak durmak, her durumun içyüzünü öğrenip düşünmek ve kendi gerçeğine yaklaşmak gerek
Ey oğlum! Ara sıra ecdâdımı hatırlarım Benden sonraki neslimizin âkıbeti hakkında düşüncelere dalarım Elhamdülilllah bugüne kadar hürmet ve bağlılık görerek geldik; bugünden sonra da aynı şekilde devam etmemizi arzularım Nasıl doğup geldiysek, yine öylece gidelim isterim Şunu iyice bilesin ki, herhangi bir şeyin devamı, yalnız kaba kuvvet, kılıç ve kahramanlık zoruyla mümkün değildir Akıl, tedbir, sabır, ileriyi görme ve yorucu tecrübeler çok mühimdir Birinci yol, her zaman geçerli olmadığı gibi, mahzurları da çoktur ikinci yol da tek başına işe yaramaz Büyük muvaffakiyetler için her ikisini de bir arada yürütmek gerek!
Unutma ki, yüce ecdâdımızın büyük zaferleri, görünüşte kılıcın gölgesinde olmuşsa da hakikatte akıl, mantık ve muhabbet güçleriyle gerçekleşebilmiştir
Ey oğlum! Adâletten hiç ayrılma! Çünkü ALLAH âdildir ve âdil olanı sever Bir bakıma sen O'nun yeryüzündeki halifesisin O, sana lütuflarda bulunmuş ve kullarının başına serdar eylemiştir; bunu unutma!
Ey oğlum! Bu dünyada üç türlü insan vardır: Birinci grup, akıl ve fikirleri yerinde, istikbâli az çok gören ve düşünen, hiçbir gayr-i tabiilikleri olmayan kimselerdir ikincisi, hangi yolun doğru veya eğri olup olmadığını bilmekten uzak kimselerdir Ancak bu duruma kendi istekleriyle değil, etraflarının tesiriyle düşmüşlerdir Nasihat edildiğinde doğru yola gelip hakikati kabul eder ve söz dinlerler Bununla birlikte çoğu zaman da duyduklarına uyarak yaşarlar Üçüncüsü ise ne kendileri bir şeyden haberdardır, ne de yapılan ikaz ve nasihatlere kulak asarlar Sadece kendi arzularına uyar ve her şeyi bildiklerini zannederler; bunlar en tehlikeli olanlardır
Ey oğul! Yüce ALLAH, eğer seni ilk sırada saydığım kimselerden yaratmışsa sevinir, Rabbim'e şükrederim Yok eğer ikincilerden isen, sana yapılan nasihatlere kulak vermeni tavsiye ederim Sakın üçüncülere dâhil olmayasın! Onlar, ne ALLAH'a, ne de insanlara karşı iyi bir durumda değillerdir Ey oğul! Pâdişahlar, ellerinde terazi tutmuş kimselere benzerler Ancak asıl pâdişah odur ki, ellerindeki teraziyi doğru tuta Sen pâdişah olunca, teraziyi doğru tutmanı tavsiye ederim O zaman Yüce ALLAH da, senin hakkında hayır murad eder; seni sâlihlerden kılar."
Murad Hüdâvendigâr, Osmanlı'nın Balkanlardaki varlığını koruması ve devam ettirmesi noktasında çok mühim bir kader mücadelesi olan 1389 daki Kosova Savaşı'nda, harpten bir gün önce gece kalkıp iki rekat hâcet (ihtiyaç) namazı kılar ve ellerini duaya kaldırarak yaşlı gözlerle Yüce ALLAH'a, zafer ihsanı ve şehitlik niyazında bulunduğu şu son duayı seslendirir:
"ilâhî, bunca kere duamı kabul edip beni mahcup etmedin Bir yağmur ver, şu tozu-toprağı def edip dünyayı aydınlığa boğ; tâ ki kâfir leşlerini gözümüzle görüp yüz yüze cenk edelim Yâ ilâhi, mülk ve kul senindir, sen kime istersen verirsin Benim fikrimi ve sırlarımı sen bilirsin; istediğim mülk ve mal değildir Temiz kalbimle senin rızânı isterim Yâ Rab, beni bu Müslümanlara kurban eyle! Tek mü'minleri küffar elinde mağlup edip helâk eyleme! Bunları mansûr (gâlip) ve muzaffer eyle! ilâhî, beni yanına alıp, mü'minlere ruhumu fedâ kıl! Şimdiye dek beni gâzi kıldın, sonunda da şehâdeti göster!"
Hüdâvendigâr, zafer nasip olduktan sonra savaş meydanını dolaşırken Sırp Kralı Lazar'ın damadı Miloş Obiliç tarafından sinesine saplanan bir hançerle arzu ettiği şehitliğe kavuşur ve dudaklarından son olarak şu söz dökülür: "Attan inmeyesiniz!" (Yani, sürekli seferlere ve cihada devam ediniz)
osman gazi'den öyle bir vasiyet alan ve aynı vasiyeti oğluna da ileten bu orhan gazi mi oğlancı?
Orhan Gazi'nin Murad Hüdâvendigâr'a Vasiyeti;
Babasının vasiyetini tüm titizlik ve duyarlılığıyla yerine getirme çabasında olan Orhan Gazi, aynı doğrultuda oğlu Murad Hüdâvendigâr'ın da gayret göstermesi ve fetih bayrağını elden düşürmemesi dileğiyle bir tür vasiyet mahiyetindeki şu nasihati dile getirmişti:
"Osmanlı'ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez! Zirâ i'lâ-yı kelimetullâh azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır Selçuklu'nun vârisi (mirasçısı) biz olduğumuz gibi Roma'nın (Avrupa'nın) vârisi de biziz!"
Ömrünü, kurucusu olduğu Devlet-i Âl-i islâmın temellerini sağlamlaştırmak ve onu parlak bir geleceğe kavuşturmak uğrunda adayan Osman Gazi, 1326 da Söğüt'te vefat etmeden önce oğlu Orhan Gazi'ye yaptığı şu vasiyet, tam bir siyasetnâme niteliğindedir:
"ALLAH-u Teâlâ'nın emirlerine muhalif bir iş işlemeyesin! Bilmediğini şeriat ulemâsından sorup anlayasın; iyice bilmeyince bir işe başlamayasın! Sana itaat edenleri hoş tutasın! Askerine inâmı (nimeti), ihsanı (ikramı) eksik etmeyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir ve cihadı terk etmeyerek beni şâd et!
Nerede bir ilim ehli duyarsan ona rağbet, ikbâl (ilgi) ve yumuşaklık göster Askerine ve malına gurur getirip müminlerden uzaklaşma Bizim mesleğimiz ALLAH yolu ve maksadımız ALLAH'ın dinini yaymaktır Yoksa kuru kavga ve cihangirlik dâvâsı değildir Sana da bunlar yaraşır Daima herkese ihsanda bulun Memleket işlerini noksansız gör! Hepinizi ALLAHu Teâlâ'ya emânet ediyorum!"
Osman Gazi'nin Oğluna Vasiyet Gibi Nasihati
Osman Gazi, oğluna olan vasiyetinde belirttiği hususlara, başka bir vesileyle yaptığı nasihatte, daha derinlemesine ve geniş bir biçimde şöyle dikkat çekmişti: "Oğul! Din işlerini her şeyden evvel ele alıp, yürütmek gayret ve esâsını dâimâ göz önünde bulundur ve bu sakın gevşekliğe uğratma Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur Din gayretine sahip olmayan, sefahate düşkün olan, tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zirâ, yaradanından korkmayan bir kimse, yarattıklarından da çekinmez Zulümden ve hangisi olursa olsun bid'atten, yani islâmiyet'e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bid'ate teşvik edip sürükleyenleri, devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler
ALLAH-u Teâlâ'nın rızası için, devlet hizmetinde ömrünü tüketen sâdık devlet adamlarını dâimâ gözet Böyle kıymetli kimselerin vefatından sonra, aile efrâdını koru, ihtiyacı olanların da ihtiyaçlarını karşıla, tebandan hiç kimsenin malına mülküne dokunma Hak sahiplerine haklarını ver, lâyık olanlara ihsân ve ikrâmlarda bulun ve ailelerini gözet Özellikle, devletin ruhu mertebesinde olan ve en büyük dayanağı bulunan asker tâifesini (topluluğunu) güzelce idâre edip rahatlarını temin eyle
Devletin bedeninde, kuvvet mertebesinde olan hakikî âlimleri ve fazilet sahiplerini, edip ve yazarları, sanat erbâbını gözetip koru Onlara hürmet, ikrâm ve ihsânda bulun Bir ülkede, olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, uygun ve lâyık bir usûl ve ifade ile onu memlekete getirt Onlara her türlü imkânı tanıyarak ülkene yerleştir ki, hükümetin süresince âlim ve ârifler, bilginler, memleketinde çoğalsın Din ve devlet işleri nizâma oturup ilerlesin
Sakın, orduya ve zenginliğe mağrur olma Hakikî âlim ve âriflere, bilginlere hürmet edip, sarayında onlara yer ver Benim hâlimden ibret al ki, zayıf, güçsüz bir karınca misâli, hiç lâyık olmadığım hâlde buraya geldim ve ALLAH-u Teâlâ'nın nice ihsânlarına ve inâyetlerine kavuştum Sen de benim uyduğum ve uyguladığım nizâmı uygula, Muhammed Aleyhisselâm'ın dinini, bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diğer tebanı himâye eyle! ALLAH-u Teâlâ'nın hakkını ve kullarının hakkını gözet
Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun Zulme meydan verme Herhangi bir işe başlayacağın zaman, ALLAH-u Teâlâ'nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma Dâimâ halkını hoşnut edecek şeyleri arayıp, yapılmasını sağla Onların gönlünü kazanmayı, bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle"
ilk padişahların dinine ne kadar düşkün oldukları zaten bilinmektedir. örnekleyecek olursak;
osman gazi, Büyük velilerden Şeyh Edebalinin evinde misafir iken, istirahat için gösterilen odada, Kuran-ı Kerim`i görünce, sabaha kadar saygısından yatmadığı ve geceyi uykusuz geçirdiği çok meşhurdur. Edebali Hazretleri bu durumdan çok memnun kaldığı için kendisini kızı ile evlendirmiştir.
osman gazinin vasiyeti; Oğullarıma ve bütün dostlarıma birinci vasiyetim Şudur ki; her zaman gazaya devam ederek, Din-i Celil-i islâmın yüceliğini yaşatınız. Cihadın kemâline ererek, sancağı şerifi hep yüksekte tutunuz. Her zaman islâma hizmet ediniz. Zira Cenâb-ı Hak benim gibi zayıf bir kulunu ülkeler fethetmek için memur etti. Gaza ve cihadlarınızla Kelime-i Tevhidi çok uzaklara götürünüz. Hanedanımdan her kim, hak yoldan ve adaletten saparsa mahşer gününde, Rasülü Azam`ın şefâatinden mahrum kalsın.
Oğlum! Dünyaya gelen hiç bir insan yoktur ki, ölüme boyun eğmesin. Bana da, Hz.Allahın emri ile şimdi ölüm yaklaştı. Bu devleti sana emanet ediyorum. Seni de Mevlya emanet ettim. Her işinde adaleti üstün tut`.
ilk padişahların dine ne kadar önem verdiğini, bu sebeple oğlancı olma ihtimallerinin dahi söz konusu olmadığını anlamışsınızdır umarım. alttaki entrymde daha açıkça anlayacaksınız bunu...
savaş meydanında kazandıktan sonra amına koydum onunnasıl siktik ama şeklinde söylenen sözleri, aa demek bunlar eşcinselmiş bak erkekleri sikmişler sığlığıyla çıkarılabilecek bir tespit.
bizim atalarımız olan osmanlı hakkında gayet de mesnetsiz bir iddia. aslında ikinci entryi bile haketmeyen gereksiz bir başlık olmasına rağmen provokasyon gücü yüksek ve hassas bir konu olduğu için insanlar ayar mahiyetinde bir sürü şey yazmış. ee haklılar da aslında. yani en basitinden eşcinsellikle ilgili çok küçük bir homofobiklik gösterildiğinde, ruhundaki acziyetle bol köpüklü ağızlarıyla feveran etmeyi de eksik etmiyorlarlar bunu diyen çakma enteller. bu başlığın da bu şekilde itibar görmesi de eminim bunu yazan bilinçli mekanizmanın koltuklarını kabartıyordur.
atalarımız, köklerimiz olan osmanlı'ya bok sürdürmek, kara çaldırmak tabii ki bizim göz yumacağımız bir şey değil. hiç bir şeye canhıraş bir şekilde atlamadığım gibi bu iddianın da kendi içinde makul bir yanı olabilir. şöyle ; osmanlı'da fiili livata, ya da eşcinsel ilişki olmadığını söylemek yanlıştır. padişahların içinde de olmadığını söylemek yanlıştır. vardır belki kendi sapkın nefsine yenik düşen padişah ya da padişahlar. bu gayet normaldir. osmanlı padişahı olmak ; hz muhammed, ali, ebubekir, ömer olmak değildir. onların da sıradan insanlar olduğunu, nefislerinin körelmemiş, her an alevlenebilir bir samana benzediğini idrak edebilen herkes bunun bilincindedir zaten. sorun buraya kadar yok ama, dediğim gibi; bunu tüm osmanlı padişahlarına maletmek kişinin kalbinde temizlenemez tortuların olduğuna delalettir.
son bir örneklem ile entirimden öpücük alıyor ve onu öldürüyorum..
"uludağ sözlük çok yönlü bir komunite olmasına rağmen yazarlarının çoğu efendi, iyi ahlaklı ve terbiyelidir. ancak bu yazarların arasına sızmış sağlam bir kaç orospu çocuğunun olmadığını söyleyemeyiz".
sonuna da 'inci sikeeeeeer' mi yazmalıydım yani ? bütün derdiniz kendinize küfür mü ettirmek mi?..
internetten her okudugu seye inanan insanlarin ortaya attigi gorustur. birde ingilizce oldugunda garanti dogru oldugundan emin olur bu tipler. en son bu turden bir zirvayi Ataturk icin duydum, gerekceside mektuplarinin acilmamasiymis. hatta cumhuriyeti kurmus cunku oglu yokmus, oglu olsa padisahligi aynen devam ettirirmis. dilim tutuldu, espri sandim, ama cok ciddiymis bussuru gerekce sundu eleman, sastim da kaldim, yani kimileri zirvalayip zirvalayip bi de bu zirvalarini aklinca temellendiriyor.
"...kadın düşkünleri çoğaldı, delikanlı meraklıları azaldı. oğlancılık sanki yere battı. istanbulda eskiden beri delikanlılara karşı olan aşk ve ilgi kızlara yöneldi. sultan üçüncü ahmed zamanından beri devam eden káğıthane seyri daha fazla rağbet buldu. gerek orada, gerek bayezid meydanında arabalara işaret verme usulü başladı. devletin önde gelenleri arasında kulamparalığıyla meşhur kámil ve áli paşalar (o devrin sadrazamları, yani başbakanları) ile onlara mensup olanlar kalmadı. áli paşa, yabancıların eleştirisinden çekinerek kulamparalığını gizlemeye çalışırdı."
(ahmet cevdet paşa "maruzat", türk tarih kurumu yayını, sah: 9)
bir padişahla cinsel ilişkiye girmek arzusuyla yanıp tutuşan gencimizin olumlama adına kurduğu ilginç bir önermedir. genelleme taşıması, grup olma isteğinin göstergesi olup, kendisine sansasyonel bir eylem olan domalmak başlığını öneririm. esen kalın efem.
türk tarihine bok atan batının her söylediğine ağzı açık ayran budalası gibi inanan türklükten çıkmış şahsiyetlerden birinin açtığı konu. Bu konuya manen inanmasa bile başlığı açan arkadaşın nickine bakınca ne amaçla açtığı belli oluyor zaten.**
Ayrıca başlığı açan kişi ile birlikte bu avrupalı tarihçilere de sormak lazım, senin dedeni mi şey etti de bu kadar yakından biliyorsun. Birde olayı teferruatı ile anlatmıyorlar mı.
sikerim boyle ozgurlugu arkadasim durumudur. hee kimse bu konularda konusmasin gibi bir derdimiz yok lakin insanlarin hassas oldugu konularda iddia tasiyan basliklarin altinda saglam temelli kanit olmayan gorus ve aciklamalar var ise ve buna mudahale edilmiyorsa bunun adi ozgur ortam degil yavsak ortamdır. nasil bir istir bu osmanli padisahi, peygamber efendimiz, atatürk vs.. neyimiz var neyimiz yok rencide ediliyor ve bizim artık sokakta bu laflari duyunca tepki veremeyecek sekilde aliskin olmamiz saglaniyor ve herhangi bir mudahale yok. sozlukler kutsallara ozellere saldirma ozgurlugune sahip alanlar ise ilk ben zikeyim.
hayır hakaret olarak kullanılınca eşcinseller çok fena bozuluyor, yapmayın etmeyin, biraz daha yaratıcı ve gerçekçi olun böyle kıçınızdan uydurduğunuz tespitlerinizde(!)
Eşcinselliğini topluma söyleyemeyen bir eşçinselin kendi durumunu meşrulaştırma çabası aynı zamanda, Kavuklu biri tarafından sevilme fantezisinin dışa vurumu.
tarihe dair sapkın yazarların kaleminden süzülen ve doğruluğuna itimat edilmeyen .ötten uydurma iftiralardan biri. Osman gazi nin şu vasiyetine dikkat çekmek istiyorum. "ey oğul! her işten önce din işlerine dikkat et. zira farizaya (farzlara)
dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. din işlerini; dikkatli olmayan,itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan,helala-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma,devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!.. zira yaratandan korkmayan,yaratılandan hiç korkmaz ! " diyen bir padişaha atılan iftira ,bu uydurmaları çıkaranların yüzünün ve kalplerinin kararması için yeterlidir.
sahibine ''o padişahların çocukları nasıl doğdu o zaman?'' şeklinde bir soru yöneltilebilecek olan açıklama.diğer padişahlarımız erkek-erkekemi oldu ya.*
"ilk padişahlar" için oğlancı iddiası saçmalıktır. osman gazi, orhan gazi gibi insanlar, henüz orta asya kültüründen çıkmamıştı ki oğlancılık, orta asya'da asla olağan bir durum olarak görülmedi.
oğlancılık iddiaları daha çok iv.murat, ibrahim ve iii.osman gibiler için söylenir. onlar da ilk padişahlardan değildi zaten, başka bir başlık altında incelenmeliler.
harem kültürü ile özdeşleşen osmanlı padişahlarına gay yakıştırması yapmak olabilecek en gülünç durumdur. o 500-600 kadının orada ne yaptığını ve çocukları neden leyleklerin getirmediğini şimdi açıklamak istemiyorum ancak, tahta çıkma ihtimali olan şehzadelere, yeni tahta çıkan padişahlara vs. gönderilen hediyelerin tarihi kaynaklardaki listesi genellikle 5 cariye, 5 oğlan; 10 cariye 5 oğlan vs. şeklinde görülebilmektedir ve baazı padişahların ara sıra yatak odalarına bazı oğlanları da aldıkları bilinmektedir. *
evet ali kırca çok büyük bir olayı daha günyüzüne çıkarmış bulunmaktayız. osmanlı padişahları gaymiş. evet, yanlış duymadınız. ilk osmanlı padişahları gaymiş efenim. birazdan hareme gidip içerideki ibne topluluğunu yakından izleyeceğiz ali kırca, şimdilik söz sende.