"yalan" diye nitelenerek hakaret edilmemesi , öte yandan aşırı ideal zannedilmemesi gereken hoşgörü halidir. osmanlı devleti'nin ele geçirdiği topraklarda belli bir hoşgörü gösterdiği söylenebilir, en azından döneminin pek çok örneklerine (1492'deki ispanya mesela) göre genelde çok daha insaflıdır. öte yandan, devlet politikasının belirleyici öğelerinden biri, itaat ve verginin garanti altına alınması kaydıyla , fethedilen topraklarda mevcut toplumsal ve ekonomik yapıya, hatta boyun eğen yerli yöneticilere bile çok fazla dokunmamaktır (bkz: osmanlı toplumsal düzeni). konu bu yaklaşımlar ışığında ve hak ettiği detayda ele alınmalıdır, tek cümleyle "evet ultra hoşgörülüydü" demek de, osmanlı hoşgörüsü mantığını yerin dibine batırmaya çalışmak da çok açıklayıcı olmaz. öte yandan, devletin egemenliğinin tehdit edildiği/paradigmasına karşı gelindiği algısı yaşadığı zamanlar başta olmak üzere, yer yer hoşgörüsüzlük veya orantısız güç kullanımı örneklerine de rastlanabilir. ayrıca o dönemlerin hoşgörü algısı ile bugünkü her zaman bire bir örtüşmeyebilir.
genel olarak hoşgörünün daha ağır bastığını söylemek yanlış olmaz. yine de bu durumu hiç istisnası yok gibi düşünmeyip olaylar bazında irdelemekte yarar vardır.
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. bu o zamanların yönetme ve yönetilme şekliydi o zamanları da biraz anlamak lazım.
her imparatorluk gibi osmanlı da emperyal bir güçtür lakin diğer imparatorluklara göre melektir ulan melek ! aç oku roma dönemi vahşiliklerini, osmanlı zamanında iki adam arenada dövüşmüyordu...