bugün

okutulan tarih kitaplarında nedense hiç değinilmemiş konudur 1923'de Atatürk geldi cumhuriyeti kurdu saltanat, hilafet kaldırıldı peki osmanoğluna ne oldu? işte cevabı:

çıkarılan kanunla hem hilafet kaldırılıyor hem de bütün padişah mülklerine el konulduğu gibi hanedana mensuplarının Türkiye topraklarında yaşamaları, ebediyen yasaklanıyordu. Millet Meclisi bütün Osmanoğlunu ilelebet Türkiye topraklarında, değil yaşamaktan transit geçmekten bile mahrum ediyordu.

Kanun görüşülürken hilafetin kaldırılması ve hanedanın sürümesi üzerine hararetli tartışmalar oldu. Meclisin mi yoksa hilafet mi daha yüksek bir konumda olduğu, hanedandan kimlerin sürüleceği yahut sürülmemesi münakaşa ile müzakere edildi. Hatta müzakereler sırasında söz alan Rize mebusu Ekrem Bey “hanedandan sadece yaşayanları sürmekle yetinmemeliyiz onların cedlerinin kemiklerini dahi mezarlarından çıkararak Türkiye haricine göndermeliyiz “ diyordu.

Neticede 431 sayılı kanun millet meclisinden çıkarıldı. Türkiye topraklarını terk için şehzadelere 24 saat sultanlara 10 gün süre tanındı. Hükümet Halife Abdülmecid efendinin ise hemen o gece sınır dışı edilmesi talimatını verdi.

iki hafta içinde 155 kişilik Osmanlı ailesinden Türkiye’de hiç kimse kalmadı. Kanuna dahil olmadıkları halde ebeveyn ve çocuklarıyla sürgüne gitmek zorunda kalanlarla toplam 200 kadar kişi ellerine verilen ikişer bin ingiliz lirası ve bir yıllık “dönüşü olmayan” pasaportlarla “heimatlos” vatansız diye nitelenen statüde sınır dışı edildiler. Böylece Cumhuriyet Türkiyesi, mirasını devr aldığı 6 asırlık bir devletin kurucu ailesini bu şekilde tarihe taşıyordu. Oğuzhan neslinden ve tarihin en eski hanedanlarından yalnız Türk tarihini değil, dünya tarihini de oluşturan bu muazzam aile ; Osmanoğulları siyaset sanesinden çekilmiş oldu.

kaynak: http://tarihvemedeniyet.o...-hanedan-fotograf-albumu/
niye sürgün edildiler diye bir soru sorarsanız cevabını da ben vereyim. çünkü, atatürk bu saltanat mensuplarının bir gün tekrar ülke üzerinde hak iddia etmemeleri için böyle bir tedbir almıştır. eğer ki bu durum olmasaydı güçlü devletler tıpkı zamanında bazı şehzadeleri destekleyip tahta geçmelerine yardım ettiği gibi, o günlerde de saltanat üyelerine yardım edip "ülke sizin siz hakkınızı isteyin biz arkanızdayız" gibi şeyler söyleyip ülkede huzursuzluk ve belkide iç savaş çıkartabileceklerdi. elbette ki bunların hepsi şu an için sadece bir teori ama en azından atatürk bu aldığı tedbirle olası sorunları başlamadan bitirebilmiş ileri görüşlü bir devlet adamıdır.
bolşeviklerin halkına karşı suç işleyen çar ve ailesini kurşuna dizmeleriyle karşılaştırıldığında, çok insancıl ve yeni devletin güvenliği ve huzuru için elzem bir tedbirdir.
http://www.radikal.com.tr...=901282&CategoryID=81
aslında ne kadar kabul etmek istemesekte mantıklı olandır. Birincisi osmanlı hanedanı eğer ülkede kalsalardı her zaman hükümette gözleri olacaklardı ve her zaman devletin bağımsızlığı ve cumhuriyet yönetimine karşı tehdit oluşturacaklardı. Bugün bunu muhafazakar kesim bile biliyor olmasına rağmen bilmek istemiyor siz değilmisiniz Beşar Esad'a Diktatör diyen ? Neden Esad'a gelince diktatör ama osmanlı hanedanına gelince halife oluyor. Hadi osmanlı hanedanı kaldırılmasaydı cumhuriyete geçiş yapsaydık dediğiniz gibi onlarda cumhuriyete karışmasaydı sadece sembolik olarak orada kalsalardı ve halifelik makamı kalsaydı sizde diğer islam ülkeleri ne kadar takacaklardı bu halifeliği siz ABD ile ilişkileri mükemmel düzeyde olan Suudi ailesinin yada Katarın Yemenin bu halifeliği takacaklarınımı sanıyordunuz. Dolayısıyla eğer osmanlı hanedanı ülkede kalsalardı cumhuriyet için her zaman tehdit oluşturacaklardı halifelik makamıda üstümüze yapışacak diğer kötü durumda olan islam ülkelerinin sorunlarıylada biz uğraşmak zorunda kalacaktık. Dolayısıyla mantıklı olarak bakacak olursak iyiki halifelikten kurtulmuşuz ve osmanlı hanedanını sınırdışı etmişiz bugünkü halimiz birçok islam ülkesinden daha iyi durumdayız.
Sembolik olarak kalmasinda yarar vardi surgunu hak etmediler.
cok guzel bir olay.
Ise yaramayan, hain ve tek amacı saltanat olan bir iktidar paraziti osmanli'dan kurtuluş boylelikle saglanmistir.
bazı linç risklerini de ortadan kaldırmıştır.
Bugün televizyon kanallarına,gazete sayfalarınaçıkıp 'dedemin sarayında evlenmek istiyorum,şehzademizin izniyle,hanedanımızın sözcüsü olarak..vs' şeklinde demeçler verdiklerini görünce zamanında yapılması gereenin yapıldığını daha da net görebiliyoruz.Sadece devlet yönetiminde söz hakkı almamaları için değil,Kurtuluş savaşı sırasında Anadolu hareketine karşı gösterdikleri tutum,sömürgenin tek seçenek olduğunu düşününmeleri nedeni ile bunu haketmişlerdir.
Yazık olmuştur,sürünmüşlerdir..vs şeklindeki sözlere kulak asmamak gerek..Yazık ettikeri bir milleti esaretten kurtulmaya çabalarken neredeydiler bir dönüp bakmak lazım.
devlet için iyi ama özellikle hanedan için daha iyi bir eylem.
(bkz: linç)
kolları ve bacakları kesildikten sonra çarmıha gerilmesi gereken hanedanı sürgüne göndermektir, büyük hatadır.
milletin egemenliğini zorbalıkla gasp edenlerin layığını bulmasıdır efendim. atamız durumu şöyle izah etmiştir:

"Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı. Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehal olacaktır. Burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
Ataturkunuz sabiha sultanin evlenme teklifini kabul etmemesi uzerine malına el koymayı biliyor ama.
dünya tarihinde benzer durumları inceleyelim. hangi hanedan taht üzerinde hakimiyetini yitirdiyse, yerine gelen sonraki hanedan, önceki hanedanda taht üzerinde hak iddiada bulunacak herkesi öldürür. kimi zaman ise eski hanedandan kimseyi sağ bırakmaz. bu bir hanedan geleneğidir. bunun bir benzeri biz türklerde de yaşanmıştır. göktürk devletinin yöneten aşina hanedanını dokuz oğuzlar devirmiştir, onları da zamanla önce kırgızlar ve sonrasında uygular devirmiştir.

türk ve dünya tarihinde durum bu şekilde iken türkiye cumhuriyeti'nde durumu inceleyelim. osmanlı devletinde topraklar ve üzerindeki her şey padişahın malı sayılırdı. osmanlı imparatorluğunun 1.dünya savaşını kaybedip yıkılması, akabinde cumhuriyetin kurulması ile osmanlı hanedanın devlet yönetiminde bir rolü kalmadı. onca yıl süren savaşlar sonrasında yaşanın sıkıntılar arasında ekonomik problemler de vardı ve elbette osmanlı devletinden kalan mal varlığına, hanedanın mal varlığına el koyulacaktı. bunlarla beraber türkiye cumhuriyeti hanedan üyelerinin canını almak yerine ceplerine harçlık koyarak sürgüne göndererek bu sorunu kan dökmeden halletmiştir.

kaç yüzyıllık hatra binaen hanedan burada kalmalıydı diyen sembolikçilerin atladığı nokta şu: hanedan, ülke toprakları içerisinde dahi değilken saltanatçılar, ingiltere tarafından kışkırtılmış ve bu aptal sürüsünün isyanları yüzünden musul ve kerkük topraklarını kaybettik. günümüzde dahi osmanoğulları ailesinden gelen bir birey, normal bir bireyden kat kat fazla hürmet görüyor; cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda bir osmanoğlu'nun ülke toprakları üzerinde yaşaması ile olay kim bilir nerelere giderdi hiç düşünmezler mi ?
zamanın şartlarını bilmemekle birlikte sürgüne gönderilmeyip padişahın vasfı sembolik bir hale getirilseydi (bkz: ingiliz parlamentarizmi) kaos ortamında ve kutuplaşmanın arttığı zamanlarda bu makam birleştirici, kapsayıcı rol oynayabilirdi.
rus çar ailesine yapılanları düşündükçe osmanlı hanedanına çok hoşgörülü davranıldığı söylenebilir.
(bkz: romanovlar)
ara sıra türkiye'de sosyalleşme adına yaptıkları buluşmalara gelen türkçe dahi bilmeyen türklükle alakaları kalmamış süslü osmanlı soylarını görünce, sürgünün onlar için çok iyi bir seçenek olduğunu anlıyoruz...

fransa'da sürgünde bulunan son halife abdülmecid ile italya'da sürgünde bulunan son padişah vahdettin kendilerine gelen bazı avrupalı avukatların tavsiyesi ile ırak'ta bulunan petroller üzerinde resmi yollardan hak aramak istediler.
ancak ikisi aile reisi benim kavgasına tutuşunca dava süreleri geçti ve bu haklarınıda kaybettiler.

linkteki fotoğrafta ise 32. osmanlı padişahı aynı zamanda 111. islam halifesi'nin içler acısı halini görüyorsunuz.
koskosa padişah bir tabureye oturtulmuş sarayın alt çalışanların'dan iki kişi padişahın omzuna dirseğini yaslayıp laubali poz veriyor. ne yazık ki son dönemlerde osmanlı hanedanlığı'nın düştüğü içler acısı durum bunu gösteriyor. daha kendi hanedanlığını yönetemeyen osmanlı ailesinin 3 kıta'ya yayılan koca bir ülkeyi yönetmesi beklenemezdi.

http://www.sozcu.com.tr/2...807/#&gid=1&pid=2

damatları aracılığı ile avrupalı'nın deyimiyle hasta osmanlı'yı birinci dünya savaşına sokmuş tüm topraklarını kaybetmiş istanbul ingilizler, ege yunanlılar, anadolu fransız ve ingilizler, doğu ermeniler tarafından işgal edilmiş.
ne mutlu bize ki bazıları'nın ismine dahi tahammül edemediği atatürk çıkıp tüm bu işgale dur diyebilecek bir hareketi başlatmıştır.
tamamen saçmalıktır, avrupa bir bir giyotine göndermişti çünkü devrimciler bir gecede hastaneleri, hapishaneleri basıp ne kadar dinci, aristokrat, devlet yandaşı varsa hepsini bir bir öldürdü. şimdi bak adamlara hiç öyle bir dertleri var mı? hepsinin anayası belli, hırisityanlar bile fazla ileriye gidip ses çıkartamıyorlar. geçmişte olanları biliyorlar çünkü.
güncel Önemli Başlıklar