Ataerkil toplumlarda soy babadan gecer. Bunun tek istisna milleti yahudilerdir. Anne yahudi degilse asla yahudi kabul edilmezsin. Hangi millet saf irkki osmanli olacak.
Soy denen şeyin erkeklerle özdeşleşmiş bir dünyada yaşadığımızı varsayarsak çürütülebilecek tezdir soyu devam ettiren kadın değil erkektir ! ve Osmanlı soyu Osman beye dayanmaktadır ki Osman bey'in soyuda Oğuz Türklerinden gelmektedir.
basit bioloji dersi, domates tohumunu pakistandan alın ve fransız tarlasına ekin,ne elde edersiniz ürün olarak, pakistan domatesimi yoksa fransız piçi mi?
insanların yaratılmasında annenin rolü çok büyük olmakla beraber, çocuğun asıl harcı erkeğin suyuna bağlıdır. Buna göre soyun babaya isnat edilmesi, -biyolojik inşa açısından- daha uygundur.
Kuranda ifade edildiği üzere (Bakara, 2/223), çocukların üretilmesi için anneler tarladır, erkekler ise tohumun kaynağıdır. Bir ekinde asıl üretim kaynağı tohumdur. Tohum erkeğe ait olduğuna göre, bu ürünün de ona nispet edilmesi daha uygundur.
kevser suresini örnek veren söylediği sonuca nereden? ulaştı merak konusudur.
Türklük hem ana hem de babadan geçer ve padişah eşlerinin çoğunun yabancı uyruklu oldugunu düsündügümüzde zamanla çocuklarının türk olmaktan çıktıkarı anlaşılmaktadır.
türklük sadece genlerle geçen birşey değildir türklük bir yaşam biçimidir ve kazanmak için kan bağına dahi ihtiyaç yoktur yaşadığı yerde türklerin olması ile kazanılabilir. aslında osmanlı türklüğünü ön plana çıkarmamış nedeni ise diğer ırklarında devleti sahiplenmesi ve kendini azınlık gibi hissetmemesi için olduğunu düşünüyorum ve bunuda uzun yıllar başarılı şekilde uygulamıştır.
biri de çıkmış tarla, mahsül olayını gibi saçma bir şey ile durumu açıkladığını sanıyor garibim!
beyler çiftleşme konunuzm bu insanların çiftleşmesi konusu biyoloji derslerin önemli bir konudur liseliler bile biliyor yani!
osmanlı padişahları tam türk değildi rum, sırp, rus, fransız birçok gen taşıyorlar rutenyalı roksalan'dan doğan bir bebek tam türk değildir hala bu kişi tam türk diyenler varsa doğan çocuğa anneden de gen aktarıldığını birileri söylemelidir.
bunu söyleyen ya türklerde soyun babadan yürüdüğünü bilmeyecek kadar cahil birisidir yada gayri türk, tarih boyunca elle tutulur birşey yapamamış ezik kalmış bir etnik grubun mensubudur.
tarlaya hangi tohumu ekersen, onun mahsulü çıkar. ben daha hiç buğday tohumu ekilen tarladan arpa çıktığını görmedim. osmanlı dölü hangi rahime girerse girsin, çıkan çocuk osmanlı çocuğudur. bunun başka açıklaması da yoktur.
yavuz sultan selim anadolu'da ayaklanan kızılbaşlara, ''ay siz isyan mı ediyorsunuz,
ne güzel isyan ediyorsunuz böyle, zaten kızılbaşların isyanı da pek bi güzel olur,
lütfen buyurun buyurun isyanınıza devamedin'' demediği için türk olamayan hanedandır efem.
duyduğuma göre türklerde kendi ırkından olmayanları şıp diye algılayan gizli bir organ varmış. o yüzden padişah ecnebi olsa kesin anlarlardı yani. sonuçta bu başlık da yanlıştır.*
Gerçek olan durumdur.Osmanlı ne ruhen ne bedenen Türk'tü. Yaptıkları Türkmen katliamları,kürtleri desteklemeleri tüm bunlar bir yana Türk'ü aşağılayan şiirler yazdırmaları,dinlemeleri,Türk'ü aşağılamak için yeterli bir kanıttır.Buna rağmen bugün kendini milliyetçi olarak tanıtan partilerin Osmanlı hayranlığı yapması ilginçtir.
(bkz: MHP)
sanki ingilizler krallari sirf ingilizle, fransizlar sirf fransizla evleniyormus gibi osmanli turk degil diye duygu somurusu yapmak yersizdir, Turkler kendi irkindan olmayanlari ayirt edip pesinden gitmeyecek kadar zeki bir irktir.
nerelisin diye sorarlar ya insana, sen suralıyım dersin onlar da aslen nerelisin diye tekrar soru yöneltirler işte bu başlık böyle saçma sapan bişeydir. ulan ben doğduğum büyüdüğüm memleketi söylerim banane baba tarafının neresi olduğundan. vatan doğduğun yer değil, doyduğun yerdir.
simdi osmanlı hanedanı türk müydü sorusuna en güzel cevabı nacizana ben vermek isterim. osmanlı hanedanlığı türk değil osmanlı idi. yani şöyle ki 19. yüzyıla kadar "türk" kelimesi, aşağılayıcı sıfat olarak kullanılmıştır. osmanlı hanedanı hiç bir zaman kendilerine türk dememişlerdir. biyolojik olarak işin içine girildiğinde, küffar devletlerden kız alma geleneği orhan gazi ile başlamıştır. bu da demek oluyor ki orhan gaziden itibaren hanedanlık türk değil. sizinde bildiğiniz üzere I.murat'ın annesi türk değil türkleştirilmiştir. şimdi bir tarafta soyun devamının babadan geldiğini savunanlar ile diğer tarafta soy geleneğinde baska milletten gelen kadının soyu bozduğunu savunanlar arasında çatışma vardır. nitekim bunlara en güzel cevabı mustafa kemal atatürk vermiştir. ne mutlu türküm diyene! önemli olan türk olmak değildir, türk gibi hissedebilmektir.
el hak doğrudur. son 30 osmanlı padişahı'nda zerre türk kanı yoktur desek yeri.
soy babadan geçer safsatasına gelince, böyle bir şey yoktur. soy adı babadan geçer. soysa, yarı anneden yarı babadan. padişah anneleri'nin uyruğu konuyu özetlemektedir. osmanlı türkler'in kurduğu bir devlettir ancak yönetimsel olarak türk devleti değildir.
osmanlı devletinin bürokratik yapısında türk'ten çok yahudi, ermeni, sırp, arnavut, rum olmasının tek açıklaması haseki ya da sultan hanım torpilidir. biraz gerçekçi olmak lazım, osmanlı'da türk çiftçidir, askerdir. fazlası değil.
osmanlı devleti için de türk ve türklük o kadar önemli değildir.
etrak-ı bi idrak(idraksız türkler) ismli tanımlama bilhassa göçebe türkler için kullanılan genellikle araplar tarafından ifade edilen bir kavramdır. osmanlı'da türklerin küçümsenmesinden ziyade yavaş yavaş fatih ile birlikte imparatorlaşma süreci(devletten imparatorluğa geçiş) başlamıştır. osmanlı'nın bu alandaki değişiminin özellikle padişah ve çocuklarının türkler dışında herhangi bir ırktan gelmesinin(ki bu kavramı ve nasıl algılandığını daha önceki entryde sorgulamıştım) "ırkçılık" şeklinde ifade edilmesi ciddi anlamda komiktir ki bu olayın temeline inmek için baya gerilere gitmek gerektir. bununla birlike bu değişim "imparatorlaşmanın getirdiği doğal bir süreç"tir. osmanlı belkide tarihteki en pragmatist devletti.
(bunu örf-i ve şer-i hukuk yorumunda ebussuud efendi para vakıflarına verdiği cevaz ile kanıtlamıştır) ki devşirme sisteminde de bu pragmatizm görülür.
osmanlı inkişaf ettiği ilk dönemde askeri güç olarak genellikle türkmenleri kullanırdı. orta asyadan göçen bu türkmenler anadolu'ya iran üzerinden geçer ve iranın etkisi ile gelirdi ve genelikle bu insanları hakimiyet altına almak öyle sanıldığı gibi kolay değildi. osmanlı'nın göçebe türklerin yerine özellikle "devşirmetemelli" kapıkulu askerlerinin oluşum nedeninin esas nüvelerinden birisi budur salt bu da değil osmanlı'da bilhassa "kent hayatının kurumsallaşması" osmanlı'yı heteredox dervişler mürşidliğindeki türkmenlerden ister istemez uzaklaştıracaktı. "ferman padişahın, dağlar bizimdir" anlayışı o dönemdeki türkmen hayat tarzını yansıtmakta olup onları tahakküm altına almak sanıldığı kadar kolay değildi.
bunların dışında dönemin zeitgeist'i değerlendirilip maval okumadan değerlendirilmesi gereken bir cümledir. yavuz sultan dönemini örnek alalım; osmanlı iran ile savaş halinde şah ismail türk kökenli olup özellikle iran'ın desteğini alarak anadolu'da osmanlının yukarıda bahsedilen zayıflığını-türkmenlerden ve türkmen hayatından uzaklaşmasını çok iyi yakalamıştır- propaganda yapmaya başlar. hatta selim ile şah ismail'in atışmalarında şah ismail bilhassa propaganda amacı ile türkçe dizeler döktürürken selim buna karşılık olarak farsça yazardı. fakat yavuz'un yukarıda alıntılandığı gibi bir söz söylemesi(keza kaynağını bilmiyoruz doğru olup olmadığını da bilmiyoruz) mezhep, aşiret, feodalite ve hanedan kavramlarının yeni oluştuğu dönenler olması dolayısı ile bu meyande değerlendirilmelidir ki şii-sunni çatışmasının temeli yavuz sultan selim-şah ismail dönemine rastlar(bu çatışmanın oluşumu bile başlı başına ırk temelli değil mezhep temelli bir çatışmadır)
avrupa'da ise millet(ulus anlamında) gibi bir kavramın oluşumu fransız ihtilali dönemine rastlamakta olup bu hareketin inikasları bilhassa-osmanlı devletinde- 20.yy başlarında kelimelerin anlamındaki değişim ile hissedilecektir.
sadece celali isyanları n dan bile haberi olmayanlar ya da resmi tarihte anlatılanlara inananlar osmanlı padişahlarının türk bayrağını 3 kıtada dalgalandırdığını iddia edebilir. gerçi yazılmış ama türk kelimesi osmanlı sarayında hakaret olarak kullanılan bir kelime olduğu pek çok kaynakta geçer. yeniçerilerin hepsi devşirme kökenliydi. türkmenler 'ihanet eder' düşüncesiyle yeniçeri ocağına alınmazlardı. yavuz sultan selim ve şah ismail in şiir meselesi bile osmanlının ne kadar türk olduğunu anlatmaya yeter.
ha bu arada osmanlılara türk bayrağını dalgalandırmak pek nasip olmadı. çünkü günümüzde kullanılan türk bayrağı 1800 lü yılların ortasında kullanılmaya başlandı. o yıllarda osmanlı gerileme dönemindeydi. savaş kazanamadı ki bayrak dalgalandırsın.