doru bir önermedir. roma imparatorluğu(cumhuriyet veya krallık dönemi dahil) ne kadar italyan devletiyse osmanlı da o kadar türktür.
çünkü; imparatorluklar ulus devlet değildir. osmanlı=türk,kürt,laz,çerkez,laz,balkan halkları,kafkas halkları,arap.
not: bilgilenmek isteyen yazar dostlarım için imparatorluk nedir bunu araştırmalarını istiyorum.
he türkiye için biri laf atmış. lan türkiye cumhuriyeti ulus devlettir. sınırları içindeki her vatandaş türk kabul edilir. ancak osmanlıda ne oldu osmanlıcılık akımı yani etnik köken ciddiye alınmadı. lan biraz ansiklopedi okuyun cahil sözlük.
padişahların cariyelerinin yabancı olması ile ilgili bir konu. ama hiçbiri ben türk deilim ben osmanlı kanı taşımıyorum dememiştir. Bu durumda başlık tamamen saçma.
osmanlı imparatorluğu türklerin kurduğu bir dünya imparatorluğudur.
bunun sebebi başlarda türk devleti olmasına rağmen ilerleyen yıllarda toprakları genişledikçe ve yeni ülkeler fethedildikçe osmanlı tebaasına geçen yabancılar olmuştur.
ancak islam benliği türk benliğinin önündedir.
imparatorluk ulus devlet değildir orası doğru ama o imparatorluğun başını çeken veya kuran bir ulus vardır ki genelde imparatorluğun ulusu da bu kabul edilir. her ne kadar bir çok ulus varsa da içerisinde, çoğu zaman yöneten tek bir ulus vardır.
roma imparatorluğu bir italyan-latin imparatorluğu kabul edilir, halbuki içerisinde o kadar çok halk vardı ki belki italyanlar'ın (o zaman ki adıyla latinler'in) sayısından bile fazlaydı. ama devleti kuranlar ve yönetenler italyan'dı (dikkat edin yönetenler diyorum, onun dışında diğer uluslardan generalleri, devlet görevlileri vardı ama asla devlet yönetimi başka bir ulusa geçmemiştir).
aynı şekilde osmanlı da öyle, devleti kuran ve yöneten türklerdi. diğer uluslardan sadece general, devlet görevlisi vs. çıkmıştır.
uluslasma oncesi devirde her devletin yonetim kademesi buyuklugune gore artan sayida kozmopolit icerige sahiptir. bu acidan yonetim kademesinde turk azligi onu turklukten cikarmaz. bununla beraber padisahlarin kimisinin analarinin turk olmamasi ve kademelerdeki turksuzluk zaten devletin sonunu getirmistir. ama beyazid gibi anasi sirp olsa da oz be oz turk olan padisahin veya padisahlarin turklugunu incelemek kimsenin haddine degildir. beyazit turktur ki o kadar yigit ve basarilidir. tarih ise yarar bir sirp yazmis midir ki? ayrica osmanlida sonlara dogru turklugun asagilanmasi da devletin kokenine zeval vermez. bu devir de ulkenin adi turk olmasina ragmen anayasada belirtilmesine ragmen turk olmak en buyuk suctur ama biz turkiye turk degil mi diyoruz. tam tersi daha gur sesle turkiye turktur diyoruz !
ek osmanli kurulus asamasinda kendine hicbir zaman osmanli devleti dememistir. devlet i ali osman kavrami ise bugunku osmanli devleti kavramindan farki sekilde kullanilmistir. batili veya dogulular aher daim osmanli devletini kastederek turkler! demistir. tipk selcuklulara da dedikleri gibi.
Osmanlı'nın türk olmamasından daha da doğrusu osmanlı'nın türk düşmanı olmasından kaynaklı gerçeklerdir. Daha doğrusu Osmanlı Orhan Bey dönemi sonuna kadar Türklük ve Kızılbaşlık temelinde kurulmuş bir devlet olmasına rağmen daha sonra ümmet ve arapçılık kültürü bir de azınlıkların devletin üst kademesini ele geçirmesinden dolayı türk düşmanı haline gelen bir devlettir.
"her tac olmaz fahr-u fena ehline sertac
türk ehlinüney hace başı biraz kabadır."
( her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olmaz/ey hoca, türk toplumundan olanın başı kabadır,sultan olma yeteneğinden yoksundur.)
nef-i'den;
"türk'e, hak çeşme-i irfanı haram etmiştir."
(tanrı türk'e irfan pınarını yasaklamıştır.)
divan-ı hümayun katiplerinden kadimi hafız çelebi'nin 1499 yılında yazdığı bir manzume;
"devr-i daldan beri şahım eflak
zem olur alem içinde etrak
vermemiş türk'e hüda hiç idrak
akl-ı evvel de olursa bi bak
uktülü't-türk'e velev kane ebak"
(önceden beri benim şahım tanrıdır.
(bilirim ki) tüm dünyada kötülenir türkler
(çünkü) tanrı türk'e hiç bilinç vermemiştir
hele birde ukala olursa tümden pis olurlar
baban da olsa türk'ü öldür)
"dedi ol kan-i kerem şah-ı celal
türk'ü katleyleyiniz kanı helal
daim oldubunların işi dalal
cümlesinden bunu ahzeyle misal
uktülü't-türk'e velev kane ebak"
(bağışlar kaynağı ulular şahı olan peygamber
türk'ü öldürünüz onların kanı helal
(çünkü) bunların işi sürekli kötülüktür
bu yargı yalnız bir türk için değil tüm türkler için geçerlidir
baban da olsa türk'ü öldür)
"türk'ü zannetme kim ola adem
türk ile durma oturma bir dem
şeker alsa eline türk ola sem
şer-i etraki kesüb hiç yeme gam
uktülü't-türk'e velev kane ebak"
(sakın türk'ü insan sanma
bir an bile olsa türk'le birlikte olma
türk eline şeker alsa o şeker zehir olur
türk'ün başını keserken sakın gam yeme
baban da olsa türk'ü öldür)
"osmanlı sarayında "türk" daima olduğu gibi "kaba köylüyü" temsil eder."
( s. yeresimos, kostantiniye ve ayasofya efsaneleri s. 114 )
henüz kuruluş dönemi olan 1466 yılında yapılan bir derlemede, "türk iti şehre gelince farisice ürer" denilmektedir.( burhan oğuz'dan aktaran, şakir keçeli, a.g.y., s. 118.)
hırvat kökenli, sadrazam kuyucu murat döneminde (1606-1611), 155.000 insan doğranmış ya da diri diri kuyulara doldurulmuşlardır. aman dileyen insanlara kuyucu'nun yanıtı "vurun şu pis türkün başını" olmuştur. cellatların bile öldürmeye kıyamadığı çocuğu atından inerek öldüren kuyucu murat osmanlı'nın yetkilisi, öldürülen çocuk da anadolu'nun evladı türk'tür.(naima tarihi'nden)
osmanlı tarihçisi naima aynı bilinç içinde şöyle yazmaktadır: "türkmen çözülüp gitmesi yamandır, cem-ü iltiyamına derman yok." yani, türk ulusu ve unsuru öylesine eriyip çözülecektir ki, bir daha birleşmesinin ve bütünleşmesinin ilacı ve dermanı olmayacaktır.
aksaraylı kerimeddin mahmud, şunları yazmıştır: "hunhar türkler, köpek ve kurt gibidirler, ellerine fırsat geçerse yağmayı ganimet bilirler, fakat düşman kuvvetleri gelirse kaçarlar."( aktaran, çetin yetkin, a.g.y., s.12.)
1912 yılında sebilürreşat dergisinde çıkan bir yazıda; "türk" deyiminin kullanılması, dinsizlik, kâfirlik sayılıyordu.
1913 tarihli "mecmuai ebuzziya" dergisinin 94. sayısında; "bizim türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir. bizler yani türkler müslümanlık içinde erimişizdir. türk falan değil, sadece müslümanız. buharalı hanlar bile kendilerini türk saymazlar. zira onların cetleri de vaktiyle türkistan'ı zaptetmiş olan araplardan başka bir şey değildir,"
üniversite profesörlüğü de yapmış olan ahmet naim, 1913 yılında yazdığı "islam'da davai kavmiye" adlı kitabında, türk'e karşı savaş açmış ve "türkün geçmişini bilmesine ve öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok,gerekli olan şeriatı öğrenmektir," demiştir.
1919-1920 yıllarında şeyhülislamlık görevine getirilmiş ve padişahla birlikte ülkeden kaçmak zorunda kalmış olan mustafa sabri efendi ise, türk'e türklük benliği vermek isteyenlere "soysuzlar" yakıştırmasında bulunmuştur.( mustafa coşturoğlu, a.g.y., s.278, 279.)
"türk" sözcüğü, anadolu köylüleri için kullanılır olmuştur.( bozkurt güvenç, türk kimliği, s.22, 23, cahen'den aktaran, bernard lewis, modern türkiye'nin doğuşu, s.1.)
osmanlı yönetiminde, devletin en yüksek yürütme organları türk'e kapalı tutulmuş, devlet adamlarının yetiştirildiği enderun okullarına türkler alınmamışlardır.(hikmet bayur, a.g.y., s.15.)
istanbul'un alınmasından 4. murat'ın ölümüne dek geçen 187 yıl içinde, devşirmelerden 66, türk kökenlilerden de 10 kişinin sadrazamlığa atanmış, aynı dönemde devşirmeler toplam 167 yıl, türk kökenli sadrazamlar ise 17 yıl görev yapmıştır.(hikmet bayur, a.g.y., s.17.)
(özer ozankaya, türkiye'de laiklik, istanbul, 1990, s. 253.)
osmanlı yönetiminde türk'e yaklaşım o denli aşağılayıcıdır ki, o günlerden kalan aşağıdaki şiir bu yaklaşımı özetlemektedir:
"türk değil mi, merzifon'un eşeği,
eşek değil, köpekten de aşağı."
koçi bey, 4. murat'a sunduğu risalesinde (küçük kitap) türkler hakkında şunları yazıyordu: "...mezhebi bilinmeyen şehir oğlanı, türk, çingene, tatar, kürt, ecnebi, laz, yörük, katırcı, deveci, hamal, ağdacı, yol kesen, yankesici ve diğer çeşitli kimseler..."
"harem-i hümayuna kanuna aykırı olarak türk ve yörük, çingene, yahudi, dinsiz, mezhepsiz, nice kallaş ve ayyaş şehir oğlanları girer oldu." bu sözler yazılıp türk olduğu söylenen padişaha veriliyordu.(aktaran, çetin yetkin, a.g.y., s.145.)
abdülhamit'in araplara ve islamiyet2e dayanan siyaseti, türk'ü, türkçüleri baş düşman olarak görmekteydi. onun zamanında "türk'üm demek, türk'ten söz etmek büyük suçtu". (esat kamil erkut, a.g.y., s.63)
devletin dayandığı kendi halkına bu denli yabancılaşmasından olsa gerek, osmanlı devletinde kamu ile ilgili belgelerde, türkçe sözcüğe 1876 anayasasına değin rastlanmadı.( m.rauf inan, atatürk'ün önder kişiliği, eğitimci kişiliği ve amaçları, ankara, 1983, s.198.)
1897 tarihinde, bir ingiliz gezgini şunları söylüyordu: "türk adı nadiren kullanılır, onun iki yolda kullanıldığını işittim; ya bir ırkı ayırt eden deyim olarak, örneğin bir köyün 'türk' veya türkmen' olup olmadığını sorarsın, ya da bir hakaret deyimi olarak, örneğin ingilizce söyleyeceğin "eşek kafalı" anlamında, "türk kafa" diye homurdanırsın."( ramsay'dan aktaran, bernard lewis, a.g.y., s.331.)
1. selim (yavuz), sah ismail'e; "... ben sultan beyazıt oğlu sultan selim, sen ki ey eşek türk .."
( sahabettin tekindağ'dan aktaran, baki öz, osmanlı'da alevi ayaklanmaları, ant yayınları, istanbul 1992, s.;15. (osmanlı vakanüvislerinin -zamanın olaylarını saptamakla görevli devlet tarihçilerinin- türk'ü aşağılayan belgeleri için adı geçen yapıtın 69 uncu sayfasında kaynakları ile birlikte bir çok örnek bulunmaktadır.)
mekteb-i sultaniye'ye osmanlı'nın son yıllarına kadar türk soylular alınmazdı.
(m. rauf inan, atatürk'ün evrenselliği, önder kişiliği, eğitimci kişiliği ve amaçları, ankara, 1983, s.198.)
1- i.murat'in annesi bizanslı horofira yani nilüfer hatun.
2- yıldırım bayezid'in annesi bulgar marya yani gülçiçek hatun.
3- çelebi mehmet'in annesi bulgar olga hatun.
4- ii.murat'ın annesi veronika.
5- fatih sultan'ın annesi sırp despina yani hüma hatun.
6- ii.bayezid'in annesi kornelya.
7- yavuz selim'in annesi; ayşe takma adlı pontuslu bir rum.
8 -kanuninin annesi; polonya yahudisi helga yani hafza sultan.
9- ii.selim 'in annesi yahudi kızı roksalan yani hürrem sultan.
10-iii.murat 'ın annesi yahudi raşel yani nurbanu sultan.
11-iii.mehmet'in annesi venedikli bafo yani safiye sultan.
12-i.ahmet'in annesi yunan helen yani handan sultan.
13-genç osman'ın annesi sırp evdoksiya yani mahfiruz sultan.
14-iv.murat'ın annesi sırp anastasya yani mahpeyker sultan.
15-iv. mehmet'in annesi rus nadya yani turhan sultan.
16-ii.süleyman'ın annesi sırp katrin yani dilaşüb hatun.
17-ii.ahmet'in annesi polonya yahudisi eva yani hatice sultan.
18-ii.mustafa'nın annesi rum evemia yani emetullah sultan.
19-iii.ahmet'in annesi de aynı yani ii.mustafa ile aynı anneden.
20-i.mahmut'un annesi aleksandra yani saliha sultan.
21-ii.osman'ın annesi sırp mari yani şehsüvar sultan.
22-iii.mustafa'nın annesi fransız janet yani mihrişah sultan.
23-i.abdülhamit 'in annesi fransız ida yani şermi sultan.
24-iii.selim'in annesi cenevizli agnes yani mihrişah sultan.
25-iv.mustafa'nın annesi bulgar sonya yani sineperver sultan.
26-ii.mahmut'un annesi fransız rivery yani nakşidil sultan.
27-i.abdülmecit'in annesi rus yahudisi suzi yani bezm-i alem valide sultan.
28-abdülaziz'in annesi roman besime yani pertevniyal sultan.
29-v.murat'in annesi fransız vilma yani şevkefza sultan.
30-ii.abdülhamit 'in annesi ermeni virjin yani tirimüjgan sultan.
31-mehmet reşat'ın annesi arnavut sofi yani gülcemal sultan.
32-mehmet vahdettin'in annesi çerkes henriet yani gülistan sultan .
osmanlı devleti ne kültür, ne devlet teşkilatı, ne din, ne de anlayış olarak türktür ne de türkçüdür. osmanlı post bizans, arap kırması ne idüğü belirsiz bir devlettir.
"Osmanlı idaresinde Türk halkı, bir 'millet ruhu ve şuuru' ile beslenmemiş, Arapların imtiyazlı bulunduğu,bir 'ümmet' kişiliksizliğinde eriyip gitmiştir..."
tamamen katılıyorum. az parayı bulayım national geographic aracılığı ile dna taraması yaptırıp atalarım kimmiş, hangi ırkların dnasını taşıyorum öğreneceğim. Mesela benim büyük büyük dedelerim, 1500 yıllarında Karamandan, bulgaristan'a sürülmüşler, 500 sene bulgaristan'da neler olmuş acaba. şimdi ben, bilmem kaçıncı nesil olarak tekrar vatanıma geldim.
sonuç: ortaya karışıktır, orjinal bulmak samanlıkta iğne aramaktır