Sanılanın ve idda edilenin aksine osmanlı imparatorluğu tarihin en ağır sömürgeci devletlerinden biriydi.
Sömürgecilik yanlızca yer üstü ve yer altı zenginliklerini gasp edilerek yapılmaz.
Kaldı ki osmanlı bunu da yapmıştır. Sadece dini inancı farklı olduğu ya da tam adıyla müslüman olmadığı için alınan cizye adında bir vergi vardır. Buna kısaca kafir vergisi denir. Bu vergi sömürgecilikten ve misyonerlikten bile beter bir uygulamadır. Bu gün tüm kadim anadolu halklarını asimile ederek önce müslümanlaştırıp ardından türkleştiren kılıç değil cizyedir. Pontus rum'larını önce müslümanlaştırıp Sonra da tonya'lılaştıran, hemşin ermeni'lerini de önce müslümanlaştırıp sonra da ermenili'ğini unutturup sadece müslüman hemşin'li yapan da cizyedir. Fransa'nın ingiltere'nin sömürgelerinde yaptıkları bu verginin yanında çok masum kalır. Bu vergi bir çok kadim halkın etimolojik yapısını onarılmaz şekilde değiştirmiştir. Ayrıca dinlerinde kalmak için direnen osmanlı'nın gayrimüslim adını verdiği kesimde gene bu vergiden dolayı yeterli sermaye birikimi oluşamamış. avrupa'da refahı sağlayan sanayici burjuva sınıfına benzer bir burjuva sınıfı osmanlı gayrimüslim toplumunda ortaya çıkamamıştır. osmanlı coğrafyasında olup, osmanlı'dan ayrılan refah düzeyi yüksek bir tek devlet gösteremezsiniz. Bir tek biraz slovenya. Bunun nedeni de çok erken tarihlerde osmanlı'dan kopup hasburg imparatorluğuna katıldığı için.
Osmanlı zaten ele geçirdiği ülkelerde ilk önce devletin hazinesine el koyar ülkenin içini boşaltırdı. Osmanlı yanlız yer altı, yer üstü zenginliklerini değil, ele geçirdiği ülkelerin değerli insanlarını da devşirme kul statüsüne sokarak o toplumun insan kaynağını da sömürmüştür ( osmanlı'ya hizmet etmiş yüz önemli şahsiyetin doksanbeşi devşirme kuldur. Kalan beşi ise türk kökenli askerdir. ). Osmanlının yaptığı eserler olarak lanse edilen köprüler hanlar hamamlar tamamen askeri amaçlarla yapılan sefer yolları üzerinde ki yapılardır ve ordunun hızlı ikmal ve iaşesi için tasarlanmışlardır. osmanlı sefer yollarının dışında ki bölgelerde iki çakıl taşını üst üste koymamıştır.
Sömürüye kanun koyan tek sömürgeci ülke osmanlı'dır ( pencik yasası ).
Hazinesini ağzına kadar altınla doldurduğu ile övündüğümüz l selim (yavuz) bu altınları bergama'da ki altın madenlerinden mi çıkardı sizce.
Osmanlı günümüz emperyalist sömürgeci devletlerin protipi ve idolüdür. Bir çoğunun sömürge teşkilatlanması osmanlı eyalet sisteminin ( tımar sistemi ) hemen hemen aynısıdır. Sadece beylerbeyinin yerini sömürge valisi almıştır.
Osmanlı imparatorluğu ( ottoman empire ) tarihte ki en ağır sömürgeci ülkelerden biridir. Coğrafyasında bulunan fakirlik, cehalet ve geri kalmışlık osmanlı'nın bu coğrafya da ki uluslara mirasıdır.
Edit : cizyenin izini osmanlı tahrir defterlerinden sürebilirsiniz. Bir bölgede nüfus sabit yada artıyor buna karşılık cizye geliri düşüyorsa o bölgede hızlı bir islamlaşma vardır. Bu defterler aynı zamanda bölgenin zenginlik fotokopisidir.
sömürgeci olsaydı bu durumda olmazdı.hepimize etiyopya da ki dedelerinden pırlanta madenleri , arap diyarından petrol yatakları vs kalırdı.bizim dedelerimiz sömürülmek istemediği için onlardan bize vatan sevgisi ve samandan yapılmış yer yatakları kaldı.
Her ülkenin eğitim sistemi öğrencilerine elbette kendilerinin melek diğer devletlerin şeytan olduğunu gösterir. Bizde de durum böyledir osmanlı iyilik meleğidir diğerleri hep işleri karıştırmıştır.
Osmanlı genel olarak bakıldığında sömürge devletidir, imparatorluktur.
Benim burada merak ettiğim konu eğer osmanlı somürgeciliğini bir fransa, bir italya, bir ingiliz gibi yapsaydı günümüzde ne olurdu?
şu an yapmadığımız bir olay için bile diğer devletler tarafından suçlanıyoruz (bkz: ermeni soykırımı)
Dünya'nın hiçbir zaman bizden hoşlandığı görülmemiştir. Büyük ihtimalle daha fazla soykırım daha fazla suçlamalara maruz kalırdık.
Öte yandan zaten kötü yönetim sistemiyle sömürdüğümüz ülkelerde türkçe konuşan insanlar türkiye'ye göç edecekti (tıpkı afrikalıların fransa'ya ingiltere'ye göç etmesi gibi)
Türk'ten daha fazla arap, kafkas, rum, ermeni nüfusa sahip olurduk (ki hala böyleyiz)
Yanlış anlamayın ama belki de misak-ı milli sınırlarına ulaşamamış olmamız bir lütuf.
Kurtuluş savaşı sonrası atatürk'e bizi de kurtar diyen suriyelilere atatürk "herkes hak ettiğini yaşar biz bir şey yapmayacağız." Demiştir.
