osmanlı devleti nin yaptığı en büyük hata

entry1307 galeri3
    250.
  1. 251.
  2. Kanuni Sultan Süleyman devrinden sonra bilimi göz ardı ederek "molla bilir" sistemine geçilmesi.
    2 ...
  3. 252.
  4. Kardeş katlinin önlenmesi için padişah olacak şehzadelerin hayatını, halkı ve toplumsal işleyişi tanımadan ve anlamadan sarayda geçirmesidir. Bu yüzden çok büyük yönetim sorunları oluşmuştur.
    1 ...
  5. 253.
  6. fazla hoşgörülü olunması.
    ben olsam fethettiğim yerlerde kendi dilini yaşatmasına izin vermezdim.
    tıpkı ingilterenin yaptığı gibi.
    ne gereği vardı hünkarım, öyle de böyle de bozguncusun nasılsa, bari layıkıyla olaydın...
    2 ...
  7. 254.
  8. en büyük hata; olmaması gereken bir zamanda (bkz: viyana kuşatması)kendine fazla güvenmesiydi.
    aşırı özgüvenin tavan yaptığı nokta büyük hataların hemen öncesidir. (iyi laf oldu yaz bunu bi kenara)
    1 ...
  9. 255.
  10. 256.
  11. din'i ,dil'i ve kültürü fethettiği yerlerde zorla değiştirmemesi. ingiltere yaptı bak noldu şimdi??girdiğin yazının adı bile entry.
    2 ...
  12. 257.
  13. hata niyetine yazılanların çoğunun, işin aslı biraz araştırılınca hata olmadığı anlaşılabilir. mesela matbaanın geç gelmesi klasik lise bilgilerimizle söylediğimiz bir şey. halbuki matbaanın ilk çıktığı dönemlerde de matbaayı getirme girişimleri olmuş, fakat o dönem osmanlının şartları ile avrupanın şartları uyuşmuyor. bizde el yazması kitaplar, hattatlık mesleğinin yaygın olması sebebiyle daha fazla rağbet görmüş. devlet de hattatları bitirmek istemiyor, zaten halk da matbaada basılmış kitaplara uzunca bir süre rağbet etmiyor. şunu anlamak lazım, rönesans bir aydın hareketidir. toplumun bir kesimi bunu gerçekleştirir. biz de toplum içerisinde öyle bir kesim oluşmadı. aydınlar da padişahın çevresinde toplanıyordu zaten. dolayısıyla rönesansı türk topraklarına padişahlar sokamazdı, sokamadılar da.
    türklüğü bırakması, fazla hoşgörülü olması vs. bunlara da pek katılmıyorum. osmanlı devleti daha en baştan klasik bir türk devleti olarak kurulmadı. zaten islam medeniyetine geçtikten sonra türk devletleri ciddi şekilde kılık değiştirmişti. ayrıca osmanlının yayıldığı çevreye de baktığınız zaman, uzunca bir müddet ortodoksların etkisini görürsünüz. işte hoşgörü konusu da bu sebepten yanlış. osmanlı devleti bizim zannettiğimiz tarzda bir hoşgörü göstermedi kendi tebasına. katı kurallarla merkeze sıkı sıkıya bağlılık ön koşul oldu hoşgörü için. bu anlamda devlete faydası dokunan herkese kapılarını açtı osmanlı hanedanı. türk, ermeni, sırp diye ayrım yapılmadı. yapılmış olsaydı hiç bir zaman o kadar güçlü olunamazdı zaten. en basit örnek yeniçeri ocağıdır bu konuda. biz hep deriz ki neden yeniçeriler türklerden kurulmamış? halbuki osmanlının ilk dönemlerinde türkmen aşiretlerinden yaya ordu kurulmak isteniyor fakat türk geleneklerine göre savaşta at sırtından inmek hoş karşılanmadığı için ve bu tarzda savaşmaya yatkın olmadıkları için türklerden bu birlikler kurulamıyor. daha sonra ele geçirilen topraklarda yaşayan çocukların bir kısmı yeniçeri ocağına kaydedilerek bu ocağın asker ihtiyacı karşılanıyor. bu şekilde baktığınız zaman, osmanlının hoşgörüyü abarttığını söylemek yanlış olur.
    viyana meselesi ise hafife alınamayacak bir konudur. hani biz hep deriz ya jeopolitik konumumuz çok önemli diye. hah, işte aynısı o dönemin avrupasında viyana için geçerli. osmanlı devleti doğal sınır olan tunayı ele geçirdikten sonra avrupada yayılma sahası daralmaya başlıyor. zaten bu topraklar alındıktan sonra avrupada yapılan savaşlar daha çok bölgedeki irili ufaklı devletleri kendi safına çekme mücadelesi olarak görülmeli. yoksa mısırın fethedilmesi gibi bir şey değil yani. mesela macaristan uzunca bir dönem avusturya-osmanlı arasında çatışma bölgesi haline geliyor, bazı kaleler bir kaç yıl içinde iki üç kez el değiştiriyor. işte bu bakımdan viyana, osmanlı açısında avrupada kilit öneme sahip bir kaleydi. fethedilebilmiş olsaydı, en azından yükseliş devri bir yarım asır daha devam edebilirdi. avrupada osmanlı nüfuzu çok daha fazla artardı, burası kesin. o dönemin süper güçlerinden bahsederken üç dört tane devletin ismi zikredilir hep. belki viyana alınmış olsa bu sayı bire inmiş olacaktı. bu bakımdan viyananın alınamaması talihsiz bir dönüm noktasıdır osmanlı için. bu savaşta osmanlı devletinin düşmanlarını hafife aldığını vs de düşünmeyin. futbol maçı değil ki bu. kaybedilen her savaş, nice paşaların, askerlerin kellelerine mal oluyor. ne rehaveti?
    öyle veya böyle, viyana alınamayınca fetihlere dayalı bir ekonomi politikası geliştirmiş olan osmanlıda işler tersine dönüyor. bir daha da toparlanmak nasip olmuyor. burada da padişahların iyi yönetememesi, deyip kestirip atmamak lazım. binbir çeşit osmanlı padişahı var. 4. murat güç tutkunu mesela, çok enteresan bir yapısı var. 3. selim var mesela, bugün "batıdaki gelişmeleri takip edememişler yeaa" diyen lise öğretmeninden bin kat daha fazla batıyı bilen, takip eden ve ona hayran olan bir padişah. kafes hayatı döneminde kral 16. louis ile mektup arkadaşlığı yapıyor, daha çocukluk yıllarında batılı tarzda bir yönetim kurmayı kafasına koyuyor falan. ancak koskoca osmanlıyı bir padişah tek başına yönetmiyor, yönetemiyor. kıytırık bir dizide bile kırk türlü entrikalar dönüyor, düşünün bu insanlar bunun gerçeğini yaşıyorlar. öyle o kadar kolay değil yani. ha deyince matbaayı getir, batılı anlamda devrimler yap vs olmuyor.
    uzun lafın kısası, bize ilkokul- lise yıllarında öğretildiği şekliyle eleştirisi yapılamaz osmanlı döneminin. zira yapamıyoruz da. çünkü bize verilen bilgilerin çoğu yanlış, bazıları abartılı, bir kısmı da mesnetsiz. hocalarımızın pek çoğu, malesef, kahve ağzı ve mantığıyla bir takım yorumlarda bulunmaya çalıştıkları için bizler de o dönemleri yorumlayamıyoruz veya daha kötüsü yanlış yorumluyoruz. halbuki osmanlı tarihi, üzerinde derin düşünülüp araştırmalar yapıldığı vakit, o kadar zevkli ve zihin açıcı bir konu ki...
    5 ...
  14. 258.
  15. Sancağa çıkmayı kaldırıp , kafes usulünü getirerek padişahların deneyimsiz tahta çıkmasının sağlanmasıdır.
    4 ...
  16. 259.
  17. ikinci viyana kuşatmasıdır. ikinci viyana kuşatmasından sonra ordu bir daha asla toparlanamamıştır.
    1 ...
  18. 260.
  19. coğrafi keşifleri engelleyememesi, avrupa'yı küçük görmesi, kadercilik anlayışı, pozitif bilimlere yeteri kadar önem vermemesi, devşirme sistemi, azınlıklara gereğinden fazla hak verilmesi, yabancı kadınlarla evlilik yapılıp saraya nifak sokulması, kadınların devlet işlerine karışması, kafes sisteminin getirilmesi ve ele geçirilen topraklarda devlet yapısı oturtulmadan yeni maceralara girişilmesidir..

    bana göre hilafetin alınması da osmanlı'ya uzun vadede zarar vermiştir..gerek yoktu böyle bir maceraya..
    3 ...
  20. 261.
  21. 262.
  22. 263.
  23. teknolojik gerilik 19uncu yüzyıl başlayana kadar aslında ortada olmayan bir şey. o zamana kadar ki yenilgilerin sebebi sayılamaz.

    aslında tam olarak avrupalının aydınlanma çağı dediği şeyi yakalayamamk onun adı. aydınlanma ile avrupalı askerler bu aydınlanmayı kendi stratejik ve doktrinel yapılarına da yansıtıp yazıp çizmeye başlıyorlar.

    biz de ise tam tersi, saray entrikalarında başarılı olanlar göreve getiriliyorlar. çeşme de donanmanın ruslarca yakıması sinopta yakılması falan mesela hep o dönemin kaptan-ı deryasının kara ordularında iyi iş çıkarmış vezirlerinden seçilmeleri.

    böyle olunca, adam gemiyi denizde hareket eden top birliği olarak görüyor. ve açık deniz de de savaşmak istemiyor. gemileri çekip limanda bekliyor. yeniliyor doğal olarak. sonra da sorgulamıyor neden yenildik diye. zaten kafasını kesiyorlar direk olarak. böyle olunca da yerine gelen kimse kafam kesilmesin diye cesaretli kararlar veremiyor.

    avrupa da 1600 yılından 1800 yılına kadar olan biten herşey sadece daha iyi yapmayı bilenin başarılarıdır. teknolojik değik.

    aydınlanmayı yakalamış olan osmanlı jenerasyonu ise 1900lü yılların başına denk geliyor ve zaten imparatorluk yıkılıp yerine cumhuriyeti kuran da aynı ekip.
    1 ...
  24. 264.
  25. türk diline ve kendi öz değerlerine yeterince önem vermemek.
    1 ...
  26. 265.
  27. yeniçerilere ve kapıkullarına ezdirdiği tımarlı sipahiler de önemli.

    tımarlı sipahiler müslüman türk akıncılar aslında. süvari sınıfı. ama ortada iktidara sahip olmak açısıdan bir savaş var ve saray kapıkullarına destk veriyor. böyle olunca sipahiler azalıyor. bunun zararı da şu mesela, savaş başlamadan önce, akıncılar düşman bölgesine sarkıp oralarda takılıyor hem istihbarat sağlıyor hem düşmanın ilerlemesini yavaşlatıyor hem de orduya erzak bulabiliyorlar.

    daha sonra bunlar yok edilince ayn işi yapmak için tatarlar ve kırım süvarileri kullanılıyor ama hiç bir zaman aynı şevk ile savaşmadıklarından işe yaramıyor.
    1 ...
  28. 266.
  29. padişahların hatalı olduklarına genelde inanmıyorum. tecrübesiz oldukları kesin ama hepsinin iyi niyetli oldukları da bir gerçek. yoksa I. abdulhamitin rus yenilgisine üzülüp felç geçirip ölmesini nasıl açıklarsınız. en nihayetinde iyi niyet elbette geçerli olmuyor.

    padişahların otorite figürü olmaları için savaş kazanmaları lazım. yeniçeriler daha işin taa başlarında fatihi indirip yerine babasını başa geçirerek zaten yönetime nasıl ortak olduklarını göstermişler. yavuz ve kanuni bu serserileri kontrol etmeyi başarabilmiş ama sonrakiler bunu hiçbir zaman başaramıyorlar. 1700lü yıllarda yeniçeri maaş defterinde 400bin isim olduğu yazılıyor ama örneğin 1774 rus savaşına katılan yeniçeri adedi 26bin. bunlar hep masraf tabi.
    1 ...
  30. 267.
  31. doğu politikasını bir türlü oturtamamışlar muazzam paralar harcayıp seferler düzenlemelerine rağmen.

    mesela tebriz belki 15-20 kere ele geçiriyorlar osmanlılar. sonra geri çekilince safeviler gelip geri alıyorlar. genelde 2-3 ay sürüyor bu. kanuni zamanında bile aldıkça geri alınma devam ediyor. ve 4-5 senede bir yeniden alınıyor tebriz. hatta bir keresinde 5 gün sürüyor osmanlının tebrizde kalma süresi. ama tebrizi almak için aylarca masraf yapılmış ordu sefere çıkmış vs.

    zaten doğuda sefer de pek bir zor. buna rağmen belki de prestij için gidip gelmişler sürekli.
    1 ...
  32. 268.
  33. osmanlının bu kadar büyümesinin sebebi muazzam lojistik harekat bilgelikleri. ne şimdi ne de o zamanlar bu kadar koordine lojistik faaliyeti yok. başlangıçta mesela büyük topları belgrada depolarlarmış küçükleri de gittikleri yerde dökerlermiş. bunlar tabi hep zeka işi.

    lojistik büyük problem. savaşabileceğin aylar belli en son eylül gibi dönmen lazım. orduyu da oralara bırakamıyorsun. 6 ay dursun sonra geri gelirim diyerek. en kötü ihtimalle en geç tarih hep mayıs sonu haziran başı istanbuldan ayrılmak. 1 haftalık yürüyüş ile edirneye gelmek. 5-7 gün arası dinlenip tekrar yola çıkmak 15-20 gün arası bir sürede de belgrada varmak orada da 15 gün kalıyorlar böylece ağustosu buluyor zaten.

    ama zamanla o kadar büyüyorki topraklar mesela viyana artık doğal sınırlar denilen kısmın tam kıyısında yer alıyor. viyanayı almak imkansız çünkü eylülden önce viyanaya varmak imkansız. bir de ortaçağ sırasında avrupada hava inanılmaz soğuk. coğrafyacılar buna küçük buzul çağı diyorlar. eylül dedin mi donmalar başlıyor. yeniçeri zaten serseri. disiplinsizlik başlıyor. yiyecek bulmak imkansızlaşıyor düşman topraklarında. yardım gelebilir her yeri kontrol edemezsin. orduyu eylülde bırakıp haziran da geridönsen desen, sen geri gelene kadar ordu orada yeni devlet kurar o kadar disiplinsizler.

    bu şartlarda kanuninin bile alma ihtimali yok viyanayı zaten.

    sonraları bu lojistik uzmanlığı konusunda sıçmaya başlıyorlar.

    mesela prut savaşı için ekim ayında rusyaya savaş açtıklarını bildiriyorlar ki sefere en erken mayısta çıkabilecekler bu durumda ruslar rahat rahat hazırlanıyorlar. resmen ruslara 6 aya gelirim hazırlan bebeğim demişler.

    bu gibi beceriksizler mevcut hep sonradan.
    1 ...
  34. 269.
  35. nereden bakarsan bak çok güçlü osmanlı. öyle böyle bir güç değil. bizim duraklama dediğimiz dönemde bile belki 18nci yüzyılın yarısına kadar çekebiliriz tarihi, o geç tarihte bile güçlü ittifaklar yapmadan 3-4 devlet birlikte hareket etmeden osmanlıyı yenebilecek güç yok avrupa da. olmamış. yani aslında herşey osmanlının hataları genelde. bunlar da hep saray entrikası ile oluşan ihanet zinciri. bürokrasi hem ihanet etmiş ve sürekli bozmuş yapıyı hem de bir yandan korumuş kollamış.

    yine de gücü hep var. hatta habsburglar yine geç bir tarihte osmanlıya savaş ilan ederken sebep olarak, osmanlının tüm ordularını ard arda yensek ve tamamını yok etsek bile hemen ardından daha büyük bir orduyu toparlayabilecek kadar güçlü olmasını gösteriyor. savaşmaktan başka çaremiz yok deniyor. bu şu anın amerikasına yönelilen eleştiriler gibi biraz da.

    bunlara rağmen geirlemeyi hızlandıran sebep ruslara yenilemsi oluyor. isveç kıralının önerilerine aldırmayarak hata yapıyorlar.
    1 ...
  36. 270.
  37. denizcilik konusunda bu kadar kör olmaları anlamsız. karadeniz bir türk gölü diyorsun akdeniz neredeyse türk gölü olacak ama yine de çok beceriksiz kalmışlar.

    mesela osmanlılar kadırga teknolojisinde ısrarlılar. yelkeni pek tercih etmiyorlar. bunun sebebi de yelkenin rüzgara ihtiyaç duyması yelken yoksa yatması değil aslında.

    kadırgalarda insanlar kürek çekiyorlar. bu sebeple yelkene göre hızlılar. bu tercih sebebi ama asıl sebep, bu kürekçilerin kıyıya yanaşıp ellerine silah verdin mi asker olmaları. osmanlılar denizciliği ayrı bir güç olarak pek düşünmemişler demek ki.

    ama kadırga hızından dolayı yüksek olmak zorunda. bu yükseklik de açıkçası tekne üzerinde duran top atışlarında kolay hedef anlamına geliyor.

    ayrıca yine insanları ve kürekleri koymak için geniş alana ihtiyaç var. geniş alanda doğal olarak geminin omurgasını yoruyor ve çabuk su almasını sağlıyor. bu ve benzeri yapısal zorluklar da osmanlının geç dönem stratejik deniz savaşları kayıplarına neden oluyor. elbette amirallerin (kaptanı derya) karacı vezirlerden seçilmeleri de ayrıca komik oluyor.

    kara savaşında ilk kural sırtını nehre vermeden savaşmaktır. deniz savaşında da karaya vermemek kaçacak yerin olmaz doğal olarak. ama karacı vezirler bir şey olursa diye karaya yakın duruyorlar. bunda gemiler yansın nasılsa işe yaramıyor ama bişi olursa orduyu kurtaralım düşüncesi de etkili ama, çeşme, navarro, inebahtı ve sinop yenilgilerin sebebi de bu.

    lojistik olarak da kadırga sorun zaten. kadırgalar ile günlerce dolaşamazsın denizde. çünkü kürekçileri beslemen lazım. günlerce dolaşacak kadırgalar için erzak sıkıntısı olacağından depolar yapman lazım ama o kadar büyük kadırga yapmak imkansız. böyle olunca ne kadar büyük donanman olursa olsun hedeflediğin yerde savaşman lazım.

    eğer stratejik savaş kararını düşmana kaptırırsan yandın yani. savaşılacak yeri düşmanın seçmesi en büyük sorun çünkü en nihayetinde adamın tek yapması gereken seni akdeniz gezdirip durmak. 10-15 gün sonra da saldırmak.

    lojistik sorunundan dolayı a zaten okyanus aşırı fetih yapamıyorsun.
    1 ...
  38. 271.
  39. halkın dini inanışına yaşayışına hatta cinsel hayatına karışmaktan batıdaki ilerlemeyi görememek. ve bunların yanında şuursuzca toprak elde etmeye çalışmak. ninja kaplumbağalardaki shredder'misin be adam küresel anlamda dünyaya hakim olmaya çalışıyorsun halkın çarık bulamazken.
    0 ...
  40. 272.
  41. denizcilik ve çeşmeden devam edelim;

    çeşme öyle büyük bir saçmalık ki. suç karacı veziri denizci yapmak ile başlıyor. ihanetler ile devam ediyor. kaptanı deryanın korkup gemileri limana çektirmesi var, üstüne bu da yetmiyor osmanlı donanması için çeşme küçük bir yer olduğu için gemi dışarı da kalmasın diye hepsi resmen üstüste konuyor.

    rusların toplam 21 gemisi var. 4ü nakliye gemisi. osmanlının ise inanmayacaksınız ama 100. 1300 top var toplam. çeşmeye gidin körfeze bir bakın nasıl dururlar. üstü üste koyman lazım. bu gemilerden 4 tanesi çok çok büyük kadırgalar. bir tanesinin üzerinde 80 bir diğerinde tam 100 adet top var. bu 4 tanesini limanın ağzına çekmişler bizimkiler korusun diye. ruslar 12 gemi ile saldırıyorlar bu 4 gemiye ve yok ediyorlar. hemen ardından 4 adet önünden ateş fışkırtan (greek fire) tekne ile osmanlı donaması dalıyorlar.

    1300 gemiden kurtulan gemi adedi 4. aslında 5 ama kıyıya çekerken biri daha yanıyor.

    rusların asker kaybı 700. bizim 11000.
    2 ...
  42. 273.
  43. osmanlının yaptığı en büyük hata milli benliğini yitirmiş olması, arap ve fars kültürünü halkın özüne işletmesidir. türklük' ünü bir kenara iterek en büyük hatayı yapmıştır. unutmayınız, bir ülke içten fethedilmek istenirse kültürü yok edilerek fethedilir.

    ayrıca osmanlı padişahlarının devşirme gelinlerle evlenmesi, harem dolusu kadınlarla birlikte olması işin cenabetliğini gösterir ki bu da göz ardı edilen bir sebeptir.
    0 ...
  44. 274.
  45. mili benliği unutmak diye bir hata olamaz. bunun çok basit iki sebebi var.

    birincisi: imparatorluk. yani ulus devlet değil. imparatorluk olmak için ya da tarihte o isimle anılmak için, bir kaç farklı din, dil kültürde insan ve coğrafyada bulunmak ve yöneticilerini de çok kültürlü yapıdan import etmek gereklidir. bu durumda milli benlik peşinde koşsan zaten imparatorluk olmazdın devlet olurdun.

    ikincisi aslında daha da önemlisi : milli benlik belirli bir milliyetçilik gerektirir. ve milliyetçilik 1900lü yılların başında ortaya çıkmış bir akımdır. daha önce ne türkler ne almanlar ne de başkası böyle bir düşünceye sahip değillerdi.

    o sebeple milli benlik zaten yok. yanlış anlaşılma olmasın o tarihlerde hiç kimse de yok. ulus devlet düşüncesi çok geç tarihlerde ortaya çıkıyor avrupada da bizde de. bizimki zaten ümmetçilik varken biraz da doğu avrupadaki halkların isyanları ile elde bir tek türkler kalınca zoraki olarak olmak zorunda olan birşey oluyor.

    osmnalının en büyük zenginliği kültürüdür ve bize bıraktığı da kültürel zenginliktir. kan üzerinden bu zenginlikleri yok edenler aslında hata yapıyorlar.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük