Osmanlıca denilen yazı ve ne yazıldığının anlaşılması için kırk takla atılması gereken bir alfabe nedeniyle düşük bir orandır soylular dışında. Tabii ki bunun yanında eğitime çok da önem verilmemesi var kanımca.
çünkü 1897 istatistiklerine göre (evlet-i aliye-i osmaniyenin 1313 senesine mahsus istatistik-i umumisi) anadolu ve rumeli müslümanlarında ilkokula gitme oranı %57'dir. 1920'lere kadar tahminen halkın %30'u okur yazardı. ilkokulun 1840'lardan beri zorunlu olduğu da bilinmesi gereken şey. bunun yanında müslüman ahali zaten kur'an okumayı (anlama özürlülere not; anlamak değil okumak) bildiği için okur yazar olmasa bile arap harflerine aşinaydı. az bir çabayla okur yazar olabilirdi.
arap harflerine alerjisi olan kadro, tabi ki okur yazar oranını düşük gösterecekti ki ne kadar gerekli (!) bir iş yaptığı belli olsun.
%300'dür insanlar dertlerini anlatabildikleri kadar biliyorlardı ama yazmıyorlardı. o zaman o kadar fazla gelişmişlik vardı ki, insanlar tablet ve compüter-i azam ismini verdikleri daha kolay yazılıp silinebilen müslüman bilgisayar-ı şehvetlerini bekliyorlardı. ama atatürk geldi, bir gecede cahil bıraktı tüm milleti. %300 olan okuma yazma oranı %3'lere düştü.
harf inkılabını yapanların verdiği orana göre yorum yapılan konudur.
müslüman halkın %57'sinin ilkokul öğrencisi olduğunu gösteren osmanlı istatistiklerine mi inanayım? yoksa birilerinin masa başında uydurduğu "resmi" rakamlara mı?
devleti elinde tutanlar istedikleri istatistikleri sallayabiliyorlardı cumhuriyet yıllarında.
Oldukça düşük bir orandır. Neredeyse okuma yazma bilen kısım elit kısımdır.
Merak ediyorum eski düzeni isteyenler eski düzen de okuma yazmayı öğrenebilecekmiydi?
yobazların %30 olduğunu iddia ettiği orandır. belge filan hak getire tabi...
devlet-i aliye-i osmaniyenin 1313 senesine mahsus istatistik-i umumisi'nden filan dem vururlar ama o istatistiğin belgesini filan sunmazlar. mesela istatistiğe kadınların dahil edilip edilmediğini bile bilemeyiz.
bildiğimiz şudur: osmanlı dönemindeki sayımlarda kadınlar sayılmazdı.
oldukça düşük orandır. fakat düşük olmasının sebebi sanayi devrimini kaçırmış ve modern hayata tam geçişi sağlayamamasıdır. arap alfabesi bu konuda suçlanacak en son şeylerden birisidir. sanayi devrimi öncesi avrupa'da insanlar kırsaldan kente göçmeden önce de benzer durum olmuştur. kentselleşme arttıkça okuma yazma oranı atmıştır.
kutsal kitaplarını bile okuyamayan cahil bir toplumdu osmanlı. bu yüzdendir ki, halifenin, şeyhülislamın buyruklari allah'ın ayeti gibi tartışmasız kabul edilirdi.
avrupa ortaçağda aştı bunu. ıncil halkın okuyabilmesi için tercüme edildi ve ruhban sınıfı hakimiyetini kaybetti zamanla.
ülkemizde bugün bile ulema sayılan yobazların ağzına bakılıyor dini anlamak için. halkın okuması istenmiyor. zira halk okursa bilgi edinir, bilgi her türlü tiranligi yıkar.
mustafa kemal atatürk'ün halka en büyük hizmetidir kuran tesfiri hazirlatmak. ancak, said nursi ki en ünlüleridir, din üzerinden menfaat sağlayan düzenbazlar kuran'ın türkçe olmasına karşı çıkmışlardir.
osmanlida okur yazar yoktu. olan da zaten memurluk yapardı. halk cahildi, cahil bırakılıyordu. koyun sürüsünü yönetmek her zaman daha kolaydır çünkü.
Yüzde 2 ile 7 ye kadar oran veren bir çok kişi var. Ortalama olarak bu civarlarda bir şey sonuç olarak.
Osmanlı halkı ise güya dini çok bilen ve dindar halk. Ama neredeyse hiç birisi kuran-ı kerimi okuyamıyor. Dindar halka bak dini bilmiyor. Sadece hocalardan dinlediklerine inanıp itaat eden bir halk var ortada.
O yüzden ne fetva verilirse onu onaylarlardı. Yani dindar değil koyun bir halk vardı.
zaten cok iyi olsaydi cahillikten halk geride kalmazdi. cahil kalmaktan hoslanan akp lilere osmanlica tekrar ogretilmeye calisilabilir ve okuma yazma oranlari tekrar dusebilir.
