Şimdi birisi kanuni nin Fransız kralına saraydaki danstan ötürü verdiği uyarıyı açıklasın o zaman. Yani senin kerhanelerin var, bu normal ama sen kalkıp Fransa'da ki olayı kınıyor ve onları o hareketlerinden ötürü tehdit ediyorsun.
Ayrıca biz daha yakın tarihimizi bilmiyoruz. Yani kemalist olmayankarın yazdığı sıyerler kemalistler tarafından tahrip edilmiş olamazlarmı. Hadis kitapları bile yüzlerce uyduruk hadislerle doluyken.
Filozofca bir düşünceye göre "Bir toplumda namusuz kadınların sayıları dağ gibi kabarmışsa orada onları o yola sevk eden namussuz erkeklerin çoğaldığını kabul etmek gerekir."
Aynı genelevlerde vesikalı olarak çalışan kadınların milliyeti ise
386'sı Rum,
125'i Musevi,
91'e Ermeni,
64'ü Türk,
64'ü Ruslar ondan Alman, italyan, Roman, Bulgar, Fransız, Leh Asıllılar izler (3)...
Fahişelerin ücretleri de bellidir. "vizitesi 15 kuruştan 5 liraya kadar...15 kuruşluklar Beyoğlu, Yüksek kaldırımda bulunanlardır... Lüks tarife vizite yapıp 5lira ve daha fazla alırlar ise Şişli'de özel evlerde çalışır...
işgal yılları istanbul'u... Bir yanda 331, 332, 333 yılları vurguları ile zengin olanlar...
diğer yandan açlık, kıtlık sefalet içinde yaşayanlar... Fahişeliğin alemi bir sanat haline gelmesini hepsinden de acısı Türk ve Müslüman kadınların "fosforlu cevriye" adı altında bu yola özendirilmesinin acı gerçekleri yaşandı.
.Kaynaklar:
1- Mustafa Galip, "Fahişeler Hayatı ve Reddiatı Ahlakiye, "1338,
2- Felsefesi eğitimci Hamdi Aksoy'un görüşleri.
3- C.R. Johnson, "constantinople today... New York, 1922.
YASAL STATÜYLE genelevlerinin tanınması ise Cumhuriyet döneminde olmuştur .
1961 yılında bu işe bir yasal özellik kazandırılmıştır ! (darbe +genelev aynen 1908 deki darbe+ genelev bağıntısı burada da mevcut )
TÜRK KADINLARINI "FAHiŞELiĞE" ÖZENDiRDiLER !
Polis karakollarında, mahallelerde, çarşıda pazarda... hele hele lüküs otellerde onları tanımayan olmazdı!... Adet olmuştu:
"Fosforlu Cevriye" olarak şöhret bulmuşlardı...
"Ateşim var külüm yok.Dumanım var gülüm yok"
diye başlayan türküler onlar için söylenmişti...
Kısacası, mahalleden mahalleye kovulan... Mazallah köy yerinde "icrayı faaliyet'te bulunurlarsa "şer-i şerife" göre halkın huzurunda taşlanarak öldürülen... kendilerine türlü türlü isimler verilen... Bir kısmının "sürtük"... genelde "orospu" olarak görüldüğü erbabına malum olanlarca "fosforlu cevriye" idiler...
Fosforlu'lara 1915 yılında serbest çalışma izni verildi. isteyenlere "vesikası verilerek" umumhanelere gönderildi...
"Ahlak zabıtlarının kurulması, Şişli, Haseki ve Beyoğlu'nda "Zührevi hastalıklar hastahanelerinin açılması da aynı yıla rastlar...
Hele hele Osmanlı Devletinin tamamen parçalanma içine girdiği, 1919- 1922 mütareke ve işgal yıllarında istanbul'da fuhuş olayları tarihte görülmemiş seviyeye ulaştı. istanbul Polis mektebi müdürü Mustafa Galip Beyin verdiği resmi bilgilere göre (1) mütareke yılarında "
Fahişe" veya fosforlu cevriye sanatını icra eden ve resmi kayıtlara geçenlerin sayıları 2125'dir.
Vesikalık çalışanlar ise 979'u bulmaktadır.
Aynı mesleği zaman zaman icra edenlerin sayıları 1000'in üzerindedir.
Toparlarsak "Mütareke yılları istanbul’unda" 4500- 5000 civarında" geçimini “fahuşla kazanan" kadın vardır... "
Ne acıdır ki, Paris Müdürünü kayıtlarında resmen fuhuş yapanların
774'e Müslüman
691'i Rum...
194'ü Ermeni...
124'ü.. Yahudi...
ve 171'i Rus asıllı kadınlardır...
Bunları sayıları fazla olmasa da Yunan, Avusturyalı, Roman ve italyanlar izler...
OSMANLıYı NAMUSSUZLAŞTıRMA VE ZAYıFLATMA PROJESi : ittihat ve terrakki icraatları :
1908 de darbeyle Abdülhamit Han ı tahttan indiren iTTiHAT VE TERRAKi adlı masonik parti ilk iş olarak 1911 de Filistin topraklarının yabancılara ( israil devletini kuracak olan siyonist efendilerine ) satışa izin vermişti .
2. önemli gayeleri savaşlarda başarı elden MÜslüman OSmanlı ordusunun --savaşlarda KIRDIRILARAK zayıflatılması ( böylece iSrail devletine müdahale edemeyecek kadar zayıflatılması çalışması için harekete geçildi ( 1. dünya savaşa Almanya şakşakçısı olmamız ...)
3. önemli gaye ise elbette OSmanlı ahlakını ve sağlığını çökertecek yapıların ortaya çıkartılmasıydı ...
genelevlerinin 1915 lerde açılması ....
türk kadınlarının vesika ile fahişe olarak çalıştırılmaya başlanmaları..
Sigara ve tütün mamüllerinin özendirilmesi ....
Genelevi tarihçesi :
1915 yılında ı. Dünya Savaşı devam ederken ilk genelev açıldı.
-Müslüman Türk kadınlarını genelevlerde fuhuş yapmaya zorladılar.
-Özellikle yabancıların seks ihtiyaçlarını karşılamak üzere açılan genelevlerin çoğunluğu Beyoğlu ve Karaköy semtlerinde idi.
Osmanlı'nın ekonomik çöküşü beraberinde fakirlik, cahillik ve sosyal sarsıntıları getirdi.Türk kadınlarının çalıştırıldığı ilk gayrıresmi Genelev 1915 yılında açıldı.Fosforlu Cevriye sözleri fahişe Türk Kadınları için kullanıldı.
kimi safın "yalan söyleyen tarih ve tarihçiler utansın" diyerek, inkar ettiği gerçektir.
hayır, dediğine bakarsanız sanırsınız ki osmanlı'nın durumunu anlatan tarihi metinleri yazan görgü tanıkları kemalisttir!.. veya osmanlı düşmanıdır! yahu her biri osmanlı'ya kapılanmış, osmanlı'nın ekmeğini yiyen, osmanlı'ya övgü düzen insanlardan bahsediyoruz.
adamlar geçmişten beri böyle geldiği, hiçbir olağanüstülük taşımadığı, günlük hayatlarında her zaman şahit oldukları için olanı olduğu gibi yazmakta bir sakınca görmemişler hepsi bu!.. onlar osmanlı'nın yıkılmaz bir devlet olduğunu düşünürlerdi. bir gün yıkılacağını ve birilerinin türlü yalanlarla o yıkıntıyı asr-ı saadet gibi sunmaya kalkacaklarını bilselermiş, böyle yazmaz, yurdum safını zora sokmazlardı sanırım...
Demekki gizli gizli bu işi yapanlar varmış ki şimdi onların çocukları bu sayfaları doldurup onaylaya biliyorlar. Vallahi ben ulu hakanları, Fatih leri ve Osman gazileri temiz ve pak bilirim. Onlar şeriatçı idi, bende öyleyim. içinde bulunduğum dönemin pisliğinden kendimi nasıl sakınmıs, temiz tutmuşsam onlarada aynen inanıyorum. Yalan söyleyen tarih ve tarihçiler utansın. Günümüzde yaşadıklarımızı adamlar algı yolu ile farklı algılatıyır. Yüz yıl önceye kim kefil olur.
Bu işi bence ılerletın. M. Kemal in osmanlı yı yıkarak Allah ın nurunu tamamladığını söyleyin ve son noktayı koyun.
üstat murat bardakçı'nın yüklenen videosunda, "yoktu" veya "devletin bilgili, izni olmadan faaliyet gösteriyorlardı" diyenlere gerekli ayarı verdiği sorudur.
osmanlısı, cumhuriyeti fark etmez... şu devlet hakkında istediğinizi söyleyin ama cahilin önde gideni değilseniz "bilgisi yoktu" demeyin. bizim devletin başlıca özelliği her bir boktan pekala bilgisi olmasıdır ki bu özelliği çok kişinin sandığından daha dayanaklı olmasının sebeplerindendir.
Osmanlı da meyhane ve kerhane varsa ve sizde buna rağmen osmanlı yı küçümsüyorsanız halt etmişsiniz demektir. Ulan bu laik kafa hemi osmanlı yı şeriat le suçlar, sonrada kalkar zaten onlarda da şeriat yoktu, onlarda bizim gibi sarhoş, zinacı yani çağdaş kafaydı der. Yanılıyorsam birisi beni uyarsın.
oğlan kerhanesi ayrı, kadın kerhanesi ayrıydı. o derecede yani.. hepsini subaşı defter eder, vergileri tıkır tıkır tahsil ederdi. padişah esnafın geçit töreni yapmasını istediğinde, oğlanlar ve pezevenkleri de katılırdı törene. fakat fahişeler katılamazdı. vekaleten pezevenkleri katılırdı.
ben görgü tanığı olan evliya çelebi'nin, hamamcılar kethüdası ismail ağa'nın ve diğerlerinin yalancısıyım.
evliya çelebi hemen hemen her esnaf takımının pirinin kim olduğunu açıkladığı halde (genellikle selman-ı pak başta olmak üzere sahabiler ve bazı esnaf türleri için peygamberler) sıra bunlara gelince "haşa ki pirleri ola" der pek haklı olarak.