1475 - 1500 yılları arasında osmanlı topraklarında basılan veya basılmasa bile hiç değilse yazılan matematik kitabı sayısıdır. bu sayı yazıyla "sıfır", rakamla "0"dır.
başlık karakter sınırına takıldığı için dönemi başlığa yazamadım. ayrıca, zaten osmanlı'nın kitap "basması" söz konusu olamazdı, zira matbaayı kullanmaya başlamalarına daha yüzyıllar vardı.
aynı dönemde, yani 25 yıl içinde, avrupa'da sadece matematik konusunda (astronomi, kimya filan değil, sadece matematik) tam 214 kitap basıldı.
kale fethetmeyi "yükselme" sananlar, "yükseliş dönemi"nden dem vurmaya devam edebilirler.
bu arada atamızın bizzat geometri kitabı yazdığını, bu kitap sayesinde "üçgen" gibi günümüzde kullandığımız geometri terimlerini ortaya koyduğunu da ifade etmek isterim.
osmanlıcıların yazdığım gerçekleri eksilemekle sayısını arttırabileceklerini sandıkları matematik kitabı sayısıdır.
bazıları ise kızmasınlar diye (!) "müslüman" yerine "osmanlı" yazdığımı ve de "0"ı müslümanların bulduğu yalanını sıkmış!..
ey cahil, bir kere senin gibilerin kızıp kızmaması hiç umurumda değil. ne dediysem tam olarak onu demişimdir.
ikincisi, müslümanların matematiğe katkıları çok olmakla beraber 0'ı bulan hintlilerdir; öğretilmiş cehaletinle buralarda ahkam kesmeye kalkma...
üçüncüsü, matematiğe en önemli katkıları yapmış müslüman bilginlerden olan ömer hayyam'ı rubaileri yüzünden taşa tutan senin gibilerdir; "müslümandır" diye sahiplenmeye çalışma...
dördüncüsü, büyük alim ibni sina'yı tekfir edenler senin ağababalarındır; hiç utanmadan "bizdendir" deme...
beşincisi, osmanlı'da ilk gelişmiş rasathaneyi kuran takıyeddin'in rasathanesini yıktıranlar senin din büyüğü saydıklarındır; sakın"osmanlı şunu yaptı" diye babalanma...
altıncısı, fen bilimleri alanında ilk nobel ödülü alan müslüman olan ve pakistan'ın nükleer programını yöneten prof. abdüsselam'ı "mezhebi farklı" diye tekfir edip, ülkesinden kaçıranlar senin gibilerdir; onunla övünmeye hiç ama hiç gayret etme...
bugün 1 milyar tane matematik kitabı basılıyor da kaç tanesini açıp baktınız. belli ki matematik kitaplarındaki tarih bilgisi size yetmemiş biraz da tarih kitaplarına bakmalısınız.
Kemalistler ucube diye boşuna demiyoruz. Bugün saçma sapan konularda "olmasaydın da olurduk" diyen ak-it den farkı yoktur Kemalist denen ucubenin. Bunlar Türk tarihine sövmek için bahane arayan ermeni-rum-frank-Latin tohumlarıdır. Biri Atatürk e söver diğeri Osmanlıya.
Şimdi matematikten laf açıp "yükseymeyi feth işgayl sanayn lay" diyen ucubelere ne anlatacaksın! Bunların tohumu bozuk bunların cibilliyeti bozuk!
Zaten osmanlı'da kaç tane bilim adamı yetişmiştir ki kaç tane matematik kitabı basılsın sorusunu akıllara getirin başlık.
Ben söyleyeyim 1
(bkz: ali kuşçu)
Osmanlı için "işgalden başka ne bilir" diyen vitaminsizler şuan Osmanlının gaza ile aldığı topraklarda barınıyordur. Hatta istanbul un güzelliğinden boğazın harikalığından falan bile bahsedebiliyordur utanmadan.
Osmanlı Devleti tarihin en ihtişamlı ve en büyük Türk devletidir! Köpeklerin havlaması haçları kırılan eniklerin zırlaması bir şeyi değiştirmez. Tarihsiz atasız puştlar Osmanlıya saldırır Türk olup Osmanlıya saldıranında kanı bozuktur.
düşüklüğü karşısında dimağı dumura uğrayan kimisinin, klasik taktikleri olan, mevzuyu mecrasından çıkarıp, alakasız meselelerden dem vurmak suretiyle karşılık vermeye çalıştığı sayıdır.
"osmanlı'nın hoşgörüsü" vs. "osmanlı da basılan matematik kitabı sayısı"!.. ne alaka?
küfürbaz ise olmayan kafasıyla, "osmanlı'nın fethettiği topraklar" ve "osmanlı da basılan matematik kitabı sayısı" arasında bir bağlantı kurmuş ama nasıl bir bağlantı olduğunu anlamak mümkün değil!.. bunu düşünürken susağı çok zorladın mı koçum? yazık olacak, yakacaksın üç kuruşluk devrelerini de sonunda...
Adama sorarlar fatih veya süleymaniye veya mihri mah külliyelerini veya o dönemde dünyanın en büyük olan şehrin altyapı en azından suyu, veya o dönemde dünyada rakibi olmayan topları parmak hesbıyla mı yaptılar diye? Veya matematik bilmeden mi akdenizi kontrol altına aldılar diye. Mimar sinanın sonra yaşadığını biliyorum. Ama sonuçta onu da yetistiren bir kadro var.
Kendi yaşadığın çağın penceresinden yüzyıllar öncesine yorum yapmak sakıncalıdır
Biraz objektif olmak lazım eğer tarihi değerlendiriyorsak
Bunu yaparken önce çevre koşullarına bakmamız lazım, Osmanlı kurulduğu dönemden itibaren duraklamaya kadar neler yapılmış, hangi ülke nerede ne yapmış, ne gibi ilerlemeler olmuş bunları da bilmek lazım
işine gelince Ortaçağı karanlık sayanlar işine gelmeyince yok sayar olmuşlar
Bakın arkadaşlar dünyanın yani Batı medeniyetinin tam ilerleme evresine geçtiği vakitte Osmanlının büyük topraklara hükmetmesi sonucu gelen sıkıntıları vardı ve bunlarla boğuşuyordu
En ufak örneği şuradan verebilirim 1872 de kanuni esasi ilan edildiğinde günümüzün bir çok medeni ve bizden ilerideki Avrupa devletlerinin örneğin;Almanya gibi anayasaları daha yoktu ve bizdeki demokrasi süreci onlarda daha başlamamıştı
Sonradan cumhuriyetle medeni hukukunu aldığımız isviçre bizden 10 sene öncesi anayasa kabul etmiş idi
Tarihi lütfen objektif bir gözle çağlarına göre değerlendirelim
Tespitlerin kısmende olsa doğru ama bu çağdan değerlendirdiğimizde.
Ayrıca tabi şu da var hadi diyelim ki kitap hiç basılmadı ama Mimar Sinan ve eserleri de var tabi sen ona da şimdi devşirme dersin neyse.
Osmanlının feth ettiği topraklarla matematik kitapları arasında ilk bağı kuran latin tohumu son gülen kendisi olacak çünkü geç anlıyor.
Sözde bilimsel tespit tarihi gerçeklikten falan bahsedecek ancak asıl amacı bu değil. Tek derdi Osmanlıya sövmek veya Türk çocuklarının kendinden tarihinden utanmasını sağlamak! Olmayan aklıyla bunların peşinde... Bu bir aşağılık kompleksidir başka bir şey değil. Bugün koyu katolik Osmanlı nefretiyle yanıp tutuşurken aynı bu argümanlarla avutuyor çocuklarını! Çünkü tarihsel sahnede bileği devamlı bükülmüş ayak oyunlarından başka bir çaresi kalmamış Türklere karşı!
Sen Avusturya'nın köyünde yaşayan aciz Katolik bir cermen torunusun! Belliki nenelerin gece olunca sizi korkutup uyutmak için "Türkler geliyor" diyordu... Sendeki bu alerji bu Osmanlı nefreti bu bilinç altından kaynaklıdır.
kimisinin eleştirmemi nispeten doğru düzgün eleştirdiği sayıdır.
diyorlar ki "şu şu eserler matematik bilmeden yapılır mı?"
matematik bilgisinin dereceleri vardır. mesela oldukça temel sayılabilecek bir matematik bilgi düzeyiyle piramitler yapılabilmiştir. başlangıçta matematik ihtiyaçlardan kaynaklanıyordu. fakat avrupa'nın yaptığı atılımla matematik ihtiyaçların gerektirdiklerinin ve o günün teknolojisinin ötesine geçti. yani "sanat için sanat" gibi, "sırf matematik için matematik" yapılmaya başlandı. fakat bu çalışmalar boşa gitmediler. mühendislik gelişirken daha önce tespit edilmiş ama uygulama alanı bulamamış matematik teorem ve yöntemlerinden yararlanıldı. hatta prof. dr. ali nesin bugünün matematiğinin de mevcut teknolojimizin gerektirdiği noktanın ilerisinde olduğunu söylüyor.
velhasıl osmanlı, eski alimlerin yazdıkları sayesinde temel matematik bilgisine sahipti ama üstüne pek bir şey koymadı. öyle olsaydı ortada konu üzerinde yazdıkları kitaplar olurdu. zaten söz konusu dönemden kısa süre sonra ebussuud efendi'nin fetvasıyla medreselerde matematik ve fen ilimleri okutulmasına son verildi.