osmanlı tarihinin pek bilinmeyen bir alanıdır. abd 18. yy. sonlarında kurulmuş bir devlettir. böyle olunca haliyle osmanlı devleti ile 140 yıla yakın bir ortak dönemi olmuştur. denizci bir devlet olan abd daha ilk dönemlerinden itibaren dünya denizlerinde önce ticari, sonra emperyalist veya diplomatik temaslar peşinde koşunca osmanlı devleti ile de ilişki içine girmiştir. detaylı irdelenesi bir mevzudur. genel yorum olarak, abd-osmanlı ilişkilerinin büyük ölçüde dostane yürüdüğü söylenebilir. iki ülke birbirine büyükelçi göndermiş, ticari ve kültürel temaslar içinde olmuşlardır. o dönemde henüz ortadoğu politikası içine çok gir(e)memiş olan abd, osmanlı devleti üzerinde pek fazla emperyalist faaliyetlere giriş(e)memiştir. ama okullar, yardım kuruluşları ve misyoner faaliyetler anlamında osmanlı topraklarında amerikan vatandaşlarına rastlamak mümkündür. iki devlet, 1. dünya savaşı esnasında abd'nin itilaf devletleri safında savaşa katılmasıyla karşı cephelerde yer almışsa da arada fiili anlamda bir çatışma cephesi oluşmamıştır. bununla birlikte, abd, savaşa girmeden önce de ermeni meselesi ile ilgili olarak osmanlı devleti'ne önemli eleştirilerde bulunmuş ve bu da, o dönemki büyükelçimiz alfred rüstem 'in en sonunda abd'den ayrılmasına kadar giden gelişmelere yol açmıştır. ayrıca abd osmanlı devleti'nin yenilmesi sonrası, osmanlı topraklarının akıbeti konusuna wilson prensipleri çerçevesinde yaklaşmıştır. kurtuluş savaşı esnasında ise teorik olarak abd'nin karşı tarafta olduğu düşünülebilir, ama fiili bir çatışma durumu olmamıştır. abd'nin yaklaşımı o esnada bir "tarafsız" gözlemci konumuna daha yakın görünmektedir, o esnada "amerikan mandası" talepleri de gündeme gelmiş ama (neyse ki) rağbet görmemiştir. cumhuriyet sonrasında da ilk yıllarda abd ile ilişkilerin genel anlamda olumlu başladığı söylenebilir.
dönemin amerikan başkanı'na, teşkilat-ı mahsusa'dan aziz efendi'nin söylediği sözlerle bıçak gibi kesilen ilişkidir.
Yalın ayak, Başı kabak, Gezdik hep garb-ı alem;
Kimi vahşi, Kimi Yahşi, Kimi erbab-ı kalem;
Ünvanın hıyardır ama, diyelim bari badem;
Ver sokayım çizmene, hediye olundu madem