rumlar en son isyan etmemiştir, sırplardan bir sonra isyan edenler rumlardır. ayrıca rumlar 1830 da bağımsızlık etmişken anlayamadığım sırplardan bir asır evvel bağımsızlıklarını nasıl kazandıklarıdır.
bu bilgilerden sonra araplara gelirsek bugün araplardan bize isyan edenlerin sadece suud ailesine ait kabileler olduğunu görürüz. kut'ül amare'deki küçük askeri başarının ardından kanal harekatından başlayarak osmanlı ordusu devamlı yenilmiştir ve çözülme ingilizlerin mısır'ın ardından basra'dan da hintlilerden takviyeler getirmesiyle hızlanmıştır. yani çanakkale'de lehimize kullandığımız coğrafi özellikler teknolojiyi kısıtlarken, suriye ve ırak'ın düz arazilerinde ingilizlerin motorize ekipleri bizlerin yenilgisine sebep olmuştur.
suriye, ırak, filistin ahalisi bize isyan etmemişken ve o topraklara biz sahip çıkamamışken bu bölgenin insanlarına akıl vermek bize düşmez. dikkat edilirse politik kaosa sürüklenen ülkeler suudi arabistan ve mısır olmamıştır, daha ziyade şii-sünnilerin beraber yaşadığı etnik yönden karmaşık bölgeler bu tip bir karmaşaya sürüklenmiştir. bu bölgelerin de bize isyan eden yerler olmadığını ayrıca belirtmekte fayda var zira yıldırım orduları grubunun düşman ordusunun ilerleyişini durduğu koca bir yalandan ibarettir ve güneydeki ilerlemeyi mondros ateşkes antlaşması durdurmuştur. bu antlaşma imzalandığında da ne musul ne de kerkük elimizdeydi, böylelikle diplomasi bilen birisi çok rahat anlayabilirdi ki misak-ı milli daha çok baştan bir hayaldi.
sırbistan ise rus hakimiyetine falan girmemiştir. sonradan yugoslavya krallığı olacak oluşumun içine girmiş, ikinci dünya savaşının ardından da titonun yönettiği pasifist yugoslavya devletinin altında özerk devlet olarak varlığını sürdürmüştür.
yunanistan ise aydınlanmanın pençesindeki avrupa'nın aydınlanmadaki en büyük etken olarak gördükleri antik yunan kültürüne borçlarını ödemeleri adına eşsiz bir fırsattı, nitekim sırplara gösterilmeyen destek yunanlara verildi ve yunanistan bu yüzden daha önce bağımsız olabildi. kurtuluş savaşı'ndaki yunan beceriksizliğini ise sanırım batı devletlerine çıkarmak haksızlık olacaktır.
uzun lafın kısası biz bağımsızlığımızla övünürken başka milletlerin bağımsızlıklarının sonuçlarını görmezden gelerek bir yere varamayız. sırbistan osmanlı'nın hükümranlığında kalsa yugoslavya'nın ordusunun neredeyse tamamını teşkil edecek bir kuvvete gelebilir miydi, yunanistan refah seviyesi bu kadar yüksek bir demokrasi olabilir miydi, suudiler bu kadar zenginlik içinde olabilirler miydi bunu sorgulamak lazımdır.
kaybettiğimiz topraklar için önce suçlayacağımız kendimizdir, başkalarının bağımsızlıklarını kazanmalarını ise başlarına bela aldıkları şeklinde kabullenmeye çalışmaksa kendimizi kandırmak olacaktır.
şu anda mutlu olamayan halklardır. osmanlı günlerini özlemektedirler fakat iş işten geçmiştir.büyük bir ihtimalle iki yakaları bir araya gelmeyecek halklardır.