19. asrın ilk çeyreğinde osmanlı devleti sınırları içinde başlayan modern misyoner hareketlerini ve müslüman olmayan halkın uluslaşma sürecine girmelerinde rol oynayan yabancı okullar konusunu ele alan dr. şamil mutlu'nun yazdığı kitaptır. ve en öenemlisi bugün kilise evler şeklinde ortaya çıkan misyoner hareketlerinin 200 yıl önce küçük odalrda nasıl başlasığı arşiv belegeriyle sunuluyor. daha da ilginci 1. dünya savaşı sonrası devletler tarafından işgal edilmeye başlayan osmanlı toprakları ile misyoner faaliyetlerinin yoğunlaştığı bölgeler karşılaştırıldığında ortaya çıkan belirgin paralelliktir.
peşin edit: şimdi yukarıdaki parçadan kendine pay yontmaya çalışan yobaz arkadaşlar olacaktır. ancak unutulmasın ki misyonerlik aslen din sömürüsünden öte yabancılaştırma amacı gütmektedir ve dinin kullanılmasının bir yapıyı nazıl çökertebileceğinin gözlemlenmesi gerekir.
peşin edit2: misyonerlere - ki ben hiç hazetmem- orosğu çocuğu lan bunlar diye seslenip te dünyanını başka bir yerinde halk müslüman olsun diye benzer çalışma yapanlara helal olsun diyenler önce bir kendi çelişkilerinden kurtulsun.
kaliteleri bizim açtığımız okullardan iyi olduğu için zeki öğrencilerimizin tercihi olmuşlardır. bu da devletin, basının ve iş dünyasının elit tabakalarının yabancı hayranı olarak yetişmesini sağlamış ve türk halkına çok zarar vermiştir.
1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin ıslahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur.
Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.
Misyonerlerin genel hedef kitleleri, islamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, iran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.