osmanlı döneminde parlayan ve türkiye cumhuriyeti'ni kurarak dünyanın sayılı forvetlerinden biri haline gelen kişiyi 1938'de kaybettiğimizden dolayı başarılı olamıyoruz.
osmanlı'nın tek amacı islamiyet'i yaymaktı. bu yolda peygamber efendimizin istanbul hakkında söylemiş olduğu sözlere nail olabilmek için bütün padişahlar istanbul'a yöneldi.
ancak, istanbul alındıktan sonra tüm amaçları bitti.
amaçlar bitince sadece sınırları genişletme olayına dönüldü, yani kızıl elmasız kaldık.
akp döneminden önce sağcı-solcu alevi-sünni vb. olaylar çıkartılarak, Atatürkün yolundan giden insanları da yaşanan olaylara karışmamaları, pasif olmaları sağlanmıştır. Şimdi yüzlerce asker içeriye alınıyor bi kişide çıkıp ne yapıyosunuz demiyor, çünkü o daha demeden (bkz: bitmemiş kitapların toplatılması) onuda içeri alıyorlar. toplumsal biliş ve yanlışa dur demek kalmadı. Anne babalarımız, kapı komşumuz kavga etse, boşver gir içeri şahit falan yazarlar diye içeri sokuyorsa bu ülkede atatürkten sonra oynanılan oyunların ürünüdür. Saygılar.
Düşünün ki her şeyin sonunu belirleyen ve her şeye gücü yeten biri var. Bu adam kendi adını yayıp, kendi yolundan giden kölelerini mi başarılı kılar, yoksa sürekli kendisiyle zıtlaşan ve emirlerini yerine getirmeyen kölelerini mi başarılı kılar? işte yüce Allah ile kul arasında ki ilişkide budur. Din suistimal edilmeden yayılmaya çalışıldı mı sizi Allah'tan başka kimse tutamaz.
türklerde bir yorgunluk vardır ki bu taa kavimler göçü ile başlayan bir yorgunluktur. süreki bir oturalım, bir nefeslenelim, yok mu bir ağaç gölgesi kaykılalım... şeklinde geçer ömürleri. özellikle yakın tarihimizde vuku bulan kurtuluş savaşı, 1. dünya savaşı gibi büyük cenklerimiz bize artık "otur"diyor, yoruldun sen dinlen diyor.
Osmanlının gücünün bitmesi de bugün olduğu gibi topraklarını ve fabrikalarını satarak bu hale geldi.
osmanlı döneminde fabrika yoktu ama, toprak devletindi. Köylü hiç para vermeden eker biçerdi ve vergisini verirdi. eğer toprağı ekmiyorsa köylü, ekme hakkı elinden alınır başkasına verilirdi. Daha sonra bu topraklar kemal sunalın da filmlerinde işlediği ağalara satılmaya başlandı. Bu ağalar toprağı köylüye para karşılığı ekmeye başladı. Aynı şekilde limanlarda bu dönemde satılmaya başladı. Devlet gücünü yitirdi. Zira şuan ki akepecilerinde savunduğu şeyi yapıyordu. "devlet hiç bir şeye sahip olmaz, devlet sadece yönetir." Bok yönetir. elinde gücü olan herkes şimdi devleti soyuyor devlette güya yönetiyor. Geçin bu işleri. Dün toprağımızı sattılar, bugün herkes kömür karşılığında insanlığını satıyor. Geriye ne kaldı? artık siz düşünün.
osmanlının bilgi ve birikimi üzerine yeni bir Türkiye inşa etmek varken sadece yapılan harf inkılabıyla bile halkının %80 inin bir gecede okuma yazma bilmeyen kişilere dönüştürülmesi. dahası osmanlıyla olan tüm bağların koparılıp, arşivlerinin mühürlenerek kişileri bundan mahrum bırakmak. bakınız ingilterede bile kraliyet ailesi sembolik olsa dahi yaşatılıp yüceltirken biz 3 kıtaya hükmetmiş padişahlarımızı hedonist olarak dünyaya lanse ediyoruz.