yıkılması bile 200 yıl süren devlettir.
yıkıldıktan sonra yerine türkiye cumhuriyeti kurulan devlet.
yerine kurulan Türkiye cumhuriyeti, osmanlı'nın borçları hariç herşeyi reddetmiştir.
okuma yazma oranı latin alfabesine geçildikten sonra sıfıra inmiştir.
son padişahı'na kadar asil padişahları olan, medeniyet denilince dünyaya örnek olan devlettir.
son 200 senesinde milyonlarca gencini boş yere harcayan devlet. arap çöllerinde kafkas dağlarında başkalarının geleceği için savaşan devlettir. avrupalılar insana değer verip eğitirken osmanlı insanlarını kibrit çöpü gibi harcamıştır.
yıkılırken işgale uğramış son padişahı ülkeyi kurtarmak isteyen askerler hakkında idam kararı çıkarmakla yetinmeyip düşmanlarına sığınıp ülkeyi terk etmiştir.
yıkıldıktan sonra 3-5 fabrika ve okuldan başka bir şey bırakmamış devlet.
okuma yazma oranı yıkılırken ülkede yüzde 10 nun altındadır. yerine kurulan cumhuriyette okuma oranı yüzde 80 leri geçmiştir.
asil padişahları kendi saraylarında keyif çatarken halk yoksulluk ve sefalet içinde yaşarken birde padişahlarının iktidarı için savaşlarda ömürlerini tüketmiştir.
hiç bir icat yapamamıştır halkı cahil kalmıştır. avrupalılar ileriye giderken osmanlı elinde olanı harcamıştır.
osmanlı nın iyi yönleri vardır ama çok gerilerde kalmıştır son döneminde bize iyi bir miras bırakmamıştır ister kabul edin ister etmeyin.
kazandığı başarılar yönüyle örnek alınması gereken, çağa ayak uyduramaması, bilimde geri kalması, beşik uleması ve benzeri yöntemleri açısından ders çıkarılması gereken tarihimizin en büyük devletidir.
kozmopolit soysuzların sık sık özlemini çektiği devlettir. halbuki hiç bir garezim de yoktur osmanlıya. osmanlı devletine (dikkat edilirse devlet diyorum, impratorluk demiyorum, zira osmanlı hiç bir zaman sömürgeci olmamıştır feodal olduğu için). neyse, osmanlı denince aklıma ince zevkler, sanat, mimari kibarlık, ortaçağdan izole kendi çapında bir sekülerlik gelir aklıma, 600 küsür yılın hepsi olmasa da en 250 yılı gelir şanla şöhretle geçmiş, hoşuma gider! ama bu kozmopolit bataklık sinekleri yüzünden osmanlı isminden de tiksindim. yok tc. osmanlıyı külliyen yok saymış da, yok tc. latin alfebesini getirdikten sonra okuma yazma oranı düşmüş de (ulan koskoca osmanlı tebası içinde okuma yazma bilen sayısı neydi ki zaten), son padişahına kadar asilmiş de (tabii yiyip içip dilini patlatandan tuttu da, mason locasının doğrudan atadığı padişahlar ve anası bilmem hangi avrupalılı şıllıktan olana kadar hepsi asalet timsaliydi...). ya arkadaş kısaca fikriyatını, şu güzide tarihimizde kalmış osmanlı gibi bir değeri kendi fikirlerine karıştırmadan adam akıllı söylesene: "osmanlı falan bahane ben tc. ye düşmanım arkadaş, anaysasından tut da atatürk,'e laikliğe hepsine karşıyım" deyiver de bitsin.
ne osmanlıyı falan karıştırsın ki? osmanlı sizin gerçek düşüncelerinizi perdelemek için kullandığınız maske. çıkart şu maskeyi de adam akıllı de hele ne demek istiyorsan? bak zaten her isteyen istediğini savunuyor (akp'miz, amin dinimiz) bir de osmanlı tarihin de flana anlasalar amenna? bir çoğu osmanlı'dan bir haber, girdiğin ortamlardan duyduğun osmanlı ile kendi fikilerini harmanlayıp cehalet şelalesini millete neden şorlatıyorsun ki?
sana değil, ama o cahil beyninle kendi fikirlerine alet ettiğin osmanlıya üzülürüm ben.
Osmanlı, gücünün doruğundayken Rus, ingiliz ve Fransız elçileri yüklü hediyelerle istanbul'a gelirler, kendi çıkarları doğrultusunda lobi yapmaları için vezirleri ikna etmeye çalışırlardı. Meselâ, o dönemde henüz tarih sahnesine çıkmamış olan Ruslar sadrazamlara ve vezirlerin her birine paha biçilmez kürkler getirirlerdi. Osmanlı memurları da, devlet kademelerinde yükselebilmek için vezirlerden birinin koltuğunun altına sığınmaya çalışırdı. GERiLEME DÖNEMiNDE HER ŞEY DEĞiŞTi. Gerek sadrazamlar, gerek vezirler, gerekse de memurlar, koltuk kapmak için ingiltere, Fransa, Almanya ve Rusya'dan birinin himayesine girmeye çalışır oldular. ikinci Meşrutiyet ilan edildiğinde işler iyice çığırından çıktı. Yeni ortaya çıkan politikacı ve gazeteci zümresi, Avrupa ülkelerine yaranmak için birbiriyle yarışan vezir vüzera zümresinin önüne geçti. Ağızlarından yüce değerleri düşürmeyen söz konusu zümreler, birbiri hakkında atıp tutarken el birliği halinde on yıl içinde ülkeyi tamamen tükettiler.
Osmanlı Devleti asla imparatorluk değidir, asla da olmamıştır. fethettiği ülkeleri vergiye bağlamış olmasına karşın asla ingiltere beya diğer ülkeler gibi sömürge kurmamıştır, aksine o ülkelerde fetihlerden evvel varolan hükümdarların zalim uygulamalarını kaldırmış, halka dil, din, ticaret ve yaşam özgürlüğü tanıyarak çok farklı bir devlet politikası ve dış siyaset gütmüştür.
emper
bilindiği üzere imparatorluk emperyalizm sözcüğünün türkçe'ye geçmiş halidir, imperialist yani emperyalist sözcüğüdür imparatorluk ise emperyalist hükümdarlık, krallıktır.
Osmanlı asla bunu yapmadığı için asla imparatorluk olarak adlandırılmamalıdır.
emperyalizmin en ciddi kolunun kültür emperyalizmi olduğunu bilmeyenlerin emperyalist olmakla suçladığı devlet. kültür emperyalizminin en baba uygulayıcıları olan araplar ve fransızlar sayesinde, aslen berberi olan cezayir'in anadili bugün arapça ve fransızca'dır. o topraklarda 400 sene ikamet eden bir osmanlı devleti olmasına karşın hiçbir cezayir'li bir kelime türkçe bilmemektedir...
kültür emperyalizminin en başarılı uygulayıcıları olan ingilizler ve fransızlar sayesinde afrika'nın önemli bir bölümü bugün hristiyandır. kendi dilleri dışında ingilizce ve fransızca konuşurlar. kentlerinin, körfezlerinin, kasabalarının adı bile ingilizce-fransızcadır. (ki orada kaldıkları sürenin fiilen 70-120 sene arası olduğunu unutmayalım)
balkanlar ve arap yarımadası ile kuzey afrika'da 400-500 sene hakim olan osmanlı'nın vergi aldığı için emperyalist olduğunu savunmak ise komik kaçıyor. vergi de almasaymış o zaman, öylesine takılsaymış...
hayattaki en büyük başarıları kubur deliğinden sektirmek suretiyle heladaki suyu götüne sıçratmadan sıçabilmek olan dangalakların cahillik ve zalimlikle niteledikleri devlet. insaf diyeceğim ama insafsızlığın zulümlerin en büyüklerinden olduğunu bilmeyenler için pek bir şey ifade etmeyecek.
devlet dili olarak türkçe yerine osmanlıca'yı kullandığı için kültürel emperyalist olamayacağı düşünülen devlet. oysa osmanlıca dediğimiz karma dil osmanlı'da saraya ait yazışma dilidir, kültür dilidir, üst tabaa dilidir, edebiyat edilidir. osmanlı sarayı kendi aralarında kaside gibi konuşan insanlardan oluşuyor sanılıyor herhalde, komik bir saptama elbette...
osmanlı kültürel emperyalist değildir ama kültür denilen şey de "dil" den ibaret değildir. başlıbaşına "din" gibi bir kavramın yönetim biçimini oluşturduğu bir devletten bahsediyoruz. afrika ülkelerinde hemen hemen her kasabada açılan onlarca kiliseyi, ruhban okulunu, ingilizce eğitim veren kurumları, kızılhaç şubelerini görmezden gelip avrupalı emperyalistlerle osmanlı'yı aynı keseye koymak çok saçma oluyor. yüzlerce sene boyunca balkanların tamamına ve avusturya'nın içlerine kadar onlarca hıristiyan halka hükmeden bir devlet en azından dini okullar, ne bileyim insanları dini eğitime zorlayan kurumlar inşaa eder değil mi? (islam'da müslüman olmayanlara islam'ı telkin ve teşvik etmek farzdır!!!) buna karşın osmanlı2nın bu yönde bir çabası olmamış, bir yerde islam dininin uygulamalarına ve zorlama politikasına bile ters düşmüştür.
osmanlı'nın hükmettiği topraklarda kültürel açıdan erozyonlar yaşanmamış, halkın yaşam biçimi değişmemiş, kültürel çatışmaya yol açacak uygulamalar olmamıştır. ha bu övünülecek birşey midir? hayır değildir, olması gereken zaten budur. ancak uygulaması diğer devletlerce çok çok az görülmüştür.
osmanlı endüstri devrimini yaşamadığı için emperyalist bir davranışla hammadde arayışına çıkmadı evet. ancak hammadde elde etmek için afrika'nın tamamı ile asya'nın güneydoğusu ile amerika kıtasının kuzey ve güneyini tam anlamıyla sömüren devletler amaçları ile çok da ilişkili olmayacak biçimde katliamlar yapmışlar, şehirleri yakıp yıkmışlar, yaşayan halklar üzerinde soykırımlar gerçekleştirmişlerdir. hammadde için o toprakların insan gücüne fazlasıyla ihtiyaç duyan ülkelerin o insanları öldürmesi ve yeryüzünden silmeye çalışıyor olması tamamen çelişkidir. avrupa kökenli emperyalizm ekonomik yönü olan ancak diğer yandan faşizan bir soykırımcılığa yönelen hareketler bütünüdür. diğer yandan nasıl ki emperyalizm insanları bedavaya 24 saat çalıştırdı ise, eğer tek derdiniz vergi almaksa da insanları ölesiye çalıştırıp daha fazla vergi ve gelir elde etmeye çabalayabilirsiniz. belli kotalar koyarak o kotaların üzerinde, insanları aç bırakacak düzeyde vergilerle baskı altına alarak sadece gelen parayı da önemseyebilirsiniz.
osmanlı şöyle güzeldi böyle süperdi demek değil elbette amaç. ama yönetim tarzı ile batı emperyalizmine dahil etmek ve hatta benzerlik kurmaya çalışmak tamamen saçmalıktır...
o değil de bu verilere göre düşünecek olursak. tarihte emperyalist olmayan hiç bir devlet yoktur. hatta emperyalizm insanların devlet kurmalarıyla başlamış bir süreçtir. en baba emperyalistler roma imparatorluğu, iskender ve cengiz han dır. arkadaşlar osmanlı dan nefret ediyorsanız düşüncenizin arkasında durarak osmanlı dan nefret ediyorum diyebilirsiniz. he yok zor olan yolu seçip götten element uydurarak osmanlı yı kötülüyorsanız komik duruma düşüyorsunuz. hiç mi kötü yanı yoktur. tonla vardır. ama osmanlı devleti hiç bir zaman emperyalist olmamıştır. hangi millet kendi rızasıyla emperyalist olarak bilinen bir devletin yönetimi altına girmek istemiştir irdelemek lazım. boşnaklar ve kimi uluslar kendilerine adaletsizce hükmeden devletler yerine osmanlı yı tercih etmiştir.
osmanlı elbette ideal bir devlet değildir, ideal bir yönetim biçimine de sahip değildir. ancak osmanlı devleti yönetim kıstasları ile avrupa'lı emperyalistlerden (doğal olarak) ayrıldığı gibi en temel kaynağı olan islam'ın uygulanış biçimiyle de en başta gelen ve islam'da yönetim anlayışının bir anlamda kuralı yazan devletlerden de her hali ile ayrılmaktadır. (emevi ve abbasi devletleri)
gerçek islam'da şeklinde söz başlamak yanlış, çünkü islam bir yönetim biçimi değil bir inanç sistemidir. içeriğinde elbette fıkıh, yönetim, sosyal kurallar, davranış biçimleri gibi bir toplumu düzenleyen kurallar barındırır. ancak osmanlı için kıyas arıyorsak bu kuran'da yazılı olanlar değil daha önceki islam devletleri tarafından uygulananlar olmalıdır.
islam devletlerinin yöntem olarak savaşarak ve zorla din empoze etmek gibi bir yöntemleri olduğu aşikardır. bunun en yakın tanığı da türklerdir. zira türk boylarına savaşta üstünlük kurulamadığı için öncü boylar rüşvet ve vaadlerle ele geçirilmiş sonra da asıl türk boyları kıyımdan geçirilerek, kelleleri alınarak, kanları derelere dökülerek zorla islam dinine geçirilmişlerdir.
osmanlı'yı incelereken karşılaştırma yapılması gereken devletlerin başında da diğer islam devletleri gelmektedir...
sırf ortaya atılan saçma yalanlar yüzünden karalanmaya çalışılan ve bir kesim tarafından sürekli kıskanılan ata devletimiz. keşke bir zaman makinesi yapılsa da bütün bu saçma yalanlar ortadan kalksa, gereken kişilere gereken cevaplar verilse.
Tipiok doğu despotizmi şeklinde yönetilen ülke idi. Bu nedenle ne ticaret gelişmiş, ne sermaye birikimi olmuş ne de teknolojik gelişme olmuştur. Adam teknolojiye ihtiyaç duymuyor ki teknoloji geliştirsin.
kurucusunun ismi ataman olduğundan ötürü ottoman diye anılan devlettir. daha sonra gittikçe islamlaşan kurucunun ismi osman olarak anılmaya başlamış devlete de osmanlı adı verilmiştir.
ilk kurulduğu yıllarda devlet yöneticileri ve halkı her anadolu türk toplulukları gibi alevilik mezhebine mensuptu. ancak fatih sultan mehmet döneminden sonra ciddi bir araplaşma ve sunnileşme etkisi ile aleviliğin etkisi azalmıştır.
Devletin kökenlerindeki alevi etkisini anlamak için, saymayacağım uzun uzun bektaşileri, alevi erenlerinin balkanların islamlaşmasındaki faydalarını falan. Tek bir örnek verip yatacağım: türk tarihinin en muzaffer amirali barbaros hayrettin paşa'nın kadırgasındaki yelkenlerdeki işlemeye göz atın: bir adet zülfekar göreceksiniz.
600 sene yaşamasının sebebi ingiltere'nin Osmanlı'yı Ruslara karşı denge unsuru olarak kullanmasıdır. Yoksa başka bir sebebi yoktur. Nitekim ortadoğuda petrol bulunduktan sonra ingiltere bu politikayı terk etmiş, osmanlı'da kısa bir sürede neredyse tüm topraklarını kaybetmiştir.
1231'de söğüt'ü (eski adı thebasion) iznik imparatorluğu'ndan alan ertuğrul gazi'nin tohumunu attığı, sanılanın aksine gerçek egemenliğini ilhanlıların ortadan kalktığı 1335'te kazanan devlet. çünkü 1281'de ertuğrul gazi'nin yerini alan 1. osman, gerçekte o zaman ilhanlılara bağlı olan anadolu selçuklu devletine bağlı olan ve merkezi kastamonu olan çobanoğulları beyliğine bağlı bir uç beyiydi. çobanoğulları beyliği doğu roma'yla barış imzalayıp onlarla savaşı bitirince 1299'da bu beylikle irtibatı kopararak ayrı bir beylik olmuştur. anadolu selçuklu devleti'nin 1308'de yıkılmasıyla doğrudan ilhanlılara bağlanmış, 1335'te ilhanlıların parçalanmasıyla tam bağımsız olmuştur.
allah tarafından kıyamete kadar arap yarım adasının önünde tampon olarak görevlendirilen türk milletinin kurup, allah'ın tek dini olan islamı 3 kıtaya kavuşturan devletli devlet.