osmanlının en büyük hatası kibri olmuştur. zira avrupalılar bilim ile teknoloji ile kendini geliştirirken osmanlı " ne yapıyor bu amk liselileri " diyememiş ve yavaş yavaş avrupanın gerisine düşmeye başlamıştır. iş sadece teknolojide bitmiyor tabi. kadınlarda var. zira hürrem gibi kadınlar yüzünden on numara adamlar idam ediliyor aynı zamanda. e paşalardan kaynaklanan rüşvet, adam kayırmada cabası. kısacası osmanlının yıkılmasının tek nedeni değil nedenler zinciri vardır.
en başta devletin adının osmanlı olması olabilir. aga dünyayı ele geçirmişsin, adın osmanlı. neyse meselemiz o değil. azınlıklara çok fazla hak verdiler. tabi tek hata bu değil.
çok toprak büyük ülke anlayışı aslında çok toprak çok derttir
ve aynı zamanda Avrupaya ulaşmak için yaptığı savaşlar, bunlar Osmanlının gelişmesini engellemiştir.
kendilerinden yaklaşık 1000 sene önce orta asyada orhun abideleri dahil her fırsatta kendilerine türk diyen bir millet var iken,kendi öz alfabeleri kendi öz arı dilleri var iken,orta asyadaki göktürk devletinden 1000 sene sonra güçlü bir devlet olacak olan bu devlet,kendisine bir kere bile türk dememiştir.son dönemleri hariç tabiki.
sömürmemiş,ırkçılık yapmamış her yardım isteyene koşmuştur. evet belki osmanlıyı osmanlı yapan budur ama şimdi görüldüğü üzere yahudilere yardım etmiş gel gör torunları neler yapıyor. doğuda kürtleri beslemiş gel gör neler yapıyor. gittiği yerleri sömürmemiş şimdi elin ingilizi,fransızı sömürüyor.
atalarıma büyük ulufeler ve topraklar vermemiş olmasıdır. halbuki verseymiş şöyle bir tımar, ben de şimdi olsaymışım şimdi bir aristokrat fena mı olurmuş.
her imparatorluk gibi ayıplarla ayakta duran osmanlı için hata ifadesini hangi görüşte olduğunuza göre belirrtirsiniz. Sanırım osmanlı fanatikleri için hata kavramından bahsediyoruz. Onlara göre hata, keşke daha çok öldürseydi(zaten katlediyordu), keşke fethettiği yerlerde daha az özgürlükçü olsaydı (başkasının çocuğunu devşirip anasından babasından ayrı koyup müslüman yapmak özgürlükçülük! değil.) Üstelik osmanlı anadoludaki halkları askeri ve ekonomik uşaklar olarak kullanmıştır. O dönemin metinlerini, Edebiyat eserlerini okursanız, devlet yetkilillerinin, ayanların, yeniçerilerin uygulamalarına rastlarsınız. Üstelik türkler için, sarayda ve sarayın denetimindeki her idari, askeri ve dini yerde ve sorumlu kişilerce El Etrak'ül bi-idrak ifadesi (beyinsizler, idrak edemeyenler) ifadesi kullanılırdı.
bilim ve sanat alanında önde iken avrupa'da yaşanan birçok olay sebebiyle bunları avrupa'ya kaptırmaları. ancak bu bir hata değildir. tamamen doğal süreçtir. hata avrupa'nın öne geçtiğini görememe ve çağ atlayan avrupa karşısında geride kalmaktır. kısacası çağa ayak uyduramamaktır.
Yabancı devletlere (aklıma bir türlü gelmedi ismi) diplomat, ticari merkezlerini açması. ilk olarak venedik e bu haklar tanınmıştı. Unuttum adını anladınız siz onu.
`Yavuz Sultan Selim, Mısır ve Arabistan'ı Osmanlı ülkesine katıp devlet hazinesini ağzına kadar altınla doldurduktan sonra, bir gün Sadrazamı Piri Mehmed Paşa'yı huzuruna çağırdı. Ona:
- Piri, lalam! Allah'ın izni ve yardımı ile Mısır ve Arabistan'ı topraklarımıza kattık. Hâdimü'l-Haremeyn unvanını elde ettik. Hazinemizi ağzına kadar altınile doldurduk. Bundan sonra bu devlet için yıkılma durumu söz konusu olur mu? diye sordu.
Pirî Mehmed Paşa, Padişaha şu cevabı verdi:
- Devletlû Hünkârım! Bu dediğin halde iken, elbette devlet için yıkılma söz konusu olmaz. Ancak zamanla üç şey devlete arız olursa, o zaman yıkılma kaçınılmaz olur.
Pirî'nin devletin yıkılma ihtimalinden bahsetmesi, Yavuz'u kızdırmıştı.
- Bre Pirî! Bu ne biçim söz? Benim hazinemde param mı yoktur? Mert ve kahraman askerlerim mi eksiktir? Cephane ve silâhım mı noksandır? Her bakımdan kuvvet ve kudretim yerinde iken, dediğin o üç şey nedir ki koskoca Cihan imparatorluğunu yıksın? Diyerek Pirî'ye sertçe çıkıştı.
Pirî, hiç soğukkanlılığını bozmadan şu açıklamayı yaptı:
- Devletlû Sultanım! izin verirseniz bu üç şeyi anlatayım. Belki sizin zamanınızda devlete ârız olup zarar gelmez. Dediğiniz gibi sizin her şeyiniz mükemmeldir. Lâkin sizden sonra gelecek olan hanedan mensupları için şimdiden aynı garantiyi vermek doğru olmaz. Onlar zamanında:
l-Sadrazamlık şu ya da bu sebeple devlet idaresinde ilim ve mahareti olan kimselere verilmez; cahil, ahmak ve dalkavuk insanlara teslim edilirse..
2-Rüşvet kapısı açılır; her türlü melanet, akçe ile yasal hale getirilir; idarî makamlar ehliyetsiz ellere teslim edilirse..
3-Hükûmetin yüksek makamlarında oturanlar, hanımlarının istek ve kaprisleri istikametinde iş yapar hale gelirse...
işte o zaman bu devletin yıkılması kaçınılmaz olur.
Yavuz Sultan Selim, Sadrazamının bu açıklamalarını dinleyince, ona hak verdi, söylediklerini çok yerinde buldu.
- Bunu yapanlardan Allah millet ve Devleti korusun, diyerek duygularını ifade etti.