osmanlı da türk düşmanlığı

entry25 galeri2
    1.
  1. kişiden kişiye farklı yorumlanabilecek durum. kimileri buna düşmanlık, kimileri sarayın tebaadan uzak oluşu, kimileri ise yabancılaşan Osmanlı hanedanlığı olarak yorumlar. hepsinin aynı anda doğru olma olasılığı da vardır nihayetinde.
    3 ...
  2. 2.
  3. Türk düşmanlığı demek biraz işi sulandırmak olur. isyan eden türkmenlere ayar verilmiştir esasında. Türk kökenli aileler yönetime dahil olduğunda hep sorun Çıkarmışlardır. Çandaroğulları tecrübesinden hareket eden osmanlı ailesi türkleri yönetime ortak etmeyerek 600 yıl süren bir sistem kurabilmişlerdir.
    1 ...
  4. 3.
  5. ünlü türkolog jean paul roux'ın türklerin tarihi isimli eserinde yazdıklarını kaynak alırsak, düşmanlık denmese bile bir hor görme durumu söz konusudur. zaten çok uluslu bir imparatorluğu yürütmek için türk kimliğini dışlayan sarayın, yüzyıllar içinde, belki de devşirmeyle dolu olmasının da etkisiyle ve elitizmin dibine vurmasının sonucu olarak türk sözcüğünü, kaba, dağlı, pis insanları tarif etmek için kullanmaktaydı.

    eğer durum gerçekten böyleyse osmanlı soyunun da osmanlıyı ecdadı olarak görmek isteyen çakma osmanlıcının da içine düştüğü durum içler acısıdır. adam ermenilere millet-i sadıka desin, senin ecdadınıda türk deyu küçümsesin... şimdi ermeniler osmanlı saltanatını nefretle anarken çoğu türk'ün ecdadım benim be demesi ironinin kralıdır.
    6 ...
  6. 4.
  7. öz türkçeyi yalnızca taşralı türkmenlerin konuştuğu, ana dil diye bir şeyin olmadığı, pek çok dilin konuşulduğu, sarayda ise farsça ve arapçaya çok az türkçe katılarak şekillenmiş bir dilin kullanıldığı, arap alfabesi kullanan bir imparatorluktu vakti zamanında. başka kimse istemediği için mirası türklere kaldı.
    2 ...
  8. 5.
  9. osmanlı hanedanlığın da türk düşmalığı yoktur.

    yavuz sultan selime kadar türk sadrazamlar görev yapmıştır.

    ancak devşirme vezirlerin yoğun çabası ile türk vezirler yönetimden uzaklaştırılmıştır.

    osmanlı hiçbir döneminde oğuz kayı boyunun hükümranlık anlayışını değiştirmemiştir.

    osmanlı kavmiyetçilik gütmediği için tebaasında onlarca milleti barındırmıştır.

    bir gerçekte vardır ki yönetimdeki devşirmeler yönetimin üst kademesine türklerin gelmesini engellemişler

    türk ü yerden yere vurmuşlardır. bu durumda zaten osmanlının çöküşünü hızlandırmıştır.
    3 ...
  10. 6.
  11. tanım-olmayan düşmanlıktır

    tarih bölümü öğrencisi olarak osmanlının türk düşmanı olduğuna dair bir belge veya kayıt görmedim. eğer türk düşmanı olsaydı ziya gökalpi,enver paşayı,ve son dönemdeki bütün turancıları katlederdi. ayrıca hanedan kayı boyundandır ve hepimizden daha fazla türktür.
    1 ...
  12. 7.
  13. öğrenince ufku iki katın çıkaran bilgiler edinmemize neden olan başlık. yavuz'a kadar devşirme vezir sadrazam yokmuş vay anasını sayın seyirciler.
    3 ...
  14. 8.
  15. hanedanın aslı oğuzun kayı boyundandır doğrudur, ama orhan gaziden sonrasının anası türk değildir.
    3 ...
  16. 9.
  17. olmayan düşmanlıktır.türk nüfusu çok azdır ve bu nüfus devletin asker ihtiyacını karşılayamaz.bu düşmanlık değildir.
    0 ...
  18. 10.
  19. 2. abdulhamid yeni yapılan anayasadaki 'devletin dili türkçedir' maddesini anayasadan çıkarmamıştır. selçukla devletinde bile dil farsça iken osmanlıda dil türkçedir.(bu dildeki kelimelerin tümünün türkçe kökenli olduğu anlamına gelmiştir).

    veziriazam meselesinde ise, evet osmanlı 1700 lere kadar devşirme bürokrat almıştır. ve osmanlı devleti fethettiği bölgelerin ünlü bürokratlarını bünyesine alıp onlardan faydalanacak kadar akıllıca işleyen bir bürokrasi ağına sahiptir.

    alevi türk katliamlarına gelince, türklerin devlet geleneği bu, devlet başta gelir o esastır. bilge kağanın oğlu olsa devlet baş kaldıran bir şekilde ortadan kaldırılır. bu işin ırkla bir alakası olduğunu zannetmiyorum.

    velhasıl osmanlı devleti her daim türklerin yararını saklı tutmaya çalışmıştır. osmanlıdaki türk düşmanlığımı? sanmıyorum.
    0 ...
  20. 11.
  21. illa suçlama yapılacak. Osmanlı'da türk düşmanlığı diye bir şey varsa bile, sizin aklınızdaki saf türk ırkından olan bir aile var herhalde.. Ama bu ingiliz kraliyet ailesinde, ne de benzeri ailelerde vardı. Hepsi kuzen veya daha uzak ailelerden hatta farklı ailelerden kız-alıp vermiştir. Osmanlı'da devşirme sistemiyle ve savaş ganimeti sistemiyle yabancı kadınları müslüman yaparak, şehzadeler doğmasını istemiş ve yapmıştır. Bütün padişah anneleri, anadolu'da yıkılan ve savaşla iktidarı yok edilen eski beylerin ailelerinden olsa, osmanlı devleti kaç yıl yaşardı acaba ? Anadolu'da istikrarı sağlamak için, nasıl savaşlar verildiğini, fatih sultan mehmet'in karamanoğulları'nı yok etmek için elinden gelen yaptığını biliyoruz. Hani dediğiniz türk düşmanlığı ? Osmanlı illa türk olsun demiş olsaydı, 50 yıl yaşayamazdı. illa ki avrupa'dan devşirme sistemini kendi istiklali için kullanmak zorundaydı.
    0 ...
  22. 12.
  23. osmanlı döneminde türkleri tanımlamak için kullanılan etrak-ı bîidrak * sözcüğünden bîhaberlerin olmadığını iddia ettikleri olgu.
    1 ...
  24. 13.
  25. 14.
  26. 15.
  27. baban neresiyse oralısındır tezinden yola çıkarak osmanlı hanedanında ki hatunların yabancı olması bir şeyi değiştirmez hükümdarlar türk o yeter.
    0 ...
  28. 16.
  29. osmanlı soyundan gelen istisnasız herkesin paylaştığı nefret ve düşmanlıktır.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/401410/+

    şimdilerde bu şerefsizin torunlarına facebook'tan güzelleme düzme yarışı var; türk olduğunu sanan araplaşmış asimile türkler arasında.
    3 ...
  30. 17.
  31. 11 adımda cahilliği yenme ;
    1. Osmanlı Türk düşmanı mıydı ?

    Bazı Osmanlı tarihçilerinin eserlerinde Türkler için 'etrak-ı bi-idrak' yani 'idraksiz Türkler' denilmesinden hareket eden kimi araştırmacılar,Osmanlı imparatorluğu'nun Türk devleti olmadığını iddia ederler.

    Bu, tutarsız bir yaklaşımdır.Bu iddiayı öne süren yazarlar incelendiğinde bunun etnik bir yönü ifade etmek için değil , sosyolojik ve siyasi bir durumu belirtmek için kullanıldığı görülür.Ayrıca bu ifade ile kötülenenler , genellikle devlete karşı kimi hadiselere karışmış olan Türkmenler ile Şah ismail'e katılan Türkmenlerdir.Düşman olarak görülen bir devlete yapılan bu katılımları aşağılamak için kullanılan bir ifade söz konusudur.

    'Türk' ve 'Türkmen' sözcüklerinin olumsuz ifadelerle anılması, yalnızca Osmanlı dönemi tarihçilerine özgü bir davranış değildir. Selçuklu tarihçilerinin de Türkmenler aleyhine bu şekilde olumsuz sözleri vardır.

    Osmanlı döneminin bazı tarihçileri bu olumsuz ifadeleri Türk kimliğini değil ,köylü ve göçebeleri kötülemek için kullanırlar.Özellikle yarı göçebe hayat yaşayan Türkmenler devlet düzenine ayak uyduramamaları ve yerleşik hayata zarar vermeleri nedeniyle eleştirilmektedir.

    Fatih Kanunnâmesi'nde bir ceza bahsinde geçen ''Türk veya şehirli olsa'' ifadesi , Türk kelimesinin göçebe Türkmenler ve köylüler için kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koyar.

    Osmanlı tarihçilerinin eserleri incelendiğinde , 'Türk' ve 'Türkmen' isimleri aleyhindeki ifadelere, genellikle Osmanlı yönetimine karşı yürütülen mücadelelerin anlatıldığı bölümlere rastlanır. Fetret Devri'nden , Şeyh Bedreddin ayaklanmasına , Safevi devletinin Anadolu'daki faaliyetlerinden Celalî isyanlarına dek , hadiseler aktarılırken , Osmanlı tarihçileri 'kaba Türk' veya 'cahil Türkmen' gibi tanımlar kullanmışlardır.

    2. Osmanlı tarihçileri Türklerden nasıl bahseder?

    En önemli Osmanlı tarihçilerinden olan ve uzun süre şeyhülislâmlık yapan Hoca Sadeddin , 'Tacü't -tevârih' adlı eserinde , Osmanlı fetihlerini anlatırken 'Türk yiğitleri' , 'Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri' gibi ifadelerle , Osmanlı ordusunu över.

    17. Yüzyıl tarihçilerinden Solakzâde Mehmet Hemdemi de tarihinin birçok yerinde Türk adını olumlu olarak kullanır ve Cem olayını anlatırken, onu ''Konstantiniyye'yi fetheden Türk'ün oğlu'' diye anar.16. Yüzyıl'ın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali ise 'Künhül-ahbâr' adlı dünya tarihinde, Türk kabilelerini anlatırken bunları ''seçkin millet , güzel ümmet'' olarak zikreder.Birçok Osmanlı tarihçisinde bu tür ifadelere rastlanır.

    3. Hanedan,Türklüğünün farkında mıydı?

    Osmanlı tarihleri incelendiğinde , Orta Asya'dan geldiklerinin ve Türklüklerinin farkında oldukları görülür.Bu kitaplarda Osmanlı Hanedanı , Oğuz Han'a bağlanır.Osmanlılar Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır.Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak ele alınır.

    Nitekim Şehzade Cem'in oğluna Oğuz Han, ikinci Bayezid'in oğluna ise Korkut isimlerinin verilmesi, bir rastlantı değil, dönemin siyasi yapısı içinde, bilinçli bir tercihtir.

    Osmanlı bir millet ismi değildir.Osmanlı adı ; Selçuklu , Karahanlı , Gazneli isimleri gibi , bir hanedanın adıdır.Selçuklular , Karahanlılar , Gazneliler gibi Osmanlılar da bir Türk devletidir.Ancak hiç unutulmaması gereken , Osmanlı Hanedanı'nın bir 'imparatorluk' kurmuş olmasıdır.

    4. Türklük ne zaman ön plana çıktı?

    II. Murad dönemi kültürel bakımdan oldukça önemlidir.Timur istilasından sonra Anadolu'da aşiret kültürü tekrar canlanmıştı.Osmanlı'lar Timur'un halefleri karşısında meşrutiyetlerini sağlamak ve Türkmen çevrelerinde nüfus kazanmak için , daha önce pek ön plana çıkarmadıkları Oğuzların Kayı koluna mensubiyetlerini , II. Murad döneminde iyice vurguladılar.Paralara ve toplara Kayı kolunun damgası vuruldu.

    Bu dönemde Arapça ve Farsça'dan , Türkçe'ye yapılan tercümenler Osmanlı-Türk kültürünün gelişmesi bakımından oldukça önemlidir.Bu eserlerin önemli bir kısmı II. Murad'ın emir ve teşvikleriyle tercüme edilmiştir.II. Murad zamanında Türkçe ön plana çıktı ve edebî bir dil olarak gelişti.

    II. Murad zamanındaki bu hava , Fatih döneminde bir süre devam etmiştir. imparatorluğun büyümesi ve Timur tehlikesinin sona ermesi ile Türk kimliği bir daha bu kadar ön plana çıkarılmamıştır.

    5. Yöneticiler Türk olmayanlardan mı seçilirdi ?

    Osmanlı imparatorluğu'nda, Fatih'ten itibaren bütün yöneticilerin Türk olmayan devşirme kökenlilerden seçildiği, yaygın bir inanıştır.Ancak bu yanlıştır.Fatih döneminde Çandarlı Halil Paşa'nın öldürülmesinden sonra Türk kökenli idareciler bir müddet veziriazamlığa getirilmemiştir.Ancak bu bir denge siyasetinin sonucu idi.Nitekim devşirmelerin nüfusunun artması üzerine Fatih , veziriazamlığa bir Türk'ü , Karamanlı Mehmed Paşa'yı tayin etmişti.

    Fatih'in ölümünden sonra veziriazamın çıkan isyan sırasında katledilmesi tekrar devşirme hakimiyetini başlattı. Ancak tamamen devşirmeler veziriazam olmadı; Türk kökenli veziriazamlar da vardı.Fakat Türk kökenli veziriazamların çoğalması 1680'ler den sonra oldu.Bu tarihten itibaren veziriazamlığa gelenlerin büyük çoğunluğu Türk kökenlidir.Osmanlı veziriazamları incelenirse , devşirme-Türk oranının yaklaşık olarak yüzde 56'ya , yüzde 44 olduğu görülür.Veziriazamlığa veya vezirlik makamına bakarak, Türklerin yönetimden uzak tutulduğu gibi bir sonuç çıkarılır. Ancak devlet idaresi sadece bunlardan ibaret değildir.Devşirmelerin ağırlıklı olarak görev yaptıkları bir yer de Saray'dır.Bunun dışında i devletin diğer kademelerinde Türkler çoğunluktadır.

    6. Osmanlı, Anadolu'yu ihmal mi etti ?

    Sıkça dile getirilen bir iddia da ,Osmanlı'nın Anadolu'yu ihmal ettiğidir.Anadolu , Osmanlı imparatorluğu zamanında , devletin topraklarından sadece bir kısmı idi.Osmanlı Beyliği , Söğüt ve çevresinde kurulmuş bir beylik olduğu için , Anadolu kökenli kabul edilip , burası imparatorluk topraklarının ana çekirdeği olarak görülürse , mesele anlaşılmaz.

    Osmanlı imparatorluğu'nun dünyanın en büyük imparatorluklarından birisi olarak tarih sahnesine çıkması, Anadolu sayesinde değil , siyasî direnişlerin az olduğu ve zengin Rumeli sayesinde olmuştur.

    Osmanlı Beyliği'nin Rumeli'de kuvvetlendikten sonra Anadolu'yu içine aldığına dikkat etmek gerekir. Devletin ana siyasî organizasyonunu sağladığı bölge de Rumeli'dir. Osmanlı imparatorluğu , Rumeli 'de öylesine sağlam bir yapı kurmuştur ki , Fetret Devri'nde Anadolu toprakları çok kısa sürede elinden çıkarken , Osmanlı büyük bir bölümü elinde kalan Rumeli toprakları sayesinde varlığını sürdürebilmiştir.Timur istilasından sonra Osmanlılar Rumeli'yi gerçek yurtları saymaya başladılar ve Ankara Savaşı'na kadar , başkent Bursa iken , bu gelişmeler sonucunda , Edirne başkent oldu.

    Dikkat edilmesi gereken bir husus da , Osmanlı devlet teşkilatında kurulan ilk yönetim birimlerinin Rumeli adını taşıması ve teşrifatta daha sonra kurulan Anadolu adlı birimlerden önde gelmesidir.Örneğin , Rumeli Beylerbeyliği Anadolu Beylerbeyliği'nden , Rumeli Kadıaskerliği Anadolu Kadıaskerliği'nden üstündü.

    P. Wittek , Rumeli'nin Osmanlılar için 'varlık nedeni' olduğunu , Balkan Harbi sonunda Osmanlıların bu varlık nedenlerini yitirdiklerini söyler.

    Sofya'nın 1385'te , buna karşılık Erzurum'un 1518'de , Selanik'in 1387'de ; buna karşılık Van'ın 1530'larda Osmanlı egemenliğine girdiği düşünülürse , durum daha iyi anlaşılabilir.

    7. imparatorluk'ta, Türkçe ihmal mi edildi ?

    Osmanlılardan önce Türkiye Selçuklularının resmî dili Farsça idi.Daha sonra kurulan beyliklerde de bu durum uzun süre devam etti.Osmanlı ise Türkçe'yi ilk dönemlerden itibaren resmî dil olarak kabul edip , yazışmalarında Türkçe'yi kullanmıştır.Edebî ve bilimsel eserlerdeki Arapça ve Farsça egemenliği de Osmanlı döneminde giderek azalmıştır.Astronomi ve matematik alanlarında var olan ama sonraları giderek azalan Arapça ağırlığı da , Arap bilim adamlarının bu dallardaki öncülüklerinden kaynaklanır. Coğrafya ve tarih alanlarında ise , Osmanlı döneminde baştan sona Türkçe'nin egemenliği vardır.

    Osmanlı'dan önceki Türk devletlerinde yazılan bilimsel eserlerde Türkçe'nin adı bile yoktur.Nitekim Osmanlı'dan çok önce yaşamış iki büyük Türk bilim adamı , ibn Sina ve Farabi'nin eserlerinin Arapça olduğunu unutmamak gerekir.

    8. Osmanlıca farklı bir dil midir?

    Osmanlıca , Osmanlı döneminde kullanılan ve Arap harfleriyle yazılan Türkçe'dir.Ayrı bir dil değildir.Bazı yazarların eserlerinde aşırı derecede Arapça ve Farsça kullanmalarından hareket edenler , Osmanlıca'yı farklı bir dil gibi takdim ederler.

    Devletin resmî yazışmaları incelendiği zaman, lâkaplar çıkarıldığında , kullanılan dilin anlaşılmasında fazla bir güçlük yoktur.

    Tabii bu noktada , günümüzün sadeleştirilmiş Türkçe'siyle Osmanlı dönemi Türkçe'si arasındaki farkın varlığını da vurgulamak yerinde olur.

    9. imparatorluk'ta milliyetçi anlayış niçin yoktu?

    Osmanlı imparatorluğu'ndan, modern zamanların milliyetçilik anlayışını beklemek, yanlış olur.Bugünün kavramlarını geçmişte var olmaması , çok doğaldır.

    Modern kavram ve kurumları tarihte aramaya kalkmak ve olmayacak ve bu bakış açısıyla geçmişi eleştirmek, Osmanlı imparatorluğu'nu yargılamak, son derece hatalı bir düşünce biçimidir.

    Bir imparatorluktan , millî bir devlet gibi davranması beklenilemez.

    Örneğin , ilber Ortaylı bu konuda , ''Türklük , imparatorluk var oldukça , doğumu zaruret nedeniyle ve ihtiyatla geciktirilmiş bir kimlikti.Yıkım anında ise , derhal patladı.Kozmopolit bir 'Osmanlı' eliti vardı ; yeni dünya düzeninin şartlarında derhal Türk oldular.Osmanlı kimliği , salt bir Müslüman kimliği olarak kalmamıştır.Sadrazam Said Paşa'nın ve benzerlerinin girişimlerinde olduğu gibi , Türklüğün ağır bastığı bir müslümanlıktır'' demektedir.

    10. Avrupa , Osmanlı'yı nasıl adlandırırdı ?

    11. Yüzyıl'dan itibaren kullanılan 'Türkiye' sözcüğü , Osmanlı döneminde daha da yaygınlaştı. Osmanlı topraklarına giren seyyahlar , eserlerinde bu bahsi anlatırken , ''Türkiye'ye girdik'' demekteydiler.Avrupa'da yazılan kitaplarda , yapılan haritalarda , Osmanlı imparatorluğu , 'Türk imparatorluğu' diye zikredilir.Osmanlı , 'Türk' diye adlandırılırken , padişaha ''Türkler'in Sultanı'' denilirdi.Özellikle 16. Yüzyıl'da 'Türk korkusu' nedeniyle Avrupa'da binlerce kitap kaleme alındı.Bu kitapların hepsinde Osmanlı , 'Türk' olarak zikredilirdi.Bunların en önemlilerinden birisi olan Richard Knolles'in 1603 yılında yayımlanan eseri 'The General History of the Turks' (Türklerin Genel Tarihi) adını taşıyordu.Bu kitabın ilk cümlesi ise , ''Türklerin Muhteşem imparatorluğu , çağımızın dehşeti...'' şeklindeydi.

    Osmanlı'nın Türk kimliği Avrupa'ya o kadar tesir etmişti ki , imparatorluk'tan giden her şey 'Türk' adını alıyordu.Yemen kahvesinin Türk kahvesi olarak adlandırılması gibi.Hatta Avrupalılar , Müslümanlığı kabul edenleri , ''Türk oldu'' şeklinde anmaktaydılar.Uzun süre Osmanlı ülkesinde kalan ve onun kültüründen etkilenen bazı seyyahlar ülkelerine döndüklerinde Türkleştikleri suçlamasıyla hapse atıldılar.
    kaynak

    Nihat Azamat , II. Murad Devri Kültür Hayatı , Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü , Doktora Tezi , istanbul 1996
    ismail Hami Danişmend , izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi , V, istanbul 1971

    Feridun M. Emecen , ilk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası , istanbul 2001

    Nejat Göyünç , ''Bazı Osmanlı Tarihi Eserlerine ve Arşiv belgelerine Göre Türk , Kürt ve Arap Deyimleri Hakkında'' , Anadolı Dil-Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi , sayı 2 (Afyon 1996) , s. 1-5

    Osmanlı Astronomisi Literatürü Tarihi , I-II , haz. Ekmeleddin ihsanoğlu vd , istanbul 1997

    Osmanlı Coğrafya Literatürü Tarihi , I-II , haz. Eklemeddin ihsanoğlu vd , istanbul 2000

    ilber Ortaylı , Osmanlı imparatorluğunda Sosyal ve iktisadi Değişim , Makaleler ,I , Ankara 2002

    Ahmet Nezihi Turan ''Rumeli Nedir ?'' , Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , Bilim Yolu , sayı 2 (Kırıkkale 1999) , s. 151-160

    Tufan Gündüz,”Osmanlı Tarih Yazıcılığında Türk ve Türkmen imajı”,Osmanlı,I (Ankara 1999),sf.92-97.
    Erhan Afyoncu
    türk tarih bilinci facebook sayfasına teşekkürler
    edit:teşekkür kısmı.
    3 ...
  32. 18.
  33. Peki, aşağıdaki dizeler nereden çıkmıştır:

    “Şalvarı şaltak Osmanlı,
    Eğeri kaltak Osmanlı,
    Ekende yok biçende yok
    Yiyende ortak Osmanlı.”

    ayrıca osmanlı kayı boyundan falan değildir. götü sıkışınca savaşçı türkmenleri saflarına çekmek için kayı boyu efsanesini uydurmuşlardır. 2. abdülhamit zamanında ders kitaplarına girmiştir bu efsane. kayı boyundan bir türkmen olarak bu gerçeği araştırmanızı tavsiye ederim. nasılki ataürk zamanında türk kafatası ve genetik özelliği diye birebir atatürkün kafatasını ve fiziksel özelliklerini ders kitaplarına yazmışlarsa buda öyle bir şeydir. savaşçı bir ırkı arkasına almak için uydurulmuş efsanelerdir bunlar. osmanlı güçlü zamanlarında türkleri etraki bi idrak(anlayışsız, kıt kafalı türk), türk değil mi merzifonun eşeği köpektende aşağı gibi aşağılayıcı söylemlerle aşağılamaktan çekinmemişlerdir. tıpkı bugünkü iktidarın söylemleri gibi...ırkçı felan değilim ama merak ediyorum bugün bizi yönetenler arasında acaba kaç tane (bırakın kayı boyunu) türksoylu var?
    6 ...
  34. 19.
  35. hararetli gündemin ortasına gitmeyecek ama, ilginç bir konudur;
    0 ...
  36. 20.
  37. ilginç bir olasılık, varsayımdır. yav kardeşim zaten Osmanlı türk değil mi sorularını kafamızda çağrışmasına yol açan ihtimaldir kendisi.
    (bkz: Osmanlı)
    0 ...
  38. 21.
  39. aksini iddia edenler detayları okuyup araştırabilirler. osmanlı ile türklüğün alakası yoktur.

    https://www.ozelburoistih...lida-turk-dusmanligi-3673

    edit: konuyu anlamadan her sikime uzman görüşünüzle atlamayınız.yorum yapmadan isteyen araştırsın dedim.
    9 ...
  40. 22.
  41. osmanli devletinde, beylikten devlete gecis surecinde turkler ağam paşam konumundaydılar. ne zaman osmanlı imparatorluk oldu, özellikle fatihle beraber devletin kaymağını, lüksünü, şatafatını devşirmeler kullanmistir.

    cefakar anadolu halkı ise barış zamanı anadolu da tarla sürmüş vergi vermiş, savaş zamanı cephede en önde ölmüştür.
    0 ...
  42. 23.
  43. Kaçırdığınız olay şu, osmanlı tarihi başlı başına tarihçilerin doktora yapıp uzman olduğu alanlardan biridir. Koskoca osmanlı dönemini bir kaç cümle ile özetleyemezsiniz tarih bilimine aykırı. Fatih'den sonra saraya kapanma durumları artıyor ve moğol-türk kültürü halkta olmasına rağmen sarayda azalıyor. Osmanlı yerleşik hayatta olan insanlar istiyor çünkü vergi alacak, ama bizim türkler göçebe oldukları için sürekli sıkıntı çıkarıyorlar o yüzden osmanlı imparatorluğunun bir döneminde türklerin sarayca hor görüldüğü olmuştu ama sebebi yerleşik hayata geçmek istememeleriydi. Yani burada kimse 2-3 satırlık bilgisi ve 1-2 kaynak ile millete tarih konusunda ahkam kesmesin... Türkleri hor gören saray ehlinin annelerine selamlarımı iletiyorum. Onlar anladı.
    0 ...
  44. 24.
  45. Osmanlı’da Türk düşmanlığı tanımı tüm yönleriyle ele alınmadıkça eksik kalır. Çünkü bizatihi hanedan Türk’tür. Mevzu mezhepsel bir çatışma olarak da nitelendirilemez çünkü seyfiye(Ordu) sınıfı, hanedan ve ilmiye(bürokrat) sınıfından farklı olarak heterodoks islam dediğimiz Alevi-Bektaşi inancındandır. En genel şekilde tanımlayacak olursak problem aslında kırsaldaki konar göçerlerin şii iran tarafından provoke edilmesidir.
    1 ...
  46. 25.
  47. Tarihinden bihaber kemalist insan beyanı.

    Atatürk’ün lozana gönderdiği haim nahum yahudidir, Türk dilini emanet ettiği agop Dilaçar ermenidir. Bu mu Türklük?
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük