GÖRÜŞELiM
Yaram derin olsa da, sanmayın ki öldüm ben
Derdimi denizlere dökünce görüşelim.
Siz orduyla yürüyün ben yalnız geleceğim
Şafak kızıl kıyamet, sökünce görüşelim.
Ben yenilgi bilmeyen bir sevdalı yürektim
Bir sarayda şehzade bir kölede çıraktım
Gözlerimin zehrini denizlere bıraktım
Asi sular bendini yıkınca görüşelim
Dedim ya yaralıyım kılıcım kırık değil
Er geç bu toprakların sancılı günü geçer
Gönlümdeki o isim, sırtımdaki şu hançer
Göğsümdeki son kurşun, çıkınca görüşelim.
Bir çocuk çığlığıyla geceyi uyandırıp
Bir ana kucağını cehenneme döndürüp
Ulu tanrı göklerden gönlüme kin indirip
Kalbimden merhameti çekince görüşelim
Bu varlık savaşıdır bir dava tasası var
Bir Tanrının buyruğu bir Türk’ün yasası var
Dişlerine kan değmiş bir kurdun pususu var
Bu bekleyiş canımı sıkınca görüşelim
Şehâdet meydanına, çıkmadan düşen kahpe,
Devşirme saltanata, en önde koşan kahpe,
Ötelerden öteye, sırtımı deşen kahpe,
Yüzsüz başın gövdenden bıkınca görüşelim.
Ben bir aşk tanırım ben, başka külle kavrulmam,
Fırtınaya gark olsam, nâmert yelde savrulmam,
Ölsem de ayaktayım önünüzde devrilmem
Şimşekler üstümüze çakınca görüşelim.
Kara gözlerime kan çökünce görüşelim.