merak edilen husus şudur ki, acaba yağmurdereli kişisi hangi meziyetinden dolayı akp'den milletvekili seçilmiştir? siyaset adamı değil, iş dünyasından değil, hukukçu değil, hani seçildiği yörenin tanınmış sözü geçen saygın bir insanı değil, o değil bu değil... peki bu adam kim? vaktiyle turgut özal sayesinde kıytırık bir şarkı ile trt'nin pazar günlerin şenlendirmeye çalışan sonralarında kurduğu ajans ile diz, reklam vs. çekip kanallar satan bir nevi medya tüccarı. e bu adamın halka ne faydası var? hayır, adamın dizi,reklam vs. çekip satmaktan başka bir meziyeti yok ki! yanlış anlaşılmasın maksat akp'nin tüm vekillerine de gönderme yapmak değil! en azından bir çoğunun hukuk,siyaset,sanat ya da bulunudğu yörede sözü geçer kendi çaplarında saygınlıkları olan kişiler. ama yağmurdereli kişisinin partili arkadaşlarının meziyetlerinin hiç birine sahip değil! bir zamanlar santçıymış. pehhh! nota bilmez, makam bilmez, onun bunun yardımı ile trt'nin pazar eylencelerinden yarım saat gözüküp "biribirlerine" şarksı bittikten sonra parasını alıp çekip giden adam mı sanatçı?
bir de dün akşam genç bakış programına çıkmış fazıl say'a ayra vermeye kalkmış, ama yediği laflar karşınsında abandole olmuş şiş karnı daha da şişererk fıçı gibi ekrandan gerim gerim gerilmiştir. hayır, madem akp adına fazıl say'a biri ayar verecek bunu yapacaken son kişi osman yağmurdereli'dir. zira yavrum osman fazıl say'a "sen halkına yabancısın, halkın değelerine uzak bir sanatçısın" demeye getirmiş ama sayın osman yağmurdereliyi bizler klüp reyna'dan, laila'dan, vıcık vıcık bir alay ahlaksızlık abidesi insanlar ile olan ilişkilerinden tanıdığımız ve istanbulun en şatafatlı gece eğlencelerinden çıkarken kameralara yakalanışını görmeye alıştığımız için nedense fazıl say'a : "sen halkına yabancılaşmış birisin" demesi hiç de samimi gelmedi! zira, bidon gibi olmuş karnını sanat yaparak değil; o vıcık vıcık ahlaksızlık abidesi insanlar ile kurduğu ilişkiler sayesinden şişirmiş bir insanın çıkıp da: "fazıl say, sen halkının değerlerine uzaksın" demek bir insanın ancak ne kadar kaypak ve ikiyüzlü olabileceğinin vesikasıdır.
şimdi bir daha soruyorum, belki osman yağmurdereli efendi bunu okur: "sen hangi meziyetinden dolayı milletvekili oldun?" eğer bu soruya tutarlı ve mantıklı bir cevap verebilirse eyvallah; ama lafı dolandırıp gargaraya getirecekse, bu sorunun cevabı şudur: "osman yağmurdereli sadece akp'nin vitrin elemanıdır, zira popüler olmsından kelli bir meziyeti yoktur". burada istediğimiz kadar yazalım,çizelim,soralım ama birileri halen daha hiç bir halt olmadıkları halde o deri koltuklarda karınlarını her geçen gün daha da çok şişirecek ve işine gelmediği zamanda karşısındakileri "halkın değelerine uzak" olmakla suçlayacaklar!
benim yapımcım işini bilir örneği. dün özalcı bugün akpci. oh ne güzel. fazla söze gerek yok kendisini anlatmak için. sanatçı olamamış ama siyasetçi olmuş. bu da onun başarısı.
not: ben sana akpli olamazsın demedim. objektif olamazsın dedim.
Osman Yağmurdereli- Bu ülkede fazıl say şarkı söyleyince kültür artıyo da muazzez abacı söyleyince artmıyo mu?
Üniversite öğrencileri- ARTMIYOOO
Osman Yağmurdereli- Mozart dinlenince kültür artıyo da dede efendi dinlenince artmıyo mu
Üniversite Öğrencileri- ARTMIYOOO.
Adam akp li ya ne dese tersini diycek bizim pek yüksek çok yüksek sanatçı üniversitelilerimiz. Adım kadar da eminim ki büyük bir çoğunluğunun ne türk sanat müziğinden ne dede efendiden ne de mozarttan bi haberi vardır.
milletvekili olduktan sonra itibarını yerle bir etmiş insandır.
her insan hatip, düşünür, aydın olmak zorunda değildir, kişi kendisine zorla meleke katamaz. kendisinin de özellikleri vardır, mesela "bir bir biri birilerine bakar bakar bakar dururum" gibi bir şarkı yapabilmiştir. kavramlara da hakim değildir, ne dediğini bilmez az önce star tv'de her açıdan isimli bir programda "bu ülkede savaş var nasıl yılbaşı kutlanır?" demiştir. ben 55 yaşındayım diyen osman yağmurdereli, savaş'ın iki ülke ve düzenli ordu arasında yapıldığını bilmiyorsa bu yaşında da olsa öğrenmelidir.
ayrıca keşke "tesettürlü bir hanımla evlenseydim de eşimin saçının bir telini kimse görmemiş olsaydı" demiştir. bir insan eşini ancak bu kadar rencide edebilir. basitlik tabanlı oy avcılığına prim vermediğim için mutlu olmama sebep olmuştur.
sadece iktidara ve sayın başbakanına yaranmak için, 50 yıl sonra eşinin saçını keşke yalnızca kendisinin göremediğinden yakınan, hayıflanan, göbeğini kaşıyan, eski sanatçı , bir dönem yapımcı, dede efendi dinleyerek kültürünü arttıran, bir dönemin özal cısı * şimdilerde dokunulmaz adam. anlayamadığım yegane konu; adnan şenses bir sanatçı mı dır, bir işadamı mı? ayrıca ne alakası vardı onu da anlamadım.
noel baba kıyafetinin üzerine çok yakışacağı tombul*. fazıl say piyano başında kendisini de sahnede noel baba kılığıyla jingle bells'i söylerken hayal ediyorum mütemadiyen.
iktidar yalakasi insandir. ozal'a, ciller'e simdide rte'ye yakinlik kurmus hatta milletvekili olmustur. ayrica mafya babalarinada feci yalakalik yaptigi bilinir. bugun hapiste olan bu insanlara "agir abilerim" diye hitab eder. abi dedikleri oglu yasindadir !
tv'de inanilmaz bos konusmalariyla taninir, hic bir birikimi olmayan, sosyolojik ve politik olaylari analiz etmeden, kahvedeki adam misali konusan birinin bizi temsil etmesi ayrica aci bir olaydir.
fazıl sayın "sizin gibiler tarafından yönetilmek istemiyorum." sözünde ne kadar haklı olduğunu bizlere göstermiş yapımcı*. zira siyasete ne için girdiği belli değildir. işlerinde kendisinden çok daha yetkin olan siyasetçiler meclis dışındayken kendisi meclistedir ve sadece mecliste olmakla yetinmektedir. ah be akp madem yüzde 47 oyları alacaktın ne gereği vardı bu reklam amaçlı transferleri yapmanın.
18 ocak 2008 pazar hürriyet gazetesinde, soner yalçın ın not defteri köşesinde şöyle bahsediliyor kendisinden:
...
Laik Türkiye, kendi Osman
YaĞmurdereli'sine ne yaptI
iran islam Devrimi müziği yasakladı; "Fazıl Say"larına izin vermedi. Peki, son 30 yılda müzik konusunda laik Türkiye ne yaptı? Osman Yağmurdereli gibi isimleri hangi koşullar ortaya çıkardı? Neden onlar hep el üstünde tutuldu? Bu kültürel yozlaşma, Türkiye'nin "iranlaşma sürecini" hızlandırmıyor mu?
TARiH: 6 Şubat 1953.
Yer: Trabzon.
Osman Gazi Yağmurdereli dünyaya geldi. Selma-Zeki çiftinin üçüncü çocuğuydu. Faik Levent, Nesime Yasemen'den sonra doğmuştu. Yağmurdereliler soyadlarını Gümüşhane'nin Yağmurdere ilçesi'nden almışlardı.
Kökleri oralıydı çünkü. Sonra Erzurum Tortul ve Trabzon'a dağılmıştı aile. Baba Zeki Bey, sorgu yargıcı Ahmet Kaşif'in oğluydu.
Kayınpederi Salih Bey kaymakamdı. Teyzesi, Türkiye'nin ilk kadın sendika başkanı Nevber Yağmurdereli idi.
Ailede Eşber Yağmurdereli gibi solcular; Nazmi Bilgin gibi gazeteciler; Lemi Bilgin gibi tiyatrocular vardı.
Osman Yağmurdereli'nin babası Zeki Bey memurdu. Trabzon'un zengin armatör ailelerinden Deteoğlu'ların kızı Selma ile evlendi. Aileye içgüveysi oldu.
Zeki Bey zamanla memurluğu bıraktı; Trabzon'da yerel gazetesi ve matbaası olan bir işadamı oldu. Siyasete atıldı. Demokrat Parti Trabzon il Başkanı oldu.
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi gelince Zeki Bey gözaltına alındı. Yine de siyasetten kopmadı; Adalet Partisi Trabzon il Başkanı oldu.
TBMM'ye 12. dönem milletvekili olarak girdi. Aynı dönemde, halasının eşi Turan Bilgin de YTP'den milletvekili oldu.
Osman Yağmurdereli'nin çocukluğu ve gençliği siyasetin merkezi Ankara'da geçti. O, müziği seçti. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'ne girdi. Siyasetten kopmadı. MHP ye yakındı. Ülkücüydü. Olaylara karıştı.
Osman Yağmurdereli, 1973 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirdi ve müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Aynı zamanda gece kulüplerinde sahneye çıktı. Yeraltı dünyasıyla o dönemde tanıştı. Dündar Kılıç, Hüseyin Cevahir, inci Baba gibi isimler artık onun "ağabeyi" idi. Ankara gazinolarında uzun süre kalmadı.
Arkadaşı şarkıcı Faruk Tınaz'ın ısrarlarıyla istanbul'un yolunu tuttu.
Şişli'de tek odalı bir evde türkücü Kamil Sönmez ve Faruk Tınaz'la yaşamaya başladı. Bir süre sonra onlara Asım Ekren de katıldı. Hepsi de eğlence dünyasında çalışıyordu. Apolitik idiler.
Osman Yağmurdereli, eski kabadayı ağabeylerine istanbul'da yeni bir isim ekledi:
Yeraltı dünyasının pek çok ünlü ismi, Osman Yağmurdereli'yi destekledi, kolladı, onun sahne aldığı gazinolardaki masaları doldurdu. Bu ilişkileri sayesinde, gazinolarda iş yapabilen az sayıdaki insandan biri oldu.
Sesinin çok güzel olmadığı, diksiyon sorunları bulunduğu, hatta sık sık detone olduğu biliniyordu. Buna rağmen sık sık televizyonda boy gösteriyordu! Yeraltı dünyası onu bir yere taşıdı ama siyasal ilişkileri yıldızını parlattı.
Arkadaşı Asım Erken'in, Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal'la evlenmesinin ardından o da dönemin bakanlarından Veysel Atasoy'un kız kardeşi Esin Atasoy ile evlendi. Bu evliliğin çöpçatanı, Özal çiftiydi.
"Baba-oğul gibi olduk" dediği Turgut Özal'ın iktidarı döneminde, yaşamının en parlak günlerini yaşadı. "110 kiloluk bir adam olarak tek başıma sahneye çıkıyorum ve alkışlanıyorum. Üstelik erkek şarkıcılardan hiçbirinin almadığı yevmiyeyi alıyorum" diyordu.
Arkasına ANAPın siyasal gücünü alan Yağmurdereli, oyunculuğa adım attı. "iz Peşinde" adlı televizyon dizisinde "Komiser Esat" oldu. Oyunculuktan yapımcılığa atladı. Yağmur Ajans'ı kurdu. Kerime Nadir'in "Samanyolu" adlı eserini bir dizi haline getirip TRT'ye sattı.
ANAP gitti DYP geldi, Yağmurdereli "baba ocağına" döndü. DYP gitti MHP geldi, Yağmurdereli "gençlik ülküsüne" döndü. Sonra AKPden milletvekili oldu.
TBMM insan Haklarını inceleme Komisyonu üyesi olarak 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde işkence yapılmadığını savundu:
"işkence 'var' diyen de vardı, 'yok' diyen de var. 'Var' diyene inanmak istiyorsun da, 'yok' diyene neden inanmak istemiyorsun? Birisi görmüş mü? 'Ben oradaydım, Mehmet'i aldılar, yere yatırdılar, falakadan geçirdiler, hayalarını sıktılar' diyen var mı?"
Son yıllarda yakalandığı kanser hastalığını yendi.
Magazinin popülerleştirdiği Osman Yağmurdereli, gün geldi magazini eleştirmeye başladı.
Ve en acıklısı: içkisini içen, káğıt oyunları ve at yarışı gibi hobileri olan Osman Yağmurdereli, bir gün tutup, "Eşimin türbanlı olmasını isterdim" deyiverdi.
Bu "kültürel yozlaşma" sizce Türkiye'yi nereye götürüyor?
Siz solcu avukat Eşber Yağmurdereli'yi yıllarca dövüp cezaevlerinde çürütür ve şarkıcı Osman Yağmurdereli'yi el üstünde tutarsanız, bu son, işte böyle kaçınılmaz olur.