ecevit hükümeti zamanında mhp'den sağlık bakanlığı yapmış, türkiye'yi batıran hükümetin değerli bir üyesi olmuş zat-ı muhterem. bu aralar tv kanallarında çok görülmektedir, aklı sıra spekülasyon yaratarak siyasi rant peşinde koşturmaktadır kendisi. ayrıca sevimsiz bir kişiliğe sahip olduğu izlenimi vermektir. sağlık bakanlığı yaptığı dönemden hiç bir hatırı sayılır hizmet akla gelmemektedir.
ecevit hükümeti döneminin saglık bakanıdır.. o dönemde yaptığı uygulamalarla olacak o kadarda levent kırcanın sıklıkla maytap konusu yaptığı kişi olarak anımsarım hep.. sağlık bakanı olduğu halde doktorlarla ve sağlık çalışanlarıyla yıldızı hiç barışmamış zattır..
- sayın bakan şarbonlu mektup gelirse napalım?
+ öyle salak gibi her mektubu açarsan şarbon bulaşır tabi..
- ee o zaman nasıl bir uygulama gerekir sayın bakan?
+ açma mektubu dedik ya işte!
harika bir ilkokul ogretmeni kalibresine sahip idi kendisi. kader nasil olduysa saglik bakani yapti onu.
sebebini hatirlamiyorum ama erzincan'da miydi neydi "hava sicakken kalorifer neden yaniyor?" diye hakli bir sekilde soracakken ceza olarak bashekime elini kalorifere degdirmesini soylemisti ve kendince bashekime az da olsa aci cektirerek ceza veriyordu.
deprem zamanında tüm dünyadan türkiye'ye kan gönderilmiştir, lakin bu arkadaşımız ermenilerden kan almayı reddetmiştir. böyle de komedi bir insandır. hobileri arasında televizyona çıkıp halkın kafasını karıştırmak, yanlış bilgi vermek vs. vardır.
nerde eğitim aldığını anlamakta zorlandığım insan. tıp fakülteleri çoğunlukla serbest yerlerdir. üçüncü sınıftan sonra hastane ve dersler beraber yürütülür. bazen hastanede bir hastayla işiniz uzar derse geç kalırsınız. kimse size neden geç kaldın diye genelde sormaz. hocalarda aynı şekilde derslere geç gelirler, bazen gelemezler. sabah 7:30 dan akşam en az 4 e kadar hastanedesiniz ve uygun bir zamanda ders yapılır. kimse şu saat ders yapılacak, şu saat şu yapılacak diye kesin konuşmaz.
bu arkadaş ise geldiği bir hastanede karşılama yapılmadığı için demediği bırakmamış ağzı bozuk ve konumundan aldığı güçle görevini yapmaya çalışan insanları rencide etmekte hiç mahsur görmemiştir. deprem sırasında gelen kanları reddetmiş, daha bir çok konuda engeller çıkarmıştır. böyle insanların amacı bir şey yapmak değil bir şeyleri engellemek olduğuna inanırım. yol ver de geçelim paşam.
bugünkü yemin töreninde meclis te görünce "eyvah gene mi sen" deyip endişeye gark olduğum, sonra kabine ye girme ihtimali olmadığını hatırlayınca biraz olsun rahatladığım liyakatsiz insan.
not: şimdiki kabinedekilerinde osman dan farkı yok ama naparsın..halkın iradesi!!!.
hipokrat'in, yattigi yerde firdöndü gibi dönmesine neden olan tip adami. bilseydi osman durmus doktor olacak, kesin tip ilminin ilerlemesini engellerdi.
* bir ara liselerde bekaret kontrolü gibi bir ucube durum çıkarmıştı, ne oldu detayları hatırlamıyorum.. ama lemanda süper bi karikatür çıkmıştı konuyla alakalı.
osman durmuş sınıfa çattadanak giriyor yardımcılarıyla beraber, gözlerde bildik "deli ifadesi":
alanında çok iyi olmasına rağmen siyasete bulaşması sonucu kendini rezil eden tıp insanı. Kendisinde ileri derece konuşma bozukluğu vardır. Devrik cümle kurmadığı zaman not edilesi insandır.
yaptığı icraalardan çok yaptıramadığı icraatlar vardır.
Bir anısı, türkiye'nin halini özetler. Osman durmuş, bir ile hastane yapımı için ihale yapmış. ihaleyi kazanan firmaya 3,5 trilyon para ödenecekmiş. osman durmuş "bak ben size bu parayı peşin olarak, nakit ödeyeyim. bize indirim yapın" demiş. adamlar hemen kabul etmiş tabi. ve fiyatı 2,5 trilyona kadar düşürmüşler. fakat devletin ilgili bürokratlarından izin çıkmamış. osman durmuş "parayı peşin ödeseydik, kimse hırsızlık, hortumculuk yapamayacaktı. ve hastane 5-6 ayda hazır olurdu. işte türkiye'nin yoluna bu şekilde taş koyuyorlar" dedi. fakat kimse iplemedi.
anasol-m hükümeti döneminde sağlık bakanlığı görevinde bulunan mhp insanı. bakanlığı döneminde pek pek olumlu icraat yaptığı söylenemez. icraatlarından çok ona buna fırça atan görüntüleriyle akıllarda kalmıştır.
