valla itiraf edeyim sözlük. bazen şeytan mı, ne dürtüyor kulağıma fısldıyor. ben bile anlamıyorum kendimi. geçen yıl. OTOBÜSDEYiM. bizim evin orası son durak, DOLAYISIYLA iLK BiNENLERDENiM. otobüste kimsecikler yokiken binme imkanına erişiyorum. az gittik uz gittik; otobüste tek tük kişi ayakta. gidiyoruz. ben tekli koltukların birinde dalmışım. uzatmim bilidiğiniz yaşlı sendromu yaşanıyor. bir teyze oflaya püflüye otobüs basamaklarını tırmanmakta. evereste tırmanıyor. baya bir zorluk çekiyor. baktım ön tarafta oturan delikanlılar, kızlar kafaları çevirmişler. oralı değiller. dedim lan yeter insafınız batsın. baktım kimse yer vermiyr. teyze diye selendim. teyze gel otur buraya, dedim. dememle birlikte sol ayak tökez bir vaziyette yerimden doğruluverdim. sergen yalçın taklidi yaparaktan sağ el de diz arkası çapraz yan bağlarımda. ahhhh! dedim, otobüs tam sallanırken yandaki koltuğun demirine tutundum. sağ ayak sürükleniyor yavaşça. suratım acı dolu bir hal alıyor. teyzeye baktım, içi gitti. bir kaç denyoda mahçup halde, teyze oğlum neyin var otursana evladım. yok teyze oturamam, topal bir genç dahi olsam, insanlık sakat kalmadı daha(ahh benim sağ ayağım). kıvranıyorum adım ataren . herkesin göreceği şekilde yavaş yavaş teyzeye yer verirken. ordan bir kaç kişi ayaklandı, teyze sen gel böyle falan.. sonra teyzecik oraya oturdu ben de yerime. bu oyunculuk ile otobüs koltuğu goes to....
ağustos ayında ben ve iki arkadaşım gezerken dershane hocam ve 3 yaşındaki çocuğu ile işlek bir yolda karşılaştım. hocamla muhabbet ederken çocuk bir anda yanımızdan fırladı ve yola atladı. refleksleri nasır bağlamış birisi olarak kendimden beklemediğim bir çeviklikle yola atladım ve çocuğa sarılıp gelen motorun önünden çekip aldım. olayı gören arkadaşlarım aslında çocuğun yola atlamamış olduğunu söylesede, oscar goes to silici