mübarek ramazan ayının sonuna geldiğimiz şu üzücü günlerde insanın sinirini tepesine çıkarmayı kendine borç bilmiş insanlara hayıflanmaktan son derece müteessirim. oruç tutmazsınız eyvallah, o sizle allah arasında olduğundan beni alakadar etmez. sigaranızı evinizde tüttürürsünüz, afiyet bal şeker olsun. ammavelakin gözümün önünde marla singer edasıyla sigara içen adamın da recep tayyip erdoğan maskesi takar rüyasına girer seçim mitingi düzenlerim, yaparım yani bilirsiniz...
velhasılı, bugün servisten benim otomobili almaya gittik salih'le... kaç zamandır mahallede kızlara hava atamıyordum ya çok iyi oldu cidden. salih hemen bindi öne, kemeri filan bağladım böyle camdan kafa çıkartıyor; mahallenin dişi kedilerine takke sallıyordu. hazır gezmeye başlamışken bir maltepe sahil yapalım dedik; hem minili şort giyip oruç bozanları falan da ikaz eder imana davet ederiz düşüncesiyle gaza gelip kökledik son sürat. o arada maltepe mcdonalds'ın önünde bi hareketlilik fark ettik. din dışı bi hareketlilikti bu. böyle nasıl söylesem külahta dondurmayı afedersiniz imalı imalı yalayanlar, minili şortlarla af buyurun g.t şov yapanlar, gümüşçülerin orada oturmuş onları dikizleyip vites kabartan abazan oruçsuzlar falan derken iyice kontrolü kaybettik salih'le.
hemen mcdonalds'ın aradaki park yerine arabayı çekip indik alelacele. oruç da iyice başımıza vurmuştu ama belli etmiyorduk. içeriye devil may cry'ın dante'si edasıyla artistik bir şekilde gireyim derken akodumun kapısını açamadım bi türlü. meğerse itmek değil, çekmek gerekiyormuş. hemen sipariş verecekmiş gibi girdim içeriye heyecanla. sakallarımı sıvazlarken oyuncaklara takıldı gözüm; "salih bak sana alalım mı bunlardan" deyip arkamı bi döndüm ki salih'in önüne dışarda hamburger köftesi atıyorlar. "gel olum gel köfteeee gel pisi pisi" diye. o da garibim kapıyı açamamış arkada kalmış girememiş benimle, köfteyi yememek için takkeyi gözüne kadar indirmiş... hemen dışarı çıkıp salih'i kucağıma aldığım gibi oruçlu o atmayın köfte deyip uyardım orada oturanları. amma da güzel kokuyordu patates kızartmaları akoyim az kalsın bi tane atıcaktım ağzıma ama tuttum kendimi.
hüzünlü hüzünlü kemal sunal'ın camekandan dönen piliçlere bakıp ekmek bandığı gibi, ağlak gözlerle salih'le birbirimizin takkelerini sıvazlaya sıvazlaya arkadaki banklara oturduk. o arada burnumu salih'in sırtına silerken, bir anneyle çocuğu ilişti gözüme. anne böyle sanki kızgın vaziyette zorla çocuğu ensesine vurarak bişeyler söylüyordu. galiba burnuma din dışı bazı pis kokular gelmeye başlamıştı. hemen salih'e şşt sessiz ol işareti yapıp, parmak uçlarımda çocuk parkının içindeki tünele saklanıp bunlara kulak verdim:
çocuk: annecim ühühü nolursun yapma oruçluyum annecim yemek istemiyorum ühğühü!
ateist anne: ya ne olacak. bırak orucu filan bak ne güzel çocuk menüsü aldık sana her zaman zırlarsın gelelim diye ye şu patatesleri bak sıcacık çıtır çıtır aç ağzını geberticem bak aççç!
çocuk: üğühüh ama annecim, dedem orucunu kesinlikle bozma dedi, eğer bozarsam 61 gün cehennemde nugget yaparlarmış beni.
ateist anne: offf ufacık çocuğun kafasını nelerle doldurmuşlar bak ya.. sen onları boşver çoçum al bak köfte en güzel hamburger bak ye hadi bırak orucu falan yok öyle bişey uydurma hepsi.. aayyyy bak bak ne güzel oyuncaklar bunlar bak, daha da alırız istersen içerde değişik daha bissürü oyuncak var..
çocuk: ama 61 gün? dedem yalan mı söyledi yani. annecim gerçekten dedem kandırdı mı beni? üühhü
ateist anne: tabiki kandırdı yavrum, deden zaten alzaymır ne dediğini bilmiyor. sen boşver orucu falan yok öyle şeyler yalan hepsi. at bakim şunu ağzına hammmm afferinnnn...
çocuk: hmm hommyymm bu oyuncağın arabalı olanını da alalım mı annecim.
ateist anne: yok hadi tamam yeter bu kadar orucunu bozdun zaten kalkalım hadi
hitman gibi sinir katsayım tavan yaptı ve bu rezilliğe daha fazla dayanamayıp fırladım oyun parkından. boynumdan 99'luk tespihimi çıkarıp sallaya sallaya yanaştım yanlarına:
etu: hanımfendi hanımfendi one minute.. çocuk niyetliyim diyor duymuyor musunuz? neden oyuncaklarla, leziz köftelerle çıtır patateslerle falan çocuğu kandırıp yemek yedirdiniz? ayıp lan ayıp be.
ateist anne: sana ne be manyağa bak. oruç tutamaz benim oğlum tutturmam. yedirmem size oğlumu ben... şunun sakallarına bak ahaha. nası bozdurdum ama orucu. bizim kafamız iyi çalışır aslanım.
etu: ulan bana bakın hanımefendi kalkın gidin buradan hadi elimden bi kaza çıkıcak. yazık be! keşke daha önce hareket etseydim akoyim hemen de kandırdın.
ateist anne: aa hasta mısın sen be! kimse yok mu burda ya aaa görevlisi falan yok mu buranın alın şunu ya.. git başımızdan be.
etu: tamam lan tamam bağırma millet iş atıyorum sanıcak tamam lanet gitsin ne haliniz varsa görün. oğlum sende amma salakmışsın be hemen kandın. deden haklıydı halbuki be oğlum. 61 gün fena koyucaklar sana şimdi yazık ettin kendine.
erken yetişip yeme diyememiştim ona. yeme! yeme oğlum diyememiştim...
arkamı dönüp yanlarından uzaklaşırken salih'i aradı gözlerim o esnada. bıraktığım yerde değildi, park yerine doğru gittim baktım arabadaymış çöpçü ibne.. öne oturmuş ilahi cd'si takmış son ses dinliyor. hemen arabaya atlayıp ilahinin bitmesini bekledikten sonra sesini kısıp olanları anlattım ona. o da şaşırdı, bırak gidip yapışayım yakasına dedi. göndermedim... ne insanlar var şu dünyada, ne anneler var dedim kendi kendime. allah'a inanmamaları yetmezmiş gibi inananların da önüne taş koyuyorlardı. hem de öz be öz evladına yapıyordu bu şeytanlığı.
üzüldüm ama minik yavruya... gaza basıp oradan hızlıca uzaklaşırken aklım o çocukta kalmıştı. acaba daha kaç insan böyle kandırılıp 61 güne mahkum edilecekti. zaten bacak ve g.t şovlarla nefsi tetiklenen insanımıza, önünde bilerek sigara içilmesine dayanamayıp oruç bozanlar kervanına, karşısında köftesini bol koy abi deyip milletin önünde turşulu ketçaplı köftelileri götürenleri görüp nefsine teslim olanlar grubuna daha kaç kişi dahil olacaktı... of!...
eve vardığımızda ezanın okunmasına az kalmıştı. top patlayana kadar harun yahya üstadın ateizmin çöküşü isimli eserini bir kez daha gözden geçirip beddua okudum tüm allahsızlara ve ateist annelere...
çocuğunu mcdonalds'la kandırmaya çalışmak nasıl bir çakallıktı be? insanlık bu muydu?
