aslında müslüman değil de ateist yani kıç yıkamayangiller familyasından olduğum söylentileri ayyuka çıktı nedense. iyi ama ben bunu hiç reddetmedim ki. ben de zamanında azılı bir ateisttim birçoğunuz gibi. yaz ayları balkonda çırılçıplak mangal yapıp alt komşunun balkonuna rakı damlatırdım, arada sırada üşenip amaaan sanki ne olacak deyip kıçımı yıkamazdım, kurban bayramında darwin'e adadığım türbanları keser odamda allah yok diye bağırıp rober hatemo dansları falan yapardım. ne bileyim yani, çoğunuz gibi benim de boşluk dönemlerim oldu. taa ki o güne kadar...
bundan yıllar önce ecdat s.ken sıcaklarında oruç tutmakta olan insanları anlamakta zorluk çekip aynı sıcak altında dili dışarıda dolanan tesettürlü genç kızların türbanlarını başlarından alırken, mini etekli bayanları popolarına attığım şaplaklarla tebrik ettiğim o lanet olası günlerde ateist arkadaşımla cami önünde tezgah kurup ibineliğine soğuk su satıyorduk.
ateist ex arkadaşım: etuuu lan bi karı düşürdüm netten off var ya s.kme de yanında yat yani.
etu: ovv helal olsun kanka. beni de çağır ama bak eve atarsan. biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar yani...
ateist ex arkadaşım: ne kıyameti lan puşt ? ulan sen gizli gizli imana mı geldin lan benden habersiz ? kıyamet falan s.ktirme belanı.
etu: yok kanka yhaa. öyle bi söz vardı ya ondan şey ettim. yoksa allah bence de yok yani bana varlığına dair bi bilgi gelmedi şu ana kadar.
o dönemler takke takmadığım için güneş başıma fena geçmişti. elimi yüzümü yıkamak için istemeye istemeye de olsa şadırvana gittim. abdest alan herkes sanki ateist olduğum alnımda yazıyormuşçasına bana bakıyor, ayaklarından süzülen su damlalarında kömür karası suretimi görüp; kendi kendime acaba allah var mıdır diye sorarken, bunca yıldır tanımamazlıktan geldiğim o yüce varlıktan gelecek ilahi mesajı unutamadığım eski sevgilimden gelecekmişçesine umutla bekliyordum... elimi yüzümü yıkadıktan sonra sanki hiç şüpheye düşmemişçesine su satmaya devam eden arkadaşımın yanına gidip buz parmak dondurmamı ıstırıp yalamaya başladım. bu sırada ilerleyen yaşına rağmen sahip olduğu iri ve diri türbanı ile adeta 20'lik genç kızlara türban çıkartacak seksapeliteye sahip bir teyze türbanını savurarak yanımızdan geçerken ateist arkadaşım ona seslendi...
ateist ex arkadaşım: teyzeee hişt teyzeeehhh!! gel bak buz gibi suyumuz var, oruç tutmayana bedava. susamışındır hahahahha.
etu: teyzecim bu yaşta zor olmuyor mu oruç tutmak ? yani ben bi kere oruçlularla empati kurmak amaçlı tutayım dedim beş dakika sonra dayanamayıp su içtim geçen gün.
oruçlu teyze: evladım mal mısın ateist misin sen ?
oruçlu teyze: vay türbansızın evlatları sizi. utanmıyor musunuz oruç vakti su satmaya bir de ateistmişsiniz ? sizi sabah namazında allah'a şikayet edeyim de görün ebenizin takkesini!
ateist ex arkadaşım: hıaaa allah yok lan! ulan karı sen ne hadle bizi tehdit ediyorsun ? etu çıkar şunun başındaki türbanı beynine kan gitmiyor herhalde moruğun..
etu: aynısını senin ninene yapsalar hoşuna gider mi ? ateistliğin de bi sınırı var ulan! bu kadarı bünyeme ağır geliyor. şu andan itibaren evrim dışıyım!
ateist ex arkadaşım: vay o.ospu evladı, koynumuzda müslüman beslemişiz de haberimiz yokmuş. neyse seninle sonra görüşücez etu p.çi.
ateizm gibi muhteviyatı cahillikten müteşekkil ve dinsizlik üzerine inşa edilen bir dünya görüşü, hayat felsefesi ve içi boş akımın pençesinde olan arkadaşım erkeklik cinsel organını itfaiye hortumu gibi çıkarıp dün gece de içtiği biraların etkisiyle şarıl şarıl zavallı teyzenin ayağına işeyip kahkahalar atarken bir anda gözle görülmeyen varlıklar tarafından dövülmeye, ağzı burnu play-doh oyun hamuru misali yamulmaya, vücudu ise bir maymun kadar kıllanmaya başladı...
evet bu yeterince açıktı. göklerden gelen bir karar vardı... allah vardı ve birdi. beklediğim ilahi mesaj gelmişti. allah'ı daha fazla tanımamazlıktan gelmenin ise bir anlamı kalmamıştı. ardıma bile bakmadan topuklarım popoma vura vura koştum evime kadar. evim o zamanlar gül suyu değil, bildiğiniz bok kokuyordu ama kokunun farkına ateizmden çıkınca varabilmiştim. hemen evdeki maymun çarli posterlerini yırttıktan sonra internetten yatak odam için perde siparişi verdim ve koleksiyonumdaki tüm prezervatifleri balon gibi şişirip patlattım.
internetten uygulamalı gusül abdesti videoları izleyip usulünü öğrendikten sonra bir güzel abdestimi aldım. huşu içinde ilk namazımı kılmak üzere anne yadigarı seccadeyi yere serdiğim sırada tüm ev ilahi bir ışık hüzmesiyle aydınlandı ve bembeyaz takkeler gökyüzünden deniz anası gibi süzüle süzüle aşağıya inmeye başladı. o esnada etrafımda derin bir sessizlik hakimdi ve ak takkeler yavaş yavaş bana yaklaştı. 12 tanesi önümde durdu ve aralarından iki tane büyük takke sağ ve sol omzumdan tutarak beni 1. derece gök kapısına çıkardı.
1. derece gök kapısında uzun bir muhabbeti tattıktan sonra beni tekrar bulunduğum yere bıraktılar ve takkelerin arasından bir ses bana; "artık sen de bizdensin, sana seni doğru yolundan şaşırmanı engelleyecek bir de emanet bırakıyoruz, o sana her daim sahip çıkacaktır" dedi davudi bir ses tonuyla.
o esnada gözlerimi yatağımda açtım... ter içinde kalmıştım. güneşin ilk ışıkları pencereden direk gözümü alıyordu çünkü o dönemler ateist olduğum için perde taktırmamıştım odaya gerek yok diye... hafif doğruldum, allah allah bu rüya nasıl bi rüyaydı böyle diye düşünürken rüyamdaki takkenin söylediği emanet geldi aklıma. acaba ne emanetiydi bu derken bi miyavlama sesi, oldukça yakınımdan...
aa lan bi açtım yorganı, salih tabi yavru hali. kafasında da minicik bi takke... benim takacağım takkeyi de dürüm gibi dışına sarmışlar, öylece gizemli ilahi güçler yatağıma bırakmışlar. ilkten bi irkildim, sonradan aldım elime takkesini okşadım. bana dedi ki "merak etme benden korkmana gerek yok. ben salih, şeyh salih. bundan böyle seninleyim. al bu da takken, temiz hiç giyilmedi." deyip elimden yatağa attı kendini. şimdi dedi ben az uyucam taa uzun yoldan geldim, birazdan ezan okunucak kalk ve ilk namazını kıl...
takkemi gökyüzüne kaldırdıktan sonra ''takkelerin gücü adına güç bende artık!'' diye haykırdım ve i. mansız saç modelim bir anda hz isa modeline dönüştü; boynumda ise welcome to hawaii misali doksan dokuzluk bir tespih belirdi. işte o hamd edilesi günden beri salih benimle, ben rabbimin yolunda salih'le birlikte; son ateist bükücü olarak ateizmin damgasını vurduğu 21. yüzyılın yaşayan tek evliyası ünvanıyla dünyayı kötülüklerden ve zalim felsefelerden kurtarıyor, insanlar arasında sevgi ve barışı hakim kılıyorum...
