''Nice oruç tutanlar vardır ki, bu oruçtan nasipleri sadece aç ve susuz kalmaktan ibarettir. Nice gece kalkıp da ibadet edenler vardır ki, onların bundan nasipleri sadece uykusuzluk ve zahmettir.'' - Rasul-i Ekrem s.a.v
''Kim yalan sözü ve onunla amel etmeyi terk etmezse, Allahın o kişinin yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.'' - Rasul-i Ekrem s.a.v
Tüm Türk-Müslüman alemin ramazanı mübarek olsun. Hayırlı Ramazanlar...
insan niye oruç tutar? inancı bunu emrediyorsa tutar. bu kadar basit. kimseyi ikna edesim yok; sağlık için iyidir, fakirleri anlarsınız filan diye. zira muhtemelen midem sorun çıkarabilir, yaz saatlerinin uzunluğundan ama allah izin versin tutarım; inandığım için. detoks olsun diye değil... hasta olursan da tutmak zorunda değilsin. kazası var bunun. fakirleri anlamak için oruç tutmaya ihtiyacım olsaydı çok hayıflanırdım. bu fakirlikle oruç bağdaştırması biraz sığ geliyor bana. çünkü oruç sadece yemeksiz kalmak değildir. zaten açlığın terbiyesiz insanları uslandırmak yerine daha terbiyesiz hale getirdiğini bir ay ramazan boyunca gözlemleyebiliyoruz. hani trafikte iftar vakti otobüste birbirini dövenler, arabalarından çıkıp birbirine saldıranlar filan... iki kırık oruç tutup bedelini insanlara ödeten tipler. neyse günahları boyunlarına; allah şerlerinden korusun cümlemizi. evet, oruç biraz bozulan bir ibadet. ama alınganlıktan değil; doğası gereği. sen kafanı bir imtina, itina evrenine çekemiyor onun yerine açlık çekiyorsan mütemadiyen ve yalnızca, oruç çok fena bozulabilir. burda önemli olan bir aylığına kendini dünya nimetlerinden belli saatler arasında geri çekmek. fakirleri anlamak için değil, o nimetler çekildiğinde, insan olarak ne kadar fakir, aciz olduğunu anlamak için. fakirleri anlamak için değil, gerçekte kendinin ne kadar fakir olduğunu anlamak için.
tutmayan insanların bazı kendini bilmez din bekçileri tarafından eleştiriye maruz kaldığı dini eylemdir. yok sağlık için, yok nefsine hükmetmek için, açın halinden anlamak için tutulur sen de tut hede hödö. bilmezler ki her bünye bunu kaldıramaz. 1 gün tutup 3 gün yatak döşek yatmama sebep olan eylem sağlıklıysa ben öleyim o zaman. (bkz: öte dur)
ateist bir adam birgün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "evrim ne güzel şeyler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama; her arkasına baktığında ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken adam, "TANRIM!!!" diye bağırmış. bir anda zaman durmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. çok derinden gelen ilahi bir ses adama: "yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. adam utanç içinde: "biliyorum, bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık ama; belki ayıyı dindar yapabilirsiniz." demiş. ses: "peki" diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. nehir akmaya başlamış. herşey eski haline dönmüş. ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış: "tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."
öncelikle insan sağlığına iyi geldiği için, fakirlerin halini anlamak için ve buna benzer nedenlerden tutulmaz, sadece ama sadece allah emrettiği için tutulur. sağlıklı bir inananın güç getiremeyeceği bir ibadet değildir. hastalar, yaşlılar ve çocuklar da zaten mazeretlidir.
17 saat değil, bütün dünyada izlanda gibi 21 saat de olsa yine yüzmilyonlarca insan yine tutacaktır. bunu aptallık olarak nitelendirecek insan çoktur, ancak ön yargılardan arınmış bir zihin bunun gerçekten olağanüstü bir adanmışlık olduğunu kabul edecektir.
açlık orucun sadece küçük bir parçasıdır. kanımca esas zor kısım insanın söylediklerine, yaptıklarına, baktıklarına dikkat etmesi ve bu ramazanda kazandığı alışkanlıkları hayat felsefesine yerleştirmesidir.
tutanlar ve tutmayanlar arasındaki kutuplaşmanın armasının kaynağının bu bilincin insanlarda oturmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. "ben orucum, karşımda su içemezsin" diyen insanlar, oruç tutmadığı için dayak yedi haberleri, saatlerce sigara içmediğinden nitrogliserin kıvamına gelmiş sinir küpleri, ramazan davulcuları gibi faktörler tutmayanlarda bir ramazan fobisini körüklediklerinin farkına varmalılar. hoş bunların hiçbiri olmasa da "aptal müslümanlar, 17 saat aç kalıyorlar. bu sıcaklarda hepsi ölse de oksijenimizi tüketmeseler" modunda insanlar her zaman olacaktır.
insanların açların halinden anlamak, nimetlerin kıymetini bilmek, merhamet duygularını geliştirmek, hayatın zorluklarını anlamak gibi şeyleri anlamak için kendilerini su, yemek ve bazı dünya nimetlerinden uzak tutmasıdır oruç. yalnız oruç tutarak bunlar öğrenilseydi afrika bilge insan dolu olurdu sanırsam. demek ki bunları anlamak için aç kalmak değil insan olmak, en önemlisi düşünmek gerek. düşünmeye üsenen bir topluluk olarak oruç tutmak kolayımıza geliyor galiba.
en çok bu sene, atiyistini/deyistini rahatsız etmiş ibadettir. bi sakin olun ya, bi bırakın açlıksa açlık ibadetse ibadet... bi inandığı gibi yaşayamıycak mı millet yahu!
kesinlikle vücuda yararlı olmayan ibadet şeklidir.
ne demiş diyetisyenler; az ve sık yiyiniz efenim. oruçta ise tam tersi yapılır.
garip bir şekilde bunu söyleyen diyetisyenler oruç konusu açıldığında 180 derece dönerler. savunmaları bu sefer vücudu dinlendirdiğimiz için sağlıklı olacağımızdır. lakin çizgili kasın dinlenebilecek nitelikte olup düz kasların vücudun istemsiz bölümünün parçaları olduğunu ve dinlenmeye ihtiyaçları olmadığını dahi bilmeyen cahil insanlar bu saçmalığı yer ve orucu sağlıklı sanar.
"Oruçlu için iki sevinç ânı vardır. Biri iftar ettiği, diğeri de Allaha kavuştuğu vakittir. Oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur."
hz. muhammed (s.a.v.)
yerine getirenin hiçbir zaman dayak yemediği dinsel zorunluluktur.
bir de nefis terbiyesinden bahseder bu arkadaşlar, sonuca değil nedene bakın derler üstüne de. kendi zorbalıklarını haklı çıkarmaya çalışırlar gereksizce.
hani nefsini terbiye ediyordun? sana ne milletin yediği yemekten içtiği sigaradan bre neyse.