Tarikatçıların olduğu bir ofiste çalışıyorum. Ben de müslümanım fakat bunlar gibi aklımı kiraya vermedim. Oruç beni sıkıyor biliyorum tutsam gün bitmeyecek ben de ofisten çıkıp yiyip içiyorum. Bu mallara ayıp olmasın diye gizli yapıyorum. En sonunda müslümanın olmadığı bir ülkede yaşayacağım.
Ben hayatımda hiç oruç tutmadım. Hiç de öyle ‘sana farz artık’, ‘adet misin’, ‘hasta mısın’ diye didikleyen de olmadı. Dolayısıyla hiç oruç tutuyor gibi de davranmadım. Biri öyle bir şey derse de muhtemelen ‘sana ne’ derim.
Olmadığınız biri gibi davranmak zor olmalı. Dilerim süreci kolay atlatırsınız ya da size baskı yapanlar varlığınızın değeriyle sizi kabul eder.
müslüman olmayanların tavrı olabilir. mesela benim gibi kafirlerin. oysa gerçek müslüman tam tersini yapar, yani "oruç tutmuyormuş gibi" davranır. bununla ilgili bir hikaye bile vardır:
kudüs 1099'da haçlılar'ın eline geçince katliamdan canını kurtaranların bir kısmı soluğu şam'da alır. şehrin saygın islam bilgini zeyneddin el haravi hadiseyi duymuş ve milleti örgütlemeye zaten başlamışsa da, olan bitenleri bir de canlı tanıkların ağzından işitince dayanamaz ve bağdat'a gidip halife'ye durumu bizzat anlatmak ister. önce halife el Mustansır Billah'ın huzuruna çıkarmazlar, malum büyük adam. bunun üzerine el haravi riskli bir oyun oynar: aylardan ramazan'dır, gider bağdat'ın büyük bir camisinde öğle vakti nevalesini çıkarır ve yemeğe hazırlanır. ahali deliye döner ve yaka paça tutulup halife'nin huzuruna getirilir. orada kudüs ile ilgili esas derdini anlatma fırsatı bulur. yani adam ne yapmış, oruç tutmuyormuş gibi davranmış, hem de müslümanların içinde.
Bir insan zorla dine giremez. O kişinin içinde inanç yoksa Kabe'nin içine koy gene inanmaz. inanç kalpten gelen bir şeydir baskılar daha da asabileştirir adamı. Uzun lafın kısası inanan tutar inanmayan tutmaz. Net.
çevrenin baskısıyla yapıyorsa hoş görülebilir davranıştır; zira bazı yerlerde, özellikle de din çevresinde toplanan baskıların hala daha sona ermediği göz önüne alınırsa kişinin yalan söylemeye mecbur kalması çok da şaşırtıcı değildir. ama eğer bunda başka bir amaç varsa, ahlaki değildir.
ha bi de bu var; kimsenin sevabıyla cennete girilmeyeceği, kimsenin günahına ortak olunmayacağı bilincindeyken kim ne demiş, ne yapmışın çok da umursanmaması gerekir.