ramazan ayı gelince birden bire değişen, televizyonda magazin sunan maken bozması hatunların kılık kıyafetine dikkat ettiği, pembe dizi tadında dini diziler(???)in yayınlandığı, iftara yetişmek için trafikte herkesin birbirine küfür ettiği güzel ülkemde çalışanlar için getirilen özel düzenlemelerdir.
öncelikle mesaiye sabahın köründe gidersiniz, akşam erken çıkıp aradaki farkı trafik eziyeti çekmeniz için, sonuçta aynı saatte eve varırsınız.
öğle arası yoktur, şirket her zaman verdiği o iğrenç yemeği bile vermez, oruç tutmayan yok ki, ne de olsa güzel ülkemin yüzde 99 u "müslüman"...
öğle arası olmadan, aç susuz, aralıksız 8 saat mesai yapıp süper performans göstermenizi beklerler bi de. saat üçten sonra çalışan bir allahın kulu varsa getirin alnından öpücem.
lan tuvalete giriyorum, ortalık duman altı herkes tuvalete kaçmış sigara içmek için, ramazan ayı boyunca günahkarların, oruç tutmayan kafirlerin buluşma noktası artık tuvalet.
şirketin kapısı ana baba günü, herkes dışarıdan verdiği yemek siparişini bekliyor, yemekhanede de günahkar yandaşları beklemekte...
hele bir de oruç tutanların bakışı yok mu? maden oruç tutuyosun, sevaba giriyosun, niye nefret eder gibi bakıyosun, seni sahatsız etmemek için sigara dumanıyla bok kokusunu birlikte içime çekiyorum tuvalet köşelerinde, daha ne istiyosun.
eziyetin ikinci gününü de kazasız belasız, linç edilmeden, kafir ilan edilmeden tamamladık, hadi hayırlısı...
+muhasebedeki ahmet bey zındıkmış
-nirden anladın la
+baksana yemekhaneye gidio hamuğa goduummm
-hee lan zabahınan da çay ocağında kahvaltı itti demişlerdi
+bundan kelli sabah geç kaldımı aramam.kaç kere aradım da beklettim servisi deyyus için
-lan ne arayacam elin oruç tutmayan herifini. bırak kalsın
(arkadaşın işyerinde bugün duyduğu diyalog. bahsi geçen ahmet beyde ta kendisidir.)