yılda bir kez olan o mukaddes ayın kıymetini bilmeyen, onbir ayın sultanı mübarek ramazanın coşkusunu yaşayamayan, kimliği belirsiz birtakım kişilerce beyninin yıkanmış olması muhtemel olan çocuğunu tartaklayan ve gerçekleri tüm kalbiyle bilen kahraman babadır.
bu mübarek ay duyguların coştuğu, sevgi ve saygı hislerinin dindarlar arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. O günlerde yardımlaşma ve kaynaşma alabildiğine yükselir. tüm müslümanlar kaynaşarak hep beraber ilahiler söyler, oruçlarını beraber açar ve o müthiş hazzı iliklerine kadar hisseder.
hülasa, bugün öğleden sonra birtakım işlerim dolayısıyla dışarı çıkmam gerekiyordu. birkaç tekelciyi pataklayacak, esnafın kapısına iftardan sonra gizlice alkol bırakan niteliksiz kişileri sorgulayacak, kolluk kuvvetlerimizle bu gibi ahlaka mugayir yerlere baskın yapacaktım. yatalak valideciğim hastaydı, uyuyordu. hiç uyandırmadan alnına bir öpücük kondurdum ve sandaletlerimi giyip hızlıca dışarı çıktım. müslüman adımlarıyla ilerliyordum. hava acayip sıcaktı ve oruç da başıma vurmuştu açıkçası. sigarasızlıktan geberdim yani. bu esnada az ilerde bir genci kulağından tutmuş tartaklayan bir adam gördüm.
hemen toplumsal duyarlılığımı ağır bastırdım ve koşarak o yöne doğru ilerledim. adam tam şamar atacaktı ki elini havada yakaladım ve "bu mübarek günde utanmıyor musun insanları dövmeye ahlaksız herif" dedim.
sen karışma güzel kardeşim. bu benim çocuğum. akşam sahura kaldırdık, oruç tutacağım demişti bize. fakat burada tavuk döner yerken yakaladım dedi. bir anda şoke oldum ve duyduklarım doğru mu lan diye kendi içimde birtakım polemiklere girdim kendimle. genç yaklaşık 22-23 yaşlarındaydı. üstünde siyah bir tişört ve kulağında da küpe vardı. sanırım ateist falandı. tipi hiç de hayırlı birine benzemiyordu çünkü. olsun yine de dövemezdi böyle sokak ortasında. yalnız adamın geçerli sebepleri vardı.
gence neden oruç tutmadığını, orucun güzel bir şey olduğunu anlattım. genç "siktir lan pis sakallı herif, sikerim belanı bak siktir ol git." "zaten bu yamuk pederle uğraşıyoruz el kaldırtmayın bak büyüklerime" dedi.
sen kimsin lan bana el kaldıracaksın piç diyerek şamarı bastım. babasına da dövün efendim bu götleği dövün. kusura bakmayın size de engel olduğum için. gayet de dayağı hakediyormuş bu it dedim ve babasının elini bıraktım. o yaşlı adam belki de bana orda ayar vermişti. müslüman müslüman olay yerinden uzaklaşırken gencin çığlıkları belki de arza kadar uzanıyordu...
"nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir"
oruç tutmak kişinin iradesine kalmış bir durumdur. kendi inancıdır. bu konuda kişi babasına bile hesap vermek zorunda değildir.*
(bkz: kahramanlık bunun neresinde?)
tutmaz tutmaz kardeşim sen allahmısın ki karışıyorsun dedirten başlık. sözde laik ülkede yaşıyoruz, bir de dinimizi istediğimiz gibi yaşıyamıyoruz derler. o adamda ateistliğini istediği gibi yaşıyamıyor yerim sizin üç kuruşluk aklınızı dinciler.
oruç tutmadığı halde iş akp'nin nimetlerinden faydalanmaya gelince metrobüsten inmeyen, son derece hain, muhtemelen siyah tişörtünün içine bir de che tişörtü giymiş, alkolik ve bilumum başka iğrenç sıfatlara layık oğlunu, hak ettiğince cezalandıran yürekli insandır. diyorum ki hazır mevsim ramazan, hbbia ve böyle diğer müslüman kardeşler toplansa, şöyle müslüman adımlarıyla şehri turlasa, laiklere göz dağı verse... başka türlü tepemize çıkacaklar, cık cık cık.
"neresi kahramanlık ?"sorusunu akıllara getiri.
basit bir kahramanlık anlayışı, etik olmayan.saçma sapan.
adam gibi başlıklar açın la artık.ömrümü yediniz!