az önce ışıklarda arabadan inerek birbirlerini öldürmeye çalışan banliyo ayılarının halinden de açıkça anlaşılandır. iftara yetişmeye çalışan özellikle kan şekeri düşmüş oruçlular birer canavara dönüşüyor.
peki kardeşim benim kan şekerim düşünce neden kimseye saldırmıyorum?
adamın kafa yapısı arızalı. psikolojik destek alması gerekiyor. yani oruçluyken değil de, başka bir sebeple aç kalsa yine saldıracak sağa sola. hasta olup güçten düşse yine sinirli olacak.
sorun oruçta değil. lan kaynağına inip sorun çözmeyi öğrenemediniz. sinekleri fıs fıs ile yok etmeye çalışmayın, bataklığı kurutun.
sen git, sahurda yemeğe aban midene büyük bir kütle otursun. istersen o yemekle bir damacana su içsen de işe yaramıyor. o fazla su mideden direk emiliyor sonra atılıyor. çünkü anlık olarak vücudun ozmotik dengesini değiştiriyorsunuz, vücut da bunu hayati dengeye getirmek için atıyor o suyu böbreklerden. noldu şimdi, yemek hala midede, sahur üstünden 2-3 saat geçiyor, fiziksel sindirim büyük miktarda(midenin kasılması) sonuçlanmış durumda, şimdi ince bağırsak topu almış yağları sindiriyor, diğer sindirilen besinleri emiyor. yağı sindirmek için su gerekli su, ama naptınız? ezandan 1 saat sonra işeyerek attınız o suyu siz. vücut su arıyor nereden çekicek? dokularınızdan ve beyninizden. işte orucun sıkıntısı burada başlıyor arkadaşlar. öğleden sonra artık su oranı düşmüş şekilde geziyorsunuz. insanların oruç kafası dedikleri şey de tam olarak bu. mallaşma susuzluktan geliyor. yoksa 18 saat yemek yememek çok sıkıntılı bir durum değil.
fakirler yemek bulamıyor su değil. bu işte yanlışlık var. sadece arabistan yöresi düşünülerek yazılmış bir kitap, bu şekilde insanların kendilerine zarar vermesine yol açacak uygulamalara sebep olabiliyor malesef.
Tutmamak için nefsi sizi ele geçirip vicdanını susturmaya yönelik uydurduğu laf. Bir insan saat 12 de yatıp 10 da kalksa zaten 10 saat oruç değilken aç kalıyor. 7 saat daha aç kalıp daha ölen görülmedi götünüzden element uydurmayın.
--spoiler--
“oruç, insan sağlığına zararlıdır” diyen kişilerin ne bilim dünyasından, ne de mevcut araştırmalardan haberi yoktur.
bu iddiayı ciddi şekilde incelemek adına objektif bir araştırmaya giriştim ve olabildiğince çeşitli kaynaklardan faydalandım. elbette en büyük kriterim, bu araştırmaların “hakemli dergilerde” olmasıydı. falanca bilim insanının bireysel yaptığı çalışmaları değil, bilim dünyasında çeşitli denetlemelerle kabul görmüş ve yeterli verilerle desteklenmiş çalışmalardan söz ediyorum.
bunun için de elbette en fazla başvurduğum kaynak pubmed oldu. pubmed linkine sahip olmadığı halde yine toplu çalışmalara bakılan kaynaklardan da olabildiğince istifade etmeye çalıştım.
bir kere, bilim dünyası kesin bir şekilde “oruç fiziksel olarak zararlıdır” ve “oruç fiziksel faydalıdır” da diyemiyor. bunun sebebi, orucun kimi bünyelerde olumsuz tepkilere yol açabilmesi, kimi bünyelerde ise sağlıklı sonuçlar verebilmesidir. bunun da islami anlamda bir tezatlık noktası yoktur. çünkü islam zaten, “fiziksel rahatsızlık yaşayan ve orucun kendisine zarar vereceği bireylerin oruçtan muaf olacağını” söylemektedir.
bu hususta çalışmalardan bazılarının türkçe tercümelerini özet olarak verelim:
“effects of ramadan fasting on the health of muslims” başlıklı araştırmada, özet olarak: “orucun çeşitli fiziksel değişimlere yol açtığı gerçek, fakat sağlıklı bireylerin bu faktörlerden etkileneceklerini söylemek zor. ramazan orucu hipertansiyon, hiperkolestrolemi, kalp ve böbrek hastalıkları olan kişilerin hastalıklarını arttırıcı bir etken olabilir” cümleleri ifade ediliyor.
“physiological changes during fasting in ramadan” başlıklı diğer araştırmada, ramazan orucunun kırmızı ve beyaz kan hücrelerini arttırdığını, kan kolestrolü ve triglesiti düşürdüğü, vücut yağ oranı, vücut kitle indeksi ve endişeyi azalttığı belirtiliyor. bunun yanında inflamasyon ve kanser riskini düşürdüğüne dair kayıtlar olduğu ve “ramazan orucu sağlıklı bireyler için problem teşkil etmez, ancak diyabet ve koroner arter rahatsızlığı gibi durumlarda ise riski büyüteceği” ifade ediliyor.
“effects of ramadan fasting on physical performance” başlıklı araştırmada orucun sporcular üzerindeki etkisi tartışılıyor, orucun sporcularda melatonini düşürdüğü ve adrenalin ile noradrenalini arttırdığı, enerji anlamında ve hormonal bazda değişikliklere yol açtığı ifade ediliyor. makale tavsiye olarak da: “oruç tutan sporcuların günlük iş yükünü azaltmalarını ve gün içinde uyumalarının orucun bu tip etkilerini düşüreceğinin” altını çiziyor.
“the impact of religious fasting on human health” başlıklı diğer çalışma ise sanıyorsam bu konuda en kapsamlısı. orucun “enerji, karbonhidrat, vücut kitle ağırlığı, kan şekeri, kan lipidleri” anlamında ne gibi etkileri olduğuna dair yapılan birçok farklı araştırmayı bir araya getirip tablolaştırmış. bu hususta zararlı olduğunu gösteren veriler de dahil, sonuçların birbirleri ile çelişkili olduğunu ifade ediyor ve buradan “orucun, sigara içenler ve içmeyenler gibi farklı bünye ve bünyenin bulunduğu şartlara göre etkilerinin farklılaşacağını” vurguluyor.
“ramadan fasting and infectious diseases” başlıklı bir diğer kaynaktan çalışma ise orucun enfeksiyona dayalı hastalıklara etkisini inceliyor. diyabetlilere orucu önermeyen makale, ishal gibi problemlerde orucun bir etkisinin hiç ya da hiçe yakın olduğunu ifade ediyor. bağırsak kurtlarına sahip bireylere de orucun herhangi bir etkisi gözlemlenmediğini vurguluyor. “aktif ülser”e sahip olmayan bireylerin de ramazan orucu tutabileceği ifade edilirlen, buna karşın aktif ülserli hastaların oruç tutması tavsiye edilmiyor.
daha araştırma ekleyeyim mi? bence gerek yok. bahsettiğim araştırmaların büyük kısmı da ramazan orucunun saatlerinin uzayıp kısalması durumunu da göz önünde bulunduruyor. gördüğünüz üzere sağlam bir araştırma çıkıp da “oruç herkese zararlıdır, kesin tutmayın” gibi bir cümle kurmuyor. aksine bu alandaki araştırmaların ortak noktası, orucun bünyeden bünyeye etkisinin değişiklik göstereceği; kişinin sağlıklı veya hasta olup olmamasının orucunda bir etken olduğunu vurgulamaktan ibaret.
üstelik bunlar işin biyolojik yönünün yanında, değişen uyku düzeni ve enerji etkisi gibi fiziksel yansımalarından ibaretti. orucun psikolojik anlamda, inanan bireyleri olumlu etkileyebileceğine dair bir dizi araştırma da var. hatta bir makalede, orucun kanser hastalarına maneviyat hissi açısından izin verilebileceğine dair bir ifade ile karşılaştım. buna dair de ortaya konulan görüşler var. entry genişliği açısından bu konuya da girmek istemiyorum.
çalışmaların kafanızdaki tasavvuru nedir bilmiyorum ama "çok zararlı öyleyse hemen kanser hastalarına da önerelim." demiyor bilim.
orucun söz konusu etkilerini gidermek için de, bilinçli bir şekilde iftar yapma ve sahuru aksatmamak tavsiye ediliyor. iftar ve sahur yiyeceklerinin hafif ve besin değeri açısından zengin, doğal olması ise tavsiye edilenler arasında. bunları zaten yıllardır biliyoruz.
dolayısıyla, artık özellikle dini ritüeller aleyhinde, bilimle alakası olmayan safsatalarınızı bırakın. bir inancı benimsemiyor olmanız, sizi bilimsel yaklaşımdan uzaklaştırmamalı. bunu bir müslümandan duymayı belki ilginç buluyorsunuz ama alışmanız gerekiyor. zira karşınızda boş insanlar yok. hatta mevcut gözlemlerim ve projeler açısından, daha yetkin bir kitle ile karşılaşacaksınız. elbette bu her iki taraf için de bir nebze olumlu bir durumdur.
oruç tutmamak için bahane türeten kişi söylemi.
biz olaya sağlık açısından yaklaşmıyoruz kardeşim. sağlığı bize veren istediğindede alacak olanın açısından yaklaşıyoruz.
Doğruluğu kanıtlanmamıştır. Kalp, böbrek hastalıklarında, diyabette falan tavsiye edilmez. Ancak hiperlipidemiyi hafifletme gibi yararları da vardır. Sigara içenler yararını pek görmez ama.
Bi bitmediniz... Bugune kadar oruc tutupta hasta olan oruc yuzunden birtakim sagliksal problemlerle karsilasan gormedim duymadim kaldiki ciddi saglik problemleri olan zaten tutamaz yuce Allah oyle kullarini zorunlu tutmuyor dini inanclar farzlar elestiri konusu yapilamaz inanclara saldiri yapildigi zaman karsi tarafinda inanci veya inancsizligi tartisma konusu yapilir buda ozgurlukler noktasinda cogunlugun baskin olmasina sebebiyet verir o yuzden dusuncelerinizi kendinize saklayin. Muslumanlarin inanci ve farzlari bellidir inanmiyorsan yapmak zorunda zaten degilsin sagliksiz olup olmamasi inanmayan bir insani neden ilgilendirir ki ama seytan durtuyor kasinti yapiyor bazilarinda demekki.
Kendisinin doktor olduğunu ileten şahsın saçmalamasıdır, neymiş efendim adamı g*t edermiş falan filan. Ben kimsenin orucuna karışmam isteyen tutar, istemeyen tutmaz. He ister miyim ki oruç tutsunlar, isterim ama orası ayrı meseledir. Böyle deli saçması bilgilerle doktorluk mesleğini icra ettiğini söyleyip bahanelere sığınması acizliğinin delilidir.
Bazı kendini bilmezlerin bahane aradığında yaptığı eylemdir. Kaç yıldan bu yana oruç tutuyorum ve tutan çok kişiyide gördüm ne oruç yüzünden hasta oldum veya oldular ne de az yediğimiz için hasta olduk bırakın bunları bahane aramayın tutmayabilirsiniz herkesin orucu kendine
Yine bir gerceklik diye acilan mesnetsiz baslikla karsi karsiyayiz. Ne biliyon sen metabolizmayi acligi sagligi bda oruca laf soyluyon bre saygisiz.
Millet gider diyetisyene zayiflamak icin milyarlar verir alirlar programi yedikleri kibrit kutusu kadar peynir bir dilim kepekli ekmek 3 zeytin 1 cherry domat 4te bir hiar sekersiz cay ama bu modern tip. Hay zihniyetinize sizin.
inancı olgularla değiştiremezsiniz arkadaşlar. Orucu tutan insanlar sağlıklı olduğundan ziyade dini yükümlülük diye tutuyor. Sağlıklı mı sağlıksız mı bunu tam anlamıyla bilen birinin bu sözlükte bulunduğunu da düşünmüyorum. Şahsen benim için sağlıklı çünkü monotonluktan kurtuluyorum ve bu beni mutlu ediyor daha sağlıklı birey oluyorum. Kişiden kişiye değişir diğer deyişle.
17 saate yakın vücudu susuz ve aç bırakıp 1 saat içinde kilolarca yemek yiyip bir şey içip aniden mideye yüklenmenin neresi sağlıklı arkadaşlar ? Sağlıklı değildir, ha inananın da tutması gerekir ama bu sağlıklı olduğu anlamına da gelmez.