bunlar bahaneler ve mecburiyetler olarak ikiye arılır. bahaneler çokdur bir kısmı da yalandır hani.. mecburiyetler ise genelde sağlık ve iş nedenleridir.
derslerim çok yoğun, hava çok sıcak, sağlığım bozulabilir, bünyem çok hassas, ama ben yurtdışındayım gibi gerekçelerdir. sonra 45 derecede oruç tutarak çalışan ve hiç şikayet etmeden size hizmet eden 15 yaşındaki çocukları gördüğünüzde kendinizden mi utansanız, onları buna zorlayan zihniyetten mi bilemezsiniz.
-şeker ve karaciğer hastası olmak.
-hasta olduğu halde oruç tuttuğu zaman kendi vücuduna zarar vermenin dışında yanında çalışanlarında psikolpjisine zarar vermek.
-artı 45 derecede klimasız odada çalışmak zorunda bırakılmak.
her sene, her sene oruç tutarak daha bugüne kadar kimsenin nefsini terbiye ettiğini görmemek, yoksullara açlara o ayın dışında empati yaptığını duymamak, "vaay demek ki açlık böyle birşeymiş, ben bundan sonra her zaman açlara yardım edeceğim "dediğini, oruç ayı süresince herkesin nefis terbiyesi, mefis terbiyesi sallamayıp bir an önce iftar saati gelsin diye yalvardığını, herkesin de ramazan bir an önce bitse de yine yiyip içtiğimiz günlere dönsek diye yırtındığını, sonuç olarak hiçkimsenin işin özüyle alakasının olmadığını, herkesin akşam evde ne yemek ver dediğini görmek. üçkağıttan sahtekarlıktan çok sıkılmak.