fiziksel zorluklara katlanmayı gerektiren bir ibadeti gerçekleştiren biri için doğaldır. ancak saygı beklentisi, yaptığı ibadetin doğası gereği anlamsızdır. şöyle ki:
oruç; açın yoksulun halinden anlamak için tutulur. aç ve yoksul, her gün çevresinde gönlünce yiyen içen insanlarla karşı karşıyadır. gelir adaletsizliği yaşanan bir toplumda, yoksul olmanın bedelidir bu. gündüz açtır, gece de aç yatacaktır. onun için, pastırmalı börekli iftar da olmayacaktır, sahur sofrası da.
yılda 30 gün aç kaldığı için terör estiren, kendisi açken etrafında yiyenlere içenlere demediğini bırakmayan biri, oruç tutsa ne olur tutmasa ne olur. bütün gün, akşam yiyeceği baklavanın böreğin hesabını yaparak aç kalmak, yoksulun halinden anlamanın doğru bir yolu olmasa gerek.
bırak, sen susuzken lıkır lıkır buz gibi soğuk su içsinler.
bırak, sen açken kebapları götürsünler, çatır çatır karpuz kesip yesinler.
yesinler içsinler ki, sen de yiyemeyeni içemeyeni anla.
sen bu işi allah rızası için yapıyorsan, saygıyı sadece o'ndan bekle.
normal olan beklentidir. oruç tutmak insanı zorlayan ve özveri isteyen bir ibadet şekli olduğundan karşındakinin bu zorlu ibadeti tamamlama isteğine saygı göstermek normal bir durumdur. bu kutsal dini görevi yerine getirmek isteyen kişinin de saygı beklentisi normal olandır.
oruç tutmak zaten nefsi dizginlemektir. bunu göremiyor hazmedemiyorsa zaten dizginlememiş demektir. oruç tutanların elini öpüp alnımıza koymayacağımıza göre saygı beklemesi abes e iştigaldir.
içerisinde biraz da kibir barındıran bir beklentidir; Yapılan ibadeti etrafa duyurma telaşı taşır. Eğer kimse oruç tutana, oruç tuttuğu için, hakaretler yağdırmıyorsa, inanç meselesi ile ilgili bir aşağılamaya girişmiyorsa, oruç tutanında orada burada "ben orucum bana saygı duyun huleyn" diye göğsünün kabartarak dolaşması çok da hoş değil yahu.
ağzına zorla bir şey sokulmaya çalışılmadığı; iftarı kaçırsın, sahuruna kalkamasın diye sandalyeye bağlanmadığı sürece "saygısızlık" denen bir şey söz konusu olmayacaktır. bu yüzden boşa beklemesindir bu beklenti içinde. kimse onu yüceltmeyecektir. sonuçta, bana mı tutuyorsun? niye çevrende dört döneyim ki oruç tutuyorsun diye? değil mi azizim?
olmayan beklentidir. oruç tutan kişiye saygı gösterip göstermemek karakter meselesidir. kimse saygı göster diye zorlanamaz. "oruç tutanlar allah için tutuyor" ifadesinin de konuyla alakası yoktur.
kimi zaman o kadar yüksek bir beklenti haline gelir ki, 'canımız çekiyo oluuum' diyerek alkol içenlere kafa göz dalabilirler. tuhaf olansa bu kişilerin hayatlarında hiç alkol kullanmamış olmasıdır.
oruç tutanın karşısında yemek yenmesi etik midir değil midir tartışılabilir fakat oruç tutmayan biri sokakta bir şey yediği için dövülmemelidir, bu açıktır. insanların birbirlerini anlasın diye var olan bir ayda yine anlaşamayarak şiddete başvurması, içinde bulunulan ayın maneviyatına saygısızlıktır.
oruçta özveri ve sıkıntı yalnızca Allah rızası için çekilir ki bu mülahazayla herhangi bir beklenti sadece Allah tan beklenmelidir.ancak işin sosyal boyutu vardır ki oda ben tutmayan bi insana saygı gösteriyorsam,sadece 11 ayda 1 ay tutmayanda bana saygı gösterip yaptığı fiilleri göstere göstere yapmasada toplumsal dinamikler açısında iyi olmaz mı şeklinde insanın aklına sorular getiren olgudur.
her insan saygıyı hak eder; fakat burada önemli olan kişinin ne tarz bir saygı beklediğidir. örneğin, oruç tutan birisi sokakta karşısında su veya sigara içilmesini hazmedemiyorsa buna yapacak bir şey yok, sorun o oruç tutan kimsededir.
çünkü orucun asıl amacı insanın nefsini köreltmektir, oruç tutan birisi imsak ve iftar zamanları arası süreçte bir şey yiyip içmemeye and içmiştir, bu aktiviteleri gerçekleştirmek için iftar saatini beklemek zorundadır. elbette dışarıda normal bir hayat devam edecek ve tutmayan insanlar yılın 11 ayı nasıl davranıyorlarsa, yine öyle davranacaklardır. sırf dinlerinin gereklerini yerine getiren sünni müslümanlar oruç tutuyor diye kimseden sokakta su, sigara vs. içmemesini bekleyemezsiniz, aksi takdirde bu oruç tutan kimsenin yaptığı ibadetle çelişmesi anlamına gelir.
elbette ramazan ayında da sokakta bir şeyler yenip, içilecektir; çünkü ramazan'ın oruç tutmayan insanlar için diğer 11 aydan bir farkı yoktur. oruç tutan insanlar da bu duruma saygı göstermeli, ibadetlerini gürültüsüz bir şekilde yerine getirmelidirler. bu durumu hiç içlerine sindiremiyorlarsa, yapacak bir şey yok, tutmasınlar o halde ne diyelim.
kimse oruç tuttuğu için dövülmemiştir bu ülkede; fakat ramazanda sokakta sigara içti diye kaç kişi sözle taciz edilmiş, darp edilmiş bir saymaya kalkın isterseniz. kimin saygı beklediği o zaman daha iyi anlaşılacaktır.
kimseden saygı beklediğimiz yok
biz orucu allah rızası için tutuyoruz
karşılığınıda allah'tan bekliyoruz
kullardan bir beklentimiz yok.
gölge etmesinler yeter.
beklememelidir ama oruç tutmayanlar/tutamayanlar şunu düşünebilir, bu adamlar sabahtan beri aç saat 3 olmuş yanında içmeyeyim de köşede içeyim suyumu diyebilir, derse iyi bir insan olur kanımca. açıkçası ben öyle yapıyorum, tutan insanlar bana ne der diye değil de karnı aç insanın yanında yemiyorum yemeğimi. ha tabi istanbulda ki olayda olduğu gibi biri bana gelip ramazanda içirtmem derse o zaman farklı, o insanlar orucun mantığını kavrayamamış. ama onlar kavrayamamış diye inat edip mantıklı şekilde orucunu tutan insanlar kin gütmem. her memlekette olduğu kadar bizim ülkemizde de mal insanlar vardır, olacaktır.
Yahu kardeşim ne saygısı! Ulan anasının, babasının dinine saygı duymayan bana duyarmı? Çoğunuz 18 ile 25 yaş arası ergen ruhlu ateistsiniz. Daha inanca saygı duymak zorunda olduğunuzu öğrenmemişsiniz. Herşeyi kendi inançsızlığınız içinde görüyorsunuz. Oysa biz içki, kumar, zina, olmadıkça islam dışındaki inançlarada birşey demeyiz. Herkes istediğine inanır, istediğine tapar. Gölge etmezsen sana kimse birşey demez.
