yaklaşık 15-16 yıl önce lisedeyken iftar saati son derslere rastlıyordu. yatılı okulda olduğumuzdan tenefüste yemekhaneye koşar yemek yer derse dönerdik.
ilkokulda anadoluda bir okuldaydım, öğretmenimiz son derse girmeden tahtaya birsürü soru yazardı. bu soruları oruç tutanlar defterine yazsın akşam evde çözsün tutmayanlar ise son ders çözsün derdi. kendisi de öğretmenler odasında diğer öğretmenlerle orucunu açmaya giderdi. güzel günlerdi..
Öğlenci olduğum yıllara denk gelirdi. 5. dersin gelmesi 4 gözle beklerdim. Okulumuzda bir de oruç açılmasına müsaade etmeyen bir hoca vardı. Şimdi düşünüyorum da karşındaki zaten ortaokul çocuğu 12-13 yasında sen en az 30 yaşındasın yani o çocuk orucunu açsa sana ne zararı var, hatta çocuğun sana bunu sorması bile acınası bi durum, ezan okundu tabi açsın orucunu sadece su içmelerine izin verirdi.
biz hangi nesil oluyoruz şimdi. ilk kez okuldayden açtım, sonra yaz aylarında açtım, ilkbaharda açtım, kış aylarında açtım yine sonbaharda açtım, bi daha yaz aylarında açtım. şimdi yaz orucunun sonları. her nesil benden.
hoca zorla oruc tutmayanların beslenme cantası getirmek zorunda tuttugu icin oruc tutuyormus gibi gozukup okulda tum gun bir sey yemedigim gunlerdir efendim .
ilkokul zamanlarıma denk geliyordu, annemin öğretmen babamın okul müdürü olduğu okulda öğrenciydim ben de. bir keresinde babam toplam 47 öğretmene kuru fasulye, pilav pişirmişti. öğretmenler odasında gazeteleri masaya serip, üzerinde pek güzel yemiştik yemekleri. diğer günlerde annem zorlasa da ben sınıfta arkadaşlarla kantinden aldığımız salçalı ekmeklerle ya da gözlemelerle yapardım. gerçi o yaşlarda tekke orucu tutardık.
bütün hocaların öğretmenler odasında olduğu vakittir. sınıftaki kırk kişinin geleneksel simit ayran festivali gibi orucu simit ayranla açma resitalidir.*