geçen gün bir musevi aliminin röportajını dinleme fırsatım oldu. koşer diye bi şeyden bahsediyo. her neyse adam diyo ki ' bunu yaparken bi mantık aramanız mantıksızlık olur. rabbimiz emretmiş biz de yerine getirmeye çalışıyoruz. mutlaka ki bizim bilmediğimiz nice faydalar vardır.'
tutmayanların anlayamayacağı mantıktır.belki iddialı bi laf olacak ama,ibadetler içinde en az karşılık beklenerek yapılanıdır.diğer ibadetlerden çok başka bi yeri vardır.
mantığı yoktur. zamanında kıtlık çeken arap halka o dönemin zenginleri ve ileri gelen müslümanları 'siz aç açıkta değilsiniz, ibadet ediyorsunuz' diye kandırmışlardır.
eğer bir yerde mantık aramak mantıksızlık deniyorsa kesin düdükleniyorsunuzdur. kaçın.
nefsi terbiyedir. birazcık derinlemesine bakabilen insan, allah ın amacının kullarını aç bırakmak değil, kullarının nefsini yenip yenemediğini test etmek olduğunu görür.
dinde mantık aranmaz çünkü din kanıtlanamaz. bu sebeble insanoğlunun vereceği herhangi bi cevaba bi şekilde karşılık verilebilir. mesela denilebilir ki biz açların halinde anlıyoruz öyleyse şöyle bir sorunla karşılaşılıyo o zaman neden hayvan gibi iftarda yemek yiyosun böyle açın halinden anlanmaz. cebinde 3 kuruş olmadan yarın veya öbür gün ekmek derdnde koşan bir insanı böyle anlamak akla hayale sığmaz ki. ne desek yalan bundan ötürü tutan tutsun tutmayan baksın keyfine mantık falan hikaye.
aç kalmayı oruç tutmak zanneden yazarların olayın manevi boyutu idrak edemeyecek olduğundan dilediğiniz kadar anlatın. beyhudedir bu çabanız.
orucun mantığı: insanın elini, dilini, gözünü ve nefsini terbiye etmesidir. oruç tutan insan bir gıda tüketmemekten öte kendini yasaklanmış olarak kabul edilen her nevi eylemden uzak tutar. aklında ve fikrinde hiç kimseye karşı kötülük barındırmaz. kendisine verilen nimetlere daha fazla şükretmesi gerektiğini idrak eder. nimetlerden yoksun kalan insanların hakkında empatide bulunur.
bir yıl boyunca zaman kavramını umursamadan çalıştırılan mideyi bir ay boyunca düzenli ve az çalıştırarak dinlendirir. sabır etmeyi öğretir. çömertliği hatırlatır.
Herkes emin olsun ki; allah'ın hiç bir kulun ibadetine ihtiyacı yoktur. sen oruç tutsan da rızıklanırsın tutmasanda. oruç ibadeti tam anlamı ile insanın kendisini kontrol altına almasıdır. kendisi için faziletli olandır.
--spoiler--
imdi, söyle ey talib, sen oruç tutarken şeytanın seni nerede beklediğini bilmek ister misin? beyninde mi, kalbinde mi?
çarşıda mı, camide mi?
lâkin unutma ki bilmek varetmektir.
--spoiler--
nefsini terbiye etmektir. işin fakirlerle alakası yoktur çünkü oruç süresince yasaklanan şeyler yemek ve içmekle sınırlı değildir; oruç süresince sakız çiğneyemessin, fazla küfür edemessin, masturbasyon bile yapamazsın. işin özü nefsi terbiye etmektir ve oruç bunu en iyi sağlayandır.
istisnasız her yıl ramazan ayında inanlarla inanmayanları karşı karşıya getiren mantık. inanların açıklaması belli: kuran da yazıyor, nefis terbiyesidir, farzdır, allah ın emridir vs.
hal böyleyken inanmayanlar neden sürekli mana ararlar bu işten hiç anlamam. bırak sen baska seylerle ugraş, bak işine arkadaş. kabul etmediğin dogma hakkında neden habire yorum yapma gereği duyuyorsun ki, saçma değil mi? farz edelim ki çok mantıklı bir şey oruç, vücuda çok faydası var. tutacak mısın? yok. abi ben inanmıyorum diyeceksin. e o zaman neden bu laf kalabalığı, neden bu kadar boş konuşuluyor?
benim gibi varsa var, yoksa yok insanını bile çıldırtıyorsunuz bazen.
ibadette mantık aranmayacağı gibi ibadetlerin insan sağlığına ve toplum sağlığına faydalı oldukları bilinmektedir.
geçenlerde pek kıymetli tuğrul inançer buna dair güzel bir kelam da bulunmuştu: "namazın şu faydası varmış, oruç tutunca tok açın halinden anlarmış diyorlar. bizler ibadeti sağlık için değil allah teala nın emri olduğu için yaparız."
velhasıl ibadetlerin faydaları olmasaydı, bilakis allah teala nın yaratışında olmadığı halde ibadetler insana zarar verecek olsa bile bizler ibadetlerimizi yapmaktan geri durmayız, durmamalıyız.
ha ille de kesin ve zahiri bir fayda arıyorsan, mahşer gününde herkes yerine getirdiği kulluk vecibeleriyle muamele görecektir.
türün devamını sağlamaya çalışan insan topluluklarının aşırı tüketimi engellemek için uydurduğu ahlak hikayelerinden biridir oruç. sadece islam'da veya araplarda olan bir ayin değil... sümerler'de bile var. "sürü doysun diye insanların aç kalması" olarak özetlenebilecek bir hikayeleri de vardı lakin şu an hatırlayamıyorum adını ve detaylarını.
cengizhanın "büyük yasası"nda da bu tip şeylere rastlıyoruz mesela. "çok su içmeyin, iyi değil", "suyu kirleten asılır", "kıyafetiniz iyice kirlenip eprimeden onu yıkamayın" diye emirler var... neden var? kıtlıktan elbette. eksik olanı kutsayıp bu eksik olan üstünden ahlak kuralı yaratma eğilimi her toplumda var. ve toplumlar gelenekselleştirdikleri şeyler üstüne düşünmekten vazgeçer -bence. bu sebeple yiyecek aşımız, içecek suyumuz da olsa yemeyip içmemeyi iyi bir şey sanmaya devam ediyoruz.