Orucun faziletleri konusu açılmayagörsün, birbirinden mantıksız, birbirinden riyakar, güya orucu yücelten tezler ortaya sürülür.
-Açlığın faziletleri,
-Nefs terbiyesi,
-oruç sayesinde '' aç '' ın durumunu anlamak v.b.
bunların ve benzerlerinin belki kişisel bazda kısmen etkili olabileceği düşünülebilir ama gerçek bir fazilet sözkonusuysa bunu oruç tutan herkesin yaşaması gerekir zira oruç yalnız ve yalnız kişinin kendi rızasıyla devam edebileceği bir ibadet şeklidir.gösteriş ve riya sözkonusu olamaz. o halde bir yarar, bir amaç sözkonusuysa bu , oruç tutan herkesi kapsamalıdır.
Anne karnındaki bebeğin göbek bağıyla annesine bağlı olması gibi insan da su ve toprak kanalıyla dünyaya bağlıdır. bu kanaldan sürekli sorunsuz beslenmesi sonucunda durumu kanıksar ve bunun zaten kendisi için bir hak olduğunu addeder. dolayısıyla bir insan, kavuştuğu her yeni nimet için tüm kalbiyle şükreden karakterde biri olsa bile kanıksadığı nimete karşı duyarsızlaşır.
oruçlu kişi aç ve susuzdur. halsiz düşebilir, asabi ve saldırgan olabilir, neşesiz ve keyifsiz durabilir, isteksiz ve azimsiz kalabilir hatta beyin fonksiyonları ve yavaşlar ve tam verim alamaz. oruçlu kişi bunları, kendi rızasıyla, bilerek ve isteyerek, gönüllü olarak kendi kendisini yiyecek ve içecekten mahrum etmesi sebebiyle yaşar. Düşünmesi ve ibret alması gereken en önemli konu bunlardan kendi isteği dışında gerçekten de mahrum kalırsa ne olacağıdır.
sekiz yaşında bir çocuk bile oruç tutabilir ve oruçtan anladığı yegane şey sabah akşam elinin altında olup da kolayca erişip içebildiği suyun aslında ne kadar da lezzetli ne kadar da hoş birşey olduğudur. ve prucun asıl gayesi de budur.
insan düşünmelidir, gökten tertemiz bir su indirip de ölü toprağa hayat veren, ondan kendisi ve hayvanlar(ı) için yiyecekler çıkaran rabbini...Çünkü hayatın kaynağı bunlardan ibarettir.
insan düşünmelidir, o çok güvendiği beyni, belli bir süre için, üstelik de kendi rızasıyla gönüllü olarak aç ve susuz kaldığında bile ne hale geliyor.
fıtratın zaruri ihtiyaçlarından bile feragat etmek demek ne demekse, oruç da o demektir. Helal olana dahi, teslimiyetten dolayı haram demek ne demekse, oruç da o demektir. Oruç suya dargınlık, oruç ekmeğe yabancılıktır. Oruç, safi aşkın mabedini tutkulu bir çile ile inşa etme erdemidir.
oruç allah a teslimiyet anahtarıdır.
oruç kulun rabbine yaklaştığı bir kapıdır.
o anahtarla bu kapıyı açtığınız zaman orucun maneviyatındaki o hazzı o şuuru insanın rabbine olan kulluğunun karşılığını aldığını görürsünüz.
oruç sadece ve sadece aç ve susuz kalmak değildir.
