Benimdir. Hayatım boyunca bu eziklik psikolojisiyle yaşayan hiçbir şeyim. annemin çeyizlik dantelleri bile televizyonun üstünde yer bulabilirken benim niye yerim yok anlamış değilim doğrusu. büyük çocuk küçük çocuk diye bir sendrom yoktur ancak ortanca çocuk diye bir sendrom vardır. Büyük çocuğun ergenliği küçük çocuğun tuvaleti derken hayatı hep ıskalarlar.
eziyetin alasını yaşayan çocuktur. ekmek almaya o gider. büyüğünün eskilerini giyer. büyüğü ilk göz ağrısı küçüğü ailenin en küçüğü diye sevilir ama ona sevilmek için vasıf kalmaz. her zaman salak olurlar. hep bi eziklik komplexi içindedirler.
--spoiler--
ailede ortanca çocuklar bir türlü yerlerini bulamazlar. tüm ilgi büyük ve en küçük çocuğa yöneldiğinden, ortanca çocuklar daima silik kalırlar. hele bir de en küçük kardeş kız oluırsa ortancaların hiç şansı kalmadığı gibi iyice içlerine kapanırlar.
--spoiler--
Ciddi ciddi bunun travmasını yaşadığını hissettirdi bana ilişki boyunca,ablası başarılı bir öğrenci,küçük kardeşi ise iki kızın ardından gelen erkek çocuk olunca,ortalık malı olmuştu aile içinde.
Sırf bu yüzden ablasına özenmeye,ablasını taklit etmeye,onun gibi olmaya çalıştı,sonuç olarak bi bok olamadı.
Fazlasıyla şanssız olandır. Evde bir şey yaşandığında, ''o senin büyüğün saygı duy'' ve ''o senin küçüğün alttan al'' cümleleri sık sık söylenir kendilerine. ''Ee ben küçüğümü alttan alacaksam, büyüğüm beni neden alttan almıyor?'' diye sorduklarında, belertilen gözlerle karşılaşırlar ve bir daha da sormaya cesaret edemezler zaten. Hayatın adaletsizliğine boyun eğmek zorunda kalırlar. Kısacası, onlar hayatın mağdurlarıdır.
o senden büyük ve o senden küçük sözlerine mağdur olan dertaşlarımdır.
bakkala, fatura yatırmaya, ekmek almaya yani her türlü ayak işini bu çocuklar yapar, yapmak zorundadır.
hiç bir zaman abisinden büyük olamayacak, hiç bir zaman kardeşinden küçük olamayacaktır. en kötüsü de hiç bir zaman haklı olduğunu anlatamayacaktır.
büyük çocuk denetlenir, küçük çocuk sevgiyi alır. ortanca çocukta ise bu ikisi havada kalır. bundan dolayı diğer çocuklara göre daha bağımsız ve daha sosyal olurlar. aynı zamanda akademik alanda olmasa da spor, sanat gibi alanlarda başarılıdırlar.
büyük büyüktür ayrıcalıklıdır.
küçük küçüktür daha yapamaz.
ortanca nedirki herşey ona yaptırılır.
yok yok ortancaları koruma ve yaşatma derneği kurmalıyız..
büyük kardeş gibi özgür değildir
küçük gibi şımartılmamıştır.
büyük kardeşinin eskilerini giyer ama o elbise en küçüğe olacağı demlerde hayli yıprandığından çöpe gider.
bayağı bayağı iki ara bir dere durumu mevcuttur yani.
ortanca çocuklar ne büyüğün ayrıcalıklarına ne de küçüğe gösterilen özene sahiptir. ailede özel bir yerleri olmadığını düşündükleri için arkadaşlığa daha çok önem verirler. genellikle çaçoron, tepkici ve başkaldırıcıdırlar.
anne babaların duruma göre küçük duruma göre büyük kabul ettiği, büyük mü, küçük mü, ne olduğunu tam olarak bilemeyen arada kalan çocuktur.
ayrıca, büyüğün büyüklüğü, küçüğün küçüklüğü ile mücadele etmek zorunda kaldığı için kendisini geliştirme şansı yüksek olan çocuktur.
arada kaynayan çocuktur ne denirse densin. tespitlerime göre en büyük kardeş, en küçük kardeşin "annelik-babalık" olma görevini üstlenirken daha bir yakın olurlar. aradan şutlanan ortanca kardeş de kendi başına büyüme görevi edinir.
hem kardeş sevgisine hem de abi( ya da abla) tarafından korunma güzelliğine haiz şanslı , hayatın daha fazla şey öğrettiği ve daha fazla durum yaşattığı çocuk..