akşam vaktiydi, yanımızda arkadaşlar. eskişehir'de barlar sokağında bir amca vardır bilen bilir 'yalan gibi değil, yanlış gibi değil, çakal gibi değil. se- vi-yo- rum! seviyorum ulan!' diye bağırır. onun geyiğine ben de sokakta bağırdım seviyorum ulaan! diye yanımdaki sevgilime. bir iki adım attık bir teyze -bana yakıştıramadığından olsa gerek- erkek arkadaşım ilan-ı aşk etti zannedip ona bağırdı. 'yaşın kaç ki daha seveceksin be?!' gibilerinden.
sağlam gülmüştük. hey gidi gençlik hey.