dış devlet destekli bütün örgütlerdir. smo, pkk, öso, ypg, ışid, hizbullah, devrim muhafızları, husiler. işin kötüsü biri başlayınca diğer devlet de sessiz kalamıyor buna. iş bu kez haksız daha haksız meselesine dönüşüyor.
Ortadoğulu bir bilge "coğrafya kaderdir" demiş. Bu coğrafya makûs talihine küsmemeli , modern çağda tarımda makineleşme ve yeni sulama sistemleri ile kalkınmalıdır.
araplar ile dolu olmasıdır. ellerinde bu kadar büyük bir güç ( petrol ) varken dünyayı yönetmek yerine emperyalistlerin gazına gelip birbirlerini kesiyorlar çok uzun zamandır.
net olarak mezhepçilik ve aşiretçiliktir. bütün coğrafyanın araplardan oluşmasına rağmen bir türlü kendi içlerinde gerekli dayanışmayı gösterememişler, bunun yerine üstyapıda mezhepçilik, altyapıda aşiretçilik yaparak parçalara bölünmüşlerdir. her ne kadar ters gözükse bile ortadoğu coğrafyasına avrupa kıtası bir rol model olabilir çünkü sosyo-politik anlamda benzerlik gösterirler. avrupa coğrafyasının ortadoğudan tek farkı, ortadoğu coğrafyasının aşması gereken sorunları ortadoğudan asırlar önce aşmasıdır. avrupa kıtası, kendi içindeki bölünmüşlüğü otuz yıl ve yüz yıl savaşlarıyla aşmış, daha sonra avrupa birliğinin temelini atan ortak kimlik nosyonu üzerinden bugünkü durumuna gelmiştir. zannımca ortadoğuya istikrar kazandıracak tek yol, avrupayı örnek olarak oluşturulacak ortak bir "ortadoğulu" kimliğidir.
1) diktatörler ( Türkiye hariç hepsinde Diktatörler var )
2) emperyalistlere hizmet eden terör örgütleri.
bu sorunlar hallolursa bilim, eğitim, adalet, hukuk, sanat, özgür basın, düşünce özgürlüğü önündeki engeller kalkacak, petrol gelirleri diktatörlere değil halka dağıtılacak, ortadoğu ülkeleri birbirleriyle dostane ilişkiler kuracaktır. hatta bu dostluk belki de kuzey Afrika'dan orta asya'ya kadar yayılacaktır. Burada yaşayan milletler huzura erişeceklerdir. var mı böyle bir dünya?
islam coğrafyasının parladığı yoktu. bu zaman nasılsa o zaman da aynıydı. cizye alırdı, cihat ederdi, kadınları çarşafa dolatırdı. avrupa bugün kutsal kitaplarına uymadıkları, onu önemsemedikleri için gelişti. celal şengörün de dediği gibi hristiyanlık ilkel bir ortadoğu masalı, uygulamaya çalışanlar da ilkel insanlara dönüşüyorlar, çevresine eziyet ediyorlar. islam da aynı biçimde. kuran'a uymaman gerektiğini anlamıyorsun işte. bütün deliliğin bu kitaba uymaya çalışanlar tarafından çıktığını da anlamıyorsun.
diktatörleri ve kendi ordularından korkularıdır.
kaddafi darbe korkusu ile orduyu tasfiye etti, sonu malum.
saddam, orduyu kaldırıp kendine cılız bir ordu kurdu, makineleri çalıştıracak subay bile bulamadı, ülke tamamen işgal edildi.
mısır aynı şekilde işgal edildi, diktatörü kaçtı.
suriye ordusu hala birkaç terör örgütünü mağlup etmeye çalışıyor.
suud kralı ordu beslemiyor, adeta abd'ye mevkisini korumak için haraç veriyor.
böyle uzar gider.
türkiye'ye gelince tayyip, saddam'ın yolundan gidiyor.
ordunuz varsa vatanınız, şerefiniz, şanınız var, bugün hiç sorunu olmayan kuzey avrupa ülkeleri bile ordu besliyorsa bir bildikleri vardır, değil mi?
mezapotamya yani ilk insanların ve en verimli toprakların olması,
ayrıca tüm dinlerin birleşme noktası,
ayrıca tüm bu ülkelerin salak ve geri zekalı olması,
ve ayrıca bu ülkelerin din üzerine bu kadar saçma salak kafa takarak uğraşmaları.