Üzengiyi bularak insanlığa büyük bir hediye vermiş muhteşem dönem. Türklerden çok daha ciciydiler. Sadece birkaç on milyonu öldürmüşler, birazını yakmışlar ama o kadar da olur canım. ille de gavur olsun ister çamurdan olsun.
klisenin yıkanmayı yasakladığı, rahibelerin yalnızca ellerini ve yüzlerini yıkayabildiği, tuvalet kullanmayan avrupalılar, lazımlığa işer/sıçar akabinde bu pisliği sokağa boşaltırdı. tavanlar kamıştandı, kediler, böcekler, kuşlar buraya yuva yapar, çok yağmur yağdığında odanın içine düşerlerdi. (its raining cats and dogs) zemin topraktı, sadece zenginlerin evlerinde zemin ahşap ya da başka bir malzeme olabiliyordu.
yıkanma seromonisi şu şekildeydi, büyük bir fıçıya su konur, önce evin en büyük erkeği, sonra en büyük kadını fıçıya girerdi, sonra diğer erkekler, kadınlar, en son da çocuklar ve bebekler. haliyle su epey kirlenmiş olurdu.
mayısta topluca yıkanılır, haziranda evlenilirdi çünkü hala çok kötü kokmuyor olurlardı. gelinler, kokuya engel olmak için bir demet çiçek taşırlardı.
bu sefalet, yoksulluk ve kir içinde yüzyıllarca yaşayan avrupalılar, haçlı seferleri vasıtasıyla anadoluya, arap yarımadasına geldiler. karşılaştıkları medeniyet şaşırtıcıydı. temiz, medeni müslümanlar bilimde, teknolojide, tıpta epey ilerlemişlerdi. onlardan öğrendikleri herşeyi avrupaya götürdüler, ve tarihte rönesans denilen dönem bu yüzyıllarda başlar.
italyan şehirleri ticaret yapmaya başlar, müslüman alimlerin kitaplarını kendi dillerine çevirirler, arapların kendi dillerine çevirdikleri antik yunan eserlerini avrupa'ya yeniden tanıtırlar, tıpta, teknolojide gelişirler, sorgulamaya, düşünmeye, klisenin otoritesini eleştirmeye başlarlar.
geri kalmışlık ve şiddet yönü çok öne çıkartılan bir dönem. gerçi bu vurgulanan unsurlar olmayan şeyler değildir. 16. yüzyılda bile çatır çatır adam yakılan bir kıtadan bahsediyoruz neticede ( (bkz: fuego fuego), (bkz: thomas more)). öte yandan dönemin farklı boyutları da klişelere boğulunarak es geçilmemelidir. ayrıca bu dönemde cordoba ve palermo gibi müslüman hakimiyetindeki kentlerde yaşanan bilimsel, kültürel ve sanatsal gelişmeleri de es geçmemekte yarar vardır.
islam dünyasının şuan yaşadığı dönemdir müslümanlar aydınlanma ile ortaçağı geride bırakan hırıstiyan dünyasına laf yetiştirmek yerine örnek alsalar çok daha iyi olur.
Osmanlı o zamanların avrupasına göre bi hayli modern, önemli olan bunu koruyup gelecek çağlara yaymak.
Avrupa'nın şimdi geldiği seviye ile arasında daglar kadar fark var.
siyasal, ekonomik, sosyal, ahlaki vs her durumdan avrupa için karanlık çağdır.
aynı zamanda osman gazi, orhan gazi, sokullu mehmet paşa, fatih sultan mehmed ve kenan komutanın eminönü köprüsünde oturup şarap içtikleri dönemlerdir.
genlerini günümüze kadar taşımış dönemdir. bunlarda ne vicdan ne cesaret vardır. ilkel dürtülerinden asla sıyrılamamışlar ve onları medeniyetle tanıştıran doğu ya, afrika ya ve amerika kıtasına katliamı armağan etmişlerdir.
bu mağara adamlarının tek bildiği yok etmek ve hep daha fazla istemek olmuştur.
Günümüz ortadoğu ülkelerinden beter olandı. Halbuki eskiden bağdat bilimin kalbi iken şimdi aynı avrupa bilimin merkezi. Demek ki bir şeylerden ders almışlar.