"... özellikle , küreselleşme karşıtlığı , savaş karşıtlığı ve küresel ısınma gibi üç stratejik alanda , internet ve uluslararası medya aracılığıyla sık sık , küresel çapta , kalıcı ilişki ağları oluşturan , birlikte davranma becerisi(örgütlenme , ortak öznellikler , temalar bağlamında adeta bir sınıf şekillenmesi ) gösterteren kitledir . Bu orta sınıf dükkan sahiplerinden , zanaatkarlardan , küçük ölçekli kapitalistlerden daha çok , iş gücünü satarak
yeteneğine , bilgisine dayanarak var olan bir sınıftır . Bu özellikleriyle geleneksel işçi sınıfına çok yakındır . Ancak iyi eğitim görmüş olmak , çoğu zaman ikinci bir dili kullanabilmek , yeni iletişim teknolojilerine kolaylıkla adapte olabilmek gibi özellikleri de vardır . Dahası gelişmekte olan ülkelerdeki sanayi proleteryasından farklı olarak bu kesimin kırsal , geleneksel ilişkilerle bağları kopmuş , duyarlılıkları tümüyle kapitalist meta ilişkilerinin , küresel çapta estetik yöneticilik in etkisi altında şekillenmiştir . Küreselleşme süreci bu orta sınıfı ekonomik ve kültürel boyutlarıyla derin bir biçimde etkilemiş , beklentilerini iyice yükseltmiş , uluslararası kapitalizm in
imajlarıyla arzularını kışkırtmış , ama bunları karşılayamadığı için aynı zaman da derin bir düş kırıklığı yaratmıştır .
Bu toplumsal kesim yüksek kültürel farkındalığıyla şimdi , kendisinin ve çocuklarının , toplumun , nihayet gezegeni geleceğinden kuşku duymaya , hatta korkmaya başlamıştır ... "
Alıntıdır : (07.05.2007 Cumhuriyet , Dünya Ekonomisine bakış , Ergin Yıldızoğlu syf.13 )
21.yüzyılın proleterleşen küçük burjuvaları bugün orta sınıf olarak adlandırdığımız kafa emekçileri, mavi yakalılardır. çağımızın başında aslında bu rahatlıkla görülebiliyordu. mali oligarşi geliştikçe ülke içindeki tüm orta sınıfları köleleştirerek onları proleterya doğal ittifağı yapacaktı. orta sınıfın ya da küçük burjuva kitlelerin giderek proleterleşmesi kapitalist ekonominin giderek kendi krizini derinleştirdiği anlamına gelmektedir.
beyaz yakalılar mavi yakalı sanayi proleteryasından farklı olarak kol emeğini değil, kafa emeğini satar. örnek vermek gerekirse bugün bir dershane öğretmeninin patronuna yarattığı artı-değeri kimse yadsıyamaz. fakat bu sınıfı işçi sınıfından ayrı koyan yan, her an gelişmeye müsait olmalarıdır. bu nedenle küçük burjuva kaypaklığını derinden hissettiriyor. bu nedenle devrimci bir sınıf özelliği taşıyamaz.nitekim bu sınıfın 68 hareketinde önemli bir rölü olmuştur fakat kitlelerin asıl gücü olan işçi sınıfyla tam manasıyla kaynaşamadığından sonuç hüzün olmuştur.
bu oluşan yeni sınıf çağımızın devrimci sınıfı değildir. çünkü proleteryanın asıl gücü hala sanayi işçilerindedir. bu kişiler yalnızca kapitalist sömürünün küçük burjuvaziyi proleterleştirmesinin bir ürünüdür. ayrıca doğada yalnızca gelişen koşullar değiştirici unsur taşır. fakat bu sınıf gelişen değil, yalnızca krizin derinleştiği noktada oluşan saflardır. zaten kapitalizmin krize gireceği noktada geriye iki sınıf ve çevresinde dizilenler kalacaktır. 19.yy öngörüleri her ne kadar değiştiyse de günümüzde kapitalist sömürü kendini korumaktadır ve oluşan bu yeni sınıf yalnızca kapitalizmin bir artığıdır.
sisteme karşıt oluşunu belli eden yazar ergin yıldızoğlu'nun mevcut süre için pek de yadsınamayacak tezidir, ancak şu unutulmamalıdır ki, orta sınıf proleteryası olarak tanımlanan grup yoktur, bunlar çok daha önceleri adı konumuş olan orta burjuvazinin ta kendisidir.
yazarın tanımladığı grup ise türkiye de özellikle 1980 sonrasında olmak üzere kapitalist sistemin içerisinde yer edinebilmiş toplumculuktan bireyciliğe kesin geçiş yapabilmiş insanlardır. bunlar sistem krizleriyle birlikte küçük burjuva yada büyük burjuva olabilme yetisine sahip kişilerdir. kriz sonucunda kar eden burjuva zarar edenler de küçük burjuva konumuna hızlı bir geçiş yaparlar. nihayetinde işcidirler kazançlarının büyüklüğü, fazlalığı onların sistem içinde hep o şekilde kazanacakları anlamına gelmez belki daha fazla kazanacaklardır belki de işten atılıp hiç kazanamayacaklardır. dolayısıyla orta sınıf burjuvası olarak tanımlanan bu orta burjuva sınıfına mensup insanlar ancak proleteryanın müttefiki olabilirler yada sermayedar olup ileride proleteryanın silahlarını doğrultacağı kişilerden birileri olurlar.
"kapitalizm kendini üreten silahları üretmekle kalmıyor, o silahları kullanacak insanları da yaratıyor; proleterya yı
tarımdaki değişim ve sanayileşmenin etkilediği bilişim çağının yarattığı beyaz yakalılar proleteryası. bugün tek bir ideolojik altyapıdan gelmeyen hatta çoğunun temel ideolojik yapılanma süreçlerinden geçmediği gençliğin 21. yüzyılın ortalarında fiilen oluşturacağı ve şimdiki üst orta sınıfın tabana yayılması ve güçlenmesiyle sonuçlanacak durumdur. yani şimdiki nesil istese de istemese de bu sınıfın belkemiği olacaktır. güçlenen ekonomi ve siyasal istikrarda radikal sapmalar olmazsa 2040 yılında hakim sınıf olacaktır. bir önceki yüzyılda işçi bir öncekinde çiftçi neyse şimdiki de o yaygınlıkta ve güçte olacak.