orta düzey ingilizce ve presentabllık üzerine

entry3 galeri0
    1.
  1. am is are + ing ve bilimin açıklayamadığı olaylardan presentabllık üzerine söyleşilerdir.

    erkek adaylar için askerlikle ilişiği olmamak, hızlı düşünme ve analiz yeteneği olmak bunların üzerine yalnızca tuz biber olabilecektir. 25 metrekare bir odada fotokopi çekerken, mal aldığınız antepli iplikçi hamza bey ile telefonda bağır çağır konuşurken, maaşlar bu ay geç yatacakmış haberini öğrendiğinizde bu orta düzey ingilizceyi ve bittabi presentabllığınızı kullanmanız gerekecektir. mülakatta şirkete ne katacağınızı ve şirketin size neler katacağı üzerine zırvalarken insan "iş hayatı böyle bir şey demekki" diye düşünüyor fakat iş hayatı böyle değil. ne iş olsa yaparımdan sikerim böyle işin amını kısmına geçiş aslında çoğu zaman 1 hafta sürer. belki de ilk aşamaya geldiğiniz içindir ikinci aşamaya geçme sebebiniz. kim bilir?

    bir eksikliği kapatmak için başka bir eksikliğe katlanmak ancak kendinize olan saygınızı yitirmenize neden olur. canımı nacizane bazen sıkan, bazen de keyiflenmemi sağlayan tek şey şudur: iyi bir okul için verilen emek, iyi bir iş için verilen emek, presentabllık ve bilimum geniş vizyonlar sonunda gelen iyi bir maaşı vitrine koyarak elde ettiğiniz kadını, bu emekleri harcamamış, yalnızca şekil ve tabiri caizse "piç" takılan bir sixpackli yakışıklının 5 dakikada tav edip sikmesidir. bu bana hayatımın farklı evrelerinde farklı hissiyatlar veriyor. bazen ayakta tutuyor, bazen yaşama sevincimi alıyor.

    kendinizi "birilerine" kanıtlamaya çalışmamalısınız diye bahsedilirken ne yazık ki biz "herkese" kanıtlamak zorunda olanlardanız. veya henüz o levelı atlayamadığımız için levela haddinden fazla değer verenlerdeniz. sonuçta bu basamakta kaldık ve çoğumuz çıkamayacak. bazısı daha alta inmeyi tercih edecek, kimi komple oyunu bırakacak. gerçek şu ki sabırla geçilmeyecek, kısmet filan mı yani bilmiyorum bilen varsa söylesin.

    konferanslarda, söyleşilerde veya televizyonlarda "bir hiçken nasıl çok başarılı oldum"u anlatan birtakım insanlar var. limon satmakla başlamış örneğin, şimdi tekstil kralı. destan yazmak isteyen var ise buyursun limon satmaya başlasın isteyene destek olurum fakat sikerim hırsınızı. ben açıkçası milletin kafayı yemiş derecesinde para ve "başarı" manyağı olduğu şu devirde birisinin televizyonda beleşe başarı rehberliği yapmasının altında bir ibnelik arıyorum. aldığım ayakkapın aynısı aldı diye arkadaşımın boğazını kesiyordum ne yani şimdi bu adam bize yardım mı etmeye çalışıyor? biz de mi tekstil kralı olalım istiyor? yav yürü git siktiğimin keli. ne reklamını yapıyorsun amk yerinde.

    ben kararımı verdim yaşam koçu olacağım. bizim devir biraz farklı eskiye göre. biz gta'larla, cs 1.6'larla büyüdük. bunun anlamı şu ki; biz koşmayız, direktifi verir başkasını koştururuz. biz öldürmeyiz, komutu verir başkasına öldürtürüz. bir sanal kahramanın hayatını bile güzelleştirdiğimizde mutlu olan, kendi hayatımızı siktir etmiş adamlarız. ben yaşam koçu olucam. bulurum bir tane şişko dombili mutsuz bir zengin. "hocam yanlış yapıyorsun bence sen o adamı ara yardım et, para olmasa da saygınlık kazanırsın" derim, paramı alır giderim aga. bence 100 yıl sonra kölelik bir nevi geri gelecek. bu teknoloji bile bilmeyen yerli kabileleri filan bağlarlar bir teknolojik zımbırtıya. sen evinde tuşa basarsın o koşar, space'e basınca zıplar. o senin direktifinle yaşar, sen hiç yaşamazsın. karşılıklı kölelik işte. bu arada kölelik demişken, bazen "keşke eskide yaşasaydım da köle olsaydım ne güzel kas yapardım" diyorum. lol aq.

    nereden girdik nereye çıktık bilmiyorum ama sonuç olarak presentabl olamıyorum. hem tecrübe istiyorlar. yav bu tecrübe nedir amk adının geçtiği her yerde paradoks yaratıyor. mesela; eşin cinsellikte tecrübeli olsun istersin ama aynı zamanda hiç sikişmemiş olsun istersin ve bu imkansız bir şey. bir de iş mevzusunda, ulan iş yok ki tecrübe olsun. kimse iş vermiyor tecrübe soruyor, e iş vermezseniz nasıl tecrübe kazanayım? yine kısır döngü, imkansız. tecrübe kelimesini, kavramını türetenin allah bin belasını versin, görüşmede yeni gelin gibi kırıtıyordum.

    umarım okursunuz. iyi günler.
    3 ...
  2. 2.
  3. kün fe yekün desek hepiniz okurdunuz.
    2 ...
  4. 3.
© 2025 uludağ sözlük