talkan ve curcan sonrası horasan'dan çıkıp güneydoğu anadolu'ya gelen araplardır. avasım denilen bir bölge kurmuşlardır. orta asya'dan geldikleri için de türklerin yerleştirildiği sanılmıştır. oysa türkler, geçmişten beri daha çok kafkaslar'dan sızıyordu anadolu'ya göçebe olarak. o dönemde doğu'da yaşayan ve ermeni olmayıp rum olarak bahsedilenlerin çoğu köken olarak türk'tür. o kiliselere de türkler gidiyordu. ama hem araplar, hem bizanslılar "hololo" yapınca asimile oldular, biz de onlara sanki yunanmış gibi muamele yapıyoruz sırf hristiyanlaştıkları için.
Avrupaya bakıldığında ( ozellikle balkanlar, ispanya) kendini demokrasinin temel taşı sayanlar yunanistan gibi bulundukları bölgelerdeki camileri bırakın kiliseye çevirmeyi büyük bir bölümünü yıkmışlardır. Bizler ise onlardan biraz daha tolere etmişiz insanların inançlarını ve ibadethanelerini.
günümüzde şamaroğlanına dönmüş, onun bunun hizmetçisi, ayakçısı, tetikçisi olmuş barbarlardır. atasına, dedesine, ecdadına sahip çıkmamış, bıraktıklarını orospu çocuklarının lüks hayatlarına peşkeş çekmelerine gözyummuş, oy vermiş, pislik, kan, nefret, terör ve daha nice insanlık dışı varsa içiçe yaşayanlardır.
dinin çiçek atarak dağıtıldığını öğreten tarihimiz var, insanda şaşırıyor tabi. ancak dinler öyle biriyle konuştular o da kabul etti. sonra herkes dini kabul etti durumu yoktur. hoşgörü bir din yalanıdır. dinler kanla yayılmıştır.
öyle barbarlardır ki karşılarına çıkmaya yürek ister.
ortadoğu'nun feodal pisliklerinin anlayamayacağı dinamizme sahiptirler.
devlet onlar için her şeydir, proto-Hegelcidirler yani.
militaristtirler, örgütlenme dehasıdırlar.
yakında sinemalara yine gelecekler, 30 yıldır çektikleri namussuzlukların hesabını soracaklar *