Bu versusa 19.yy ve 20.yy'ın ilk yarılarında kuvvetli bir sekilde hakim olan milliyetçilik de eklenmelidir.
sonuclarina bakarsak bu uclu versusun kaybedeni insanlik ve masum insanlardir.
cikarilacak ders ise inandiginiz deger ne olursa olsun bunu fanatiklik seviyesine cekmeyin olmalidir.
koru korune inancin kimseye faydasi yok. herkes baskasina zarar vermedigi muddetce ozgurdur, istedigine inanabilir istedigine inanmayabilir. her ozgurluk bir baskasinin ozgurluk sinirinda son bulur. bu inanan icin de gecerli inanmayan icin de gecerli.
su gercekleri idrak edecek kadar akliniz yoksa siktirin ormanda maymunlarla yasayin amk.
Kur'an'ın 'fırkalara bölünmeyin!' emrine rağmen; şeyhlerin/hocaların dediklerine itibar eden, akabinde fırkalara bölünen, bu haliyle tabiri caizse hristiyanlıktaki ruhban sınıflarına benzetilmeye çalışılan/benzetilen islamiyetin günümüzdeki hali bu versusun hakkını vermektedir.
Allah, Kur'an'da defalarca apaçık ayetler vahyettiğini bizlere bildirmiştir. Ve Kur'an, her dönemde kendini mucizeleri ile ispatlamaya devam etmektedir. Ama nedense insanlar Kur'an okumak yerine, bizleri 'avam' olarak değerlendiren ve kendilerini kendi tabirleriyle 'havas' olarak gören -güya keramet sahibi insanların sözlerine aldanıyor.. çok üzücüdür ki insanlar, bu havascı abilerin Kur'an ayetlerini istedikleri gibi evirip çevirmesine müsade etmişler, onları yüceltmişler, bu abilerin tefsirlerine takılı kalmışlar ve Kur'an'ı rafa kaldırmışlardır. müslümanlığa vurulabilecek en büyük darbe budur.
bu abiler, avam takımının Kur'an'ı anlayamayacağını, yalnızca havastan olanların Kur'an'ı doğru okuyup anlayabileceğini öne sürüyor, kendilerine karşı çıkanlara ''mana ile Kur'an okumuyorsun'' diyorlar. bununla yetinmeyip keramet ve velayet adını verdikleri iki makamdan bahsediyorlar, keramet olmasa da olur ama velayette peygambere ortağız, Allah bize de vahyetti diyorlar.
yemin ederim ''tavasin'' adlı bir kitabı azıcık karıştırdıgımda küçük dilimi yutacak oldum, mesnevi'den bahsetmiyorum bile.
Allah'ın ayetleri diyor ki, bir daha peygamber yollamayacağım, bu sondu. bir daha vahyetmeyeceğim.
bu insanlar hangi akıl fikir ile Allah bize vahyetti diyorlar. hadi o buna cüret etti, etrafına toplananlar bir kere Kur'an'ı karıştırmamışlar mıdır ben müslümanıp deyip?
sorulsa, hak din islamdır. değiştirilemeyen tek kitap Kur'an-ı Kerim'dir. müslümanlar olarak kitab-ı mukaddes ile övünüyoruz. ama kendini peygamber ile bir tutan hoca olarak tabir etmek istemediğim insanları iki arapça söz söyledi diye alim zannedip, ne dediğini anlamadan ve ayetlerle fikirlerinin doğruluğunu tespit etmeden, alim ilan ediyoruz. bu kötülüğü insanlığa niye yapıyoruz?
benim kaynağım Kur'an. bir müslüman olarak yüceltilen o hocaların fikirlerini ve eserlerini sorguluyorum, sorgulamaya devam edeceğim. Allah, defalarca insanlara kullanmaları için akıl verdiğini kitabında bizlere bildirmiştir değil mi? o halde, kitabı bir kez olsun elimize alıp okumaya başladıgımız takdirde, Allah'ın da izniyle, ortalıkta ne kadar boş beleş insan olduğunu anlayabiliriz diye düşünüyorum sevgili suserler.
Allah akledenleri sever. akledenlerden oluruz inşallah.