"Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. insanlar sadece 2’ye ayrılırlar: iyi insanlar ve kötü insanlar." demiş Einstein'ların Albert.
iyi insanlarla da, kötü insanlarla da nerede karşılacağımızı hiç bilemedik, bilemeyeceğiz de. maksim gorki hayatıma yön veren, bana "sen öyle değil, aslında böyle birisin' diyen yazardır. müthiş bir bölüm vardır ana kitabında. ilk okumamın üzerinden 10 yıldan fazla geçti, hala ezbere bilirim;
"önceden insanlara kızardım. sonra fark ettim ki, kalbi kırılmamış kimse yok. herkes komşusunun hışmına uğramaktan korkuyor ve bu yüzden ilk darbeyi kendisi indirmek istiyor. işte hayat böyle anacığım."
bizi bencil olmaya zorlayan, diğer insanların bencil olmasıdır. onların bencil olmasının sebebi de bu ama, bencil olmamız. bu kısır döngüde, birinin bize ilk darbeyi indirmesi korkusunu aştığımız zamanlar olur. varsın o indirsin deriz bazen, ilk darbeyi.
somut bir şeye de ihtiyaçtır yoktur bunu hissetmek için. bazen sevilen bir şiir, bazen aynı otobüsün beklendiği durak. göğe giden...
zırhımızı çıkarıp, savunmasız bir şekilde konuşabildiğimiz insanların olması, belki de hala nefes alabiliyor olmamızın sebebidir. bilmiyorum. bildiğim şey, uzun aradan sonra, en kalın zırhımı üzerime geçirip tekrar geldiğim burada, farkında olmadan karşısında zırhımı çıkardığım.
biçilmiş çim kokusu var, toprak kokusu. babamın kokusu var, annemin telaşlı sesi. eski bir mektup var, eski bir dosttan gelip saklanan. tekrar okununca tekrar dost olunan. hep var olsun...
kendilerini pek tanımasam da, * nadir yazıları ile her halinden sözlüğün kaliteli yazarlarından olduğu belli olan yazar.
ayrıca çok düşünceli biri olduğu da kesin.
şu da benim o'na teşekkürüm olsun o zaman,
"..
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.
.." cemal süreya .. *