Seni
Seviyor olmanın alışkanlığıyla selamlıyorum sevgilim...
Bu mavi kampoya mezarlığı,
Şu balkonda kuruyan tuvalet
O gördüğün kaldırım boylu çocuk aşkına;
Dudaklarına dokunup duran dudaklarıma dokunmaya dayanabiliyorsan şayet;
şayet algılayabiliyorsan içimdeki 'sen' arzusunu, öznelerime karışmadan girebileceksen cümlelerime, kirpik uçlarımı ıslatmadan gidebileceksen ve göz bebeklerime çocuğun gibi bakabileceğine söz vereceksen, şimdi bütün kaldırımları orospu ederim ayaklarına!
-ki bilirsin bu kentte hiçbir yalnızlık piç değil...
her ayrılığa bir domuz çamuru bulamak zorunda hissediyorsan kendini, git...
adımların geri atarken bile titriyorsun... âdil olmayan kavgalara bulamadan hakikâtimi, pembe kurdeleli , liseden kalma bakışlarına tükürmeden git...
bu ofisi uğrak bilmemelisin artık.
Sola kayan bakışlarıma hedef olmaktan çıktı gülümsemelerin...
Adının dili; tenha sessizliğimle sevişirken iz bıraktı boynumda...
Geride kalan kahpe aşk klasiklerinden on dördüncü seriyi tekrar izliyorum.