boşuna dememişler "ölende mi kabahat, öldürende mi?" diye. günün her saati ağır birşeyler mutlaka düşürürler yere, ve mutlaka ağır birşeyleri gacırt, gucurt, gacırt, gucurt diye çekerler. ulan hay ocağınızı sikeyim be, ne sürüklüyosunuz yerlerde gün boyunca, ne düşürüyosunuz yere sürekli ya.
bütün mahkemeler bu komşu kavgaları hakkındaki dosyalarla dolup taşıyormuş. en çok bu tür davalar açılıyormuş.
bide bunların pazar günleri misafir gelen torunları vardır. siktiminin iğrenç, sıtma görmemiş sesiyle ciyak ciyak bağırır.
neden ben her gittiğim apartmanda birilerini dövmek zorundayım yahu?
hiçbir apartmanın garantiside yoktur. bir yıl sessiz geçer, sonra komşular değişince gelen gideni aratır.
müstakil, istanbul'a minimum yakınlıkta nereler vardır bilemiyorum sözlük. yirmi sekiz yaşımda hapse girmemek için sanırım bir müstakil ev bakma zamanım gelmiş.
bahçemede hep hayalini kurduğum güzel bir köpek alırım. mışıl, mışıl uyurum onunla koyun koyuna. ne yavşak komşu gürültüsü var ne birşey.
hayır arkadaş bunlar mutlaka hergün süpürge yapar birde. abi hergün ne süpürgesi yapıyorsun ya? ulan nerde titizlik delisi komşu var beni bulur.
en lüks apartmanda evde alsan farketmiyor arkadaş. "ev alma, komşu al" demiş ya eskiler, hakikaten çok doğruymuş.
müstakil, istanbula minimum uzaklıkta biryerler bilen yazarlardan yardım istiyorum. oraları araştırayım hiç değilse.
ayrıca bu avradını siktimin gürültücü komşularının yanısıra bu yeni binalarda ses yalıtımı sıfır oluyor.
alçıpan gibi duvarlar. osursan heryerden duyuluyor. birde o parlak zekalarını siktimin müteahhitleri yan komşunun oturma odasıyla, senin yatak odanı dip dibe yapıyor ve araya perde kadar ince bir duvar yapıyor. ev alırken dikkat edin. ben yandım eller yanmasın.
böyle sik beyinli mimarlar var yani.
yutong duvarlar var artık yeni binalarda. böyle alçıpan gibi. vurduğun zaman duvara hafif bir yumrukla, bütün ev uğulduyor.
yani nerde o eski evler. kartondan evden yapıyorlar ve fahiş fiyattan satıyorlar. karton amına kodumun evleri ya, karton karton.
en lüks evide alsan, iş malesef komşuda bitiyor. veya yalıtım yaptıracaksın. ne kadardır bu yalıtım onuda araştırayım bari sözlük.
ve hep gördüğüm, okuduğum şey; uyarsan dahi bu orospu çocuğu gürültücü komşuları, en fazla 5-10 gün dikkat ediyorlar.
üst komşum olan, 2 kız ve 1 erkekten oluşan daire sakinlerim ve sabaha kadar bitmek bilmeyen salak muhabbetlerini hatırladım. yok mevzu önemli olsa tartıştıkları anlayacağım da, arkadaş nerede saçma sapan konular var sanki dibimde gibi sabaha kadar konuşuyorlar. ne bileyim ne denir.
tasınalı bır ay oldu. apartman komple öğrenci tamam anlıyoruzda sabah dersiniz yok mu amk mun cocukları dediğim, hafta ici en az 3 gün parti yapıp saat 4 lere kadar benı uyutmayan komşudur. sayelerinde genelde gec kalıyorum ya da derse gidemiyorum. hani bizde öğrenciyiz bizde müzik açıyoruz son ses, halden anlarız falan diyorum ama bunlar ciddi abartıyor sözlük. bu yıl nasıl bıter lan bu gürültüyle bu komsuyla. birde ilk geldiklerinde börek yapıp götüreyim diyordum. kafamı ziksinler.
evin içinde kızakla seyahat ettiklerini düşündürür alt komşularına. ve mutlaka hergün beş, on kiloluk şeyler düşürür yere.
alt komşu hiçbir zaman anlayamaz üst kat komşularının durmaksızın neden eşyaların yerlerini değiştirdiklerini, eşya sürüklediklerini.
hayır arkadaş ikiside yaşlı, yetmişine merdiven dayamış insanlarsınız, dengim, akranımda değilsiniz. yumuşak başlılarda, uyarıyosun "ayyyy çok pardon plastik bağlıycam sandalyenin ayaklarına, bizim hanım dikkatsizdir biraz, özürdileriz" diyor. beş gün sonra aynı terane.
çeşit çeşit orospu çocuğu komşu vardır sözlük. üst katta öküz gibi müzik dinleyenlerden, haftada üç gün evde parti verip, bağıra çağıra muhabbet edenlere, hatta bunlardan çok daha korkunçlarını okuyabiliyorsunuz internette.
yan taraftada genç çift var. bir defa duydum seviştiklerini. hayır bari üst kattakilerde sevişsin o sese razıyım, eşya gürültüsünden daha dayanılabilir diyeceğim fakat; altmışlı yaşlarını süren iki insanın sevişmesini aklımda tahayyül edemedim şimdi.
herneyse; apartman hayatının, toplu yaşama zorunluluğunun bir götürüsü bu. her beş insandan dördü şikayetçi.
gecenin ikisinde havaya kurşun sıkan adam var yahu. gecenin ikisinde çekiçle çivi çakan (hemde her gece, ulan kaçak kat mı çıkıyorsunuz a şerefsizler)
gecenin üçünde süpürge yapanlar.
olacak o kadar skeci vardı bir tane fakat bulamadım şimdi linkini.
yahu kardeşim; ne zaman bu insanlar bir arada, birbirlerinin sınırlarına saygı duyarak yaşamayı öğrenecekler.
o skeci bulamadım ama o kadar güzel özetlemiş ki; "gelde türk deme" diyor madur komşu.
kimisi misafirleri eşliğinde gecenin üçüne kadar gürültü yapar, sonra "oh be" dersin, "misafirleri gidiyor, artık uyuyabileceğim" ama bir postada kapının önünde yani apartmanda muhabbet ederler. ulan ne anlatacaksan anlat içerde. bir türlü ayrılamazlar.
sonra balkondan, misafirleri uğurlarken/el sallarlarken bir muhabbet daha patlatırlar.
Halısını neden dublex dairesinin üst katından silkelemediği merak edilen, bu çocuğu değil kendisi orospudur. Silkelesene kendi bir alt katına kaşaryan.
bir hadiste peygamberim(sav) diyor ki;
"cebrail bana komşu haklarından ve komşuluğun öneminden bahsediyordu, zannettim ki konuşmanın sonu "komşu komşuya mirasçıdır" diye bitecek"
işte bu kadar önemlidir komşu hakkı,
yani insan hakkı önemlidir aslında ama komşu nihayetinde akrabandan fazla gördüğün, daha yakının olması gereken biridir,
ama ne yazıkki bütün değerler ile beraber o değer de ziyan olup gitmiş,
ben hatırlıyorum da, çocukken eğer ayağımızı yere sert vurduysak annem den dayak yerdik ve alt komşudan özür dilemeye giderdik, şimdi çocuğuna fiske vurana yobaz denilen bir toplum ve o toplumun içinde bulunduğu duruma bakıyorum da, yazık etmişiz kendimize.
herkes için geçerli olmayan, ama sanki üst kattaysam illaki bir orospu evlatligi yapmam lazim der gibi komsu modeli de eksik olmayan komsudur. kafam gitti sinirden ne dediğimi de bilemedim. yani abi git dami akan bir gecekonduda yasa ama alt komsu olma AMK.
Bu kategorideki 2014 ödülünü bizim komşumuz sonuna kadar hak etmektedir.
Üst kattaki temizlik hastası kadın, her gün aynı saatte nevresim takımlarını ve bazen yorganları çırpmaya başlar. Üç oda bir salon evde, üç odanın camından da istisnasız her gün aynı yatak örtülerini vs. çırpar. Salondan ise evdeki her halıyı her gün silkeler. Ve yaklaşık iki buçuk saat süre boyunca da elektrikli süpürgeyle evi temizler. Ve hatta apartmanın içini kapısının önünü de elektrik süpürgesiyle süpürür.
Bu rutinlerin haricinde her daim sürpriz yapmayı seven üst komşumuz pencereden bir şeyler silkelemezse depresyona gireceği için kafamızı es kaza camdan çıkartacak olsak sofra bezini vs. çırpıverir, hiç kaçırmaz. Yukarıya başınızı kaldırıp sövmeye kalktığınızda ise elindeki bezi silkelemeye devam ederken "Yoo vallaha çırpmadım, aşağı cam açık mı ona bakıyordum," der.
iki tane veletleri vardır bunların. Ve akşama kadar evde tam saha, çift kale futbol oynarlar. Medeniyetsizin çocuğu da medeniyetsiz olur tabii. Öyle dam dum gürültüler çıkar ki, yukarıda insan evladı yürümüyor da bir tabur asker uygun adım marş yürüyor zannedersiniz.
Bir de bu kadını her gün elinde bir yerlerden kuran ile dönerken görürüm. Kuran oku, namaz kıl yeter zaten bu ülkede. Bunları yaptıktan sonra her türlü boku yiyip vicdan azabı çekmeden yaşayabilirsiniz.
Lan siktir git köyüne amk ayısı. Emeklisin işin yok gücün yok.. sabahtan akşama kadar son ses televizyon izleyip, 15 dakikada bir garip garip sesler çıkartıyorsun defol git lan bu binadan!
Gece gunduz dinlemeden hayvanvari adimlarla evde kosturup yuruyebilen ust komsudur. Gecenin bir vakti supurge acabilir veyahut saat gece 2de catir cutur bulasik yikayabilir.
Defalarca uyarmamiza ragmen hala ayni boku yemesi sanirim hayvanvari oldugunun gostergesi tabi.
Alismamis gotte don durmuyor, bunlarin yeri maalesef toplu yasam alanlari degil.